Demirtaş'ran İmamoğlu'na: Umudu kişilere bağlamak doğru değil 

Demirtaş'ran İmamoğlu'na: Umudu kişilere bağlamak doğru değil 

CHP İstanbul adayı her platformda 'Ben kendimi umut olarak görüyorum' konuşması ile ilgili, "Umudu kişilere bağlamak doğru olmaz. İlkelere ve bu ilkeler etrafında birleşmiş daha geniş mücadele birliklerine ihtiyaç var" dedi. 

HDP'li Selahattin Demirtaş bir soru üzerine CHP İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu'nun 'Ben kendimi umut olarak görüyorum' açıklamalarına tepki gösterdi. 

31 Mart seçimlerinde tam destek verdiği CHP adayı Ekrem İmamoğlu'na 'umut' ile ilgili tepki gösteren Demirtaş, "Ben dışarıdayken de çok defa söylediğim gibi, umudu kişilere bağlamak doğru olmaz. İlkelere ve bu ilkeler etrafında birleşmiş daha geniş mücadele birliklerine ihtiyaç var. Kişiler üzerinden yürüyen mücadeleler, demokrasi kültürünün oluşmasına yeterli ve kalıcı katkı sağlamaz. Sayın İmamoğlu’nun da mevcut pozisyonunu ve haklı halk desteğini kalıcı hale getirebilmesinin yolu budur" dedi.


PKK'lı Öcalan’a sözde uygulanan tecritin kaldırılmasına çok sevindiğini belirten HDP'li Selahattin Demirtaş, 34 gazeteci, yazar ve eleştirmenin birer sorusunu yanıtladı.


Terör suçundan cezaevinde yatan HDP'li Selahattin Demirtaş, Gazete Duvar'dan İrfan Aktan'ın organizasyonu ile 34 gazeteci, yazar ve eleştirmenin birer sorusunu yanıtladı.

PKK'nın siyasi uzantısı HDP eski eş genel başkanı Sewlahattin Demirtaş'a soru sormak için sıraya giren gazeteciler arasında; Sedat Ergin, Hasan Cemal, Ece Temelkuran, Nevşin Mengü  Ayşegül Doğan, Doğan Tılıç, Fatih Polat da bulunuyor. 

İşte HDP'li Demirtaş'a yöneltilen sorular ve cevapları: 
 

"SEVGİLİ BAŞKAN SENİ ÇOK ÖZLEDİM, NE ZAMAN ÇIKACAKSIN?"


Hasan Cemal (Gazeteci): Sevgili Başkan, seni ve sohbetini çok özledim, seni bu kadar zamandır hapiste tutan adaletsizliğe zaman zaman isyan ediyorum. Ne zaman çıkacaksın? Ne zaman hasret gidereceğiz?

Merhaba Hasan Abi, sesini duymak güzel. Ben de misafirperverliğini ve güzel sohbetini özledim. Bunu bir dahaki duruşmada tahliye gerekçesi olarak ileri süreceğim ama kabul göreceğini sanmıyorum. Halk yeterince isteyince ve bunu istediğini yeterince görünür kılınca cezaevleri boşalır. 

İMAMOĞLU'NA CEVAP: UMUDU KİŞİLERE BAĞLAMAK DOĞRU OLMAZ 

Mehveş Evin (Gazeteci): Ekrem İmamoğlu ve CHP’nin İstanbul siyasetini nasıl değerlendiriyorsunuz? İmamoğlu, Türkiye’nin demokratikleşmesi adına bir umut mu? 31 Mart’taki gibi 23 Haziran için de seçmenlere bir çağrı yapacak mısınız?

HDP'li Selahattin Demirtaş bu soruya CHP adayı Ekrem İmamoğlu'nun 'Ben kendimi umut olarak görüyorum' açıklamalarına atıfta bulunarak şu şekilde cevap verdi: 


Ben dışarıdayken de çok defa söylediğim gibi, umudu kişilere bağlamak doğru olmaz. İlkelere ve bu ilkeler etrafında birleşmiş daha geniş mücadele birliklerine ihtiyaç var. Herkesin demokrasi cephesi gibi kolektif yapıların oluşmasına destek vermesi ve böylesi yapıların parçası olarak mücadele etmesi daha elzemdir. Kişiler üzerinden yürüyen mücadeleler, demokrasi kültürünün oluşmasına yeterli ve kalıcı katkı sağlamaz. Sayın İmamoğlu’nun da mevcut pozisyonunu ve haklı halk desteğini kalıcı hale getirebilmesinin yolu budur. 23 Haziran seçimine ilişkin partim HDP tavrını ortaya koyuyor zaten. Benim de bundan farklı bir tutumum olmaz. 

"SELEHATTİN DEMİRTAŞ BİR KADIN OLSAYDI..."

Melis Alphan (Gazeteci): Selahattin Demirtaş bir kadın olsaydı, Türkiye siyasetinde bu kadar öne çıkabilir miydi? 

Yaşamın her alanında olduğu gibi, siyasette de kadına yönelik ayrımcılık son derece barizdir. Kadınların mücadeleyi nasıl büyüteceklerine benim yol göstericilik rolüne soyunmam işin doğasına aykırı olur. Ben sadece mücadelenin bir parçası olabilirim. Yoksa kadınlar inatla, kararlılıkla ve cesaretle yürüyorlar zaten. “Bir kadın olsaydım” faraziyesi üzerinden bile önerme yapmam, akıl vermeye kalkmam doğru olmaz. 

SİZ CEZAEVİNDEN ÇIKINCA KİM GİRECEK SİZCE?  


Nevşin Mengü (Gazeteci): Ergenekon sanıkları cezaevlerindeyken, kimileri cezaevi duvarlarına “biz çıkacağız siz gireceksiniz” yazmıştı. yazdıkları gibi de oldu. Siz çıkınca kim girecek sizce?

Biz çıkınca, haksız yere bir tek insan dahi cezaevine girmesin isterim. Gerçekten de adil, tarafsız ve bağımsız bir yargı; adaletli ve özgürlükçü yasalar olsun, hapishanelerin tamamı da insan onuruna uygun hale gelsin diye mücadele ederim. Böyle bir sistemde kim gerçek suçlu ise o girsin derim. 

"KAYNAĞINI TÜRKÇÜLÜK VE İSLAMCILIKTAN ALAN..."

Şalom Gazetesi: Türkiye’deki görsel, yazılı ve sosyal medyadaki antisemitizmin nedenleri hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Türkiye’deki antisemitizmin beslendiği kaynaklar, dünya genelindekinden biraz farklıdır diye düşünüyorum. Kabaca ifade etmem gerekirse kaynağını Türkçülükten ve siyasal İslamcılıktan alan daha “yerli ve milli” bir antisemitizm var. Siyasal İslamcılar eleştiri veya tepkilerini İsrail hükümetlerine yöneltmek yerine doğrudan Yahudi inancına yönelterek bunu bir nefrete dönüştürebiliyorlar. Yine uluslararası sermaye gücünün, lobilerin ve emperyal devletlerin yönetiminin kontrolünün ağırlıklı olarak Yahudi iş insanlarının elinde olduğu ve bunların da sürekli Türkiye’yi bölme planları yaptığını iddia eden Türkçüler de bu iddialarını Yahudi düşmanlığına kadar vardırabiliyorlar. Bu vesileyle, sizler aracılığıyla tüm Musevi kardeşlerimize selamlarımı iletmek istiyorum.

"ERMENİ SOYKIRIMI İLE YÜZLEŞİLMESİ..."


Yetvart Danzikyan (Gazeteci): Ermeni Soykırımı’nın başlangıç tarihi olan 24 Nisan’ın 104. yılını geçtiğimiz ay idrak ettik. Ermeni Soykırımı ile yüzleşme konusunda neredeyiz, nereye doğru gidiyoruz? Bu konu ile bir gün yüzleşecek miyiz?

Sevgili Yetvart, üzülerek görüyorum ki Ermeni Soykırımı ile yüzleşilmesi ve hem Türkiye halklarının hem de Ermeni halkının daha güvenle, dostça yollarına devam edebilmeleri imkanından halen çok uzağız. Sabırla ve kararlılıkla iki toplumun barışı, helalleşmesi, Ermeni halkının yasını tutarak travmasını atlatabilmesi için çabalarımızı sürdürmek durumundayız. Agos’taki tüm dostlara, Ermeni kardeşlerimize selamlarımı iletirsen sevinirim.

"HDP'DE RADİKAL BİR DÖNÜŞÜMÜN ÖNÜNÜ AÇARDIM"

Sedat Ergin (Gazeteci): Özgürlüğünüze kavuştuğunuzda geçmişe kıyasla neyi, neleri farklı yapardınız? Nasıl farklı yapardınız?

HDP bir lider partisi değil elbette ama parti içi demokraside ciddi eksikliklerimiz olduğunu düşünüyorum. Öncelikli olarak bu konuda radikal bir dönüşümün önünü açardım herhalde. Bu konuda yeterince başarılı olamadığımızı düşünüyorum. Diğer partilere nazaran HDP en ileri noktada olmasına rağmen bununla yetinmememiz gerekir. Demokratik siyaset kendi ayakları üzerinde durabilen, güçlü ve itibarlı bir konuma kavuşmalıdır. Bu da ancak, parti içi demokrasi ve şeffaflıkla mümkündür. Yazılarınızı ilgiyle takip ediyoruz. Bunun için her gün Hürriyet gazetesi bile alıyoruz. Selam ve dostlukla Sedat Bey.

KÜRTLERİN ‘JOKER SEÇMEN’ GİBİ GÖRÜLMESİ

Sema Kaygusuz (Yazar): Son yerel seçimlerde Kürtler yalnızca seçmen bireylere indirgenmiş görünüyor. Seçim yapmadıkları sürece görünmezleşeceklermiş gibi. CHP açısından demokratik güç birliği yapılan aktif politik bir kitle olarak çekingen bir dille savunulurken, AKP ve MHP açısından kendilerine oy vermedikleri sürece potansiyel suçlu olarak gösterilmeye devam ediliyorlar. 

AKP, CHP ve MHP’ye göre Kürt var ama bu “Kürt”ün sadece seçmen kağıdı var. Bir anadili, kendine ait bir kültürü, kadim bir coğrafyası, sorunları, talepleri, acıları var mı yok mu belli değil. “Kürt” kavramının bu haliyle dolaşıma sokulması Kürt halkı açısından büyük bir kazanım değildir. Şüphesiz ki her Kürt, diğer etinisitelerden insanlar gibi birer bireydir. Kürtler de özellikle 23 Haziran seçimine giderken bütün bunları değerlendirerek bir karar verecektir mutlaka. 

Siyasetcafe.com 

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.