Büyük oyunu deşifre etti

Milli Eğitim Bakanlığı'nın 28 Şubat'taki ikna odalarını hatırlatan sorgu odalarına bir tepki de MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'dan geldi.

MHP Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural, bakanlık tarafından valiliklere gönderilen yazılı emir doğrultusunda bütün şehirlerdeki özel okul, yurt ve dershanelerin baskı altına alınmak istendiğini belirtti. Vural, “Açıkçası toplumu yönlendirip suç isnat etmek amacıyla yapılan girişimler. Bunlar bir tezgahtır. Vatandaşı gerçekten bir tezgahın içine sokup muhtemelen suç ve suçlu üretmek amacıyla yapılan bir şey.” dedi.

Grup Başkanvekili Vural, okullarda küçük yaştaki çocukların, "Öğretmenlerimiz devlet büyükleri hakkında konuşuyor mu?" şeklinde sorguya çekilmesinin, doğrudan doğruya vatandaşı korkutmak amacı taşıdığını savundu: “Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir sorgulama yetkisini nereden buluyorlar? Devlet büyüklerine hakaret meselesi varsa bunun savcılık meselesi var. Öznesi olmayan böylesine bir girişim, açıkçası parti devleti gibi milleti sindirmek amaçlıdır. Hukukun içinde olmayan bir davranış şeklidir. Böyle bir sorgulama yapma haddini nereden buluyor bunlar? Bu açıktır ki siyasi yönlendirme ve bütün milleti, insanları çocuklarıyla tehdit etme suretiyle yönlendirme amacı taşıyor.” İlkokul çocuklarına öğretmenlerini sorgulatan bir eğitim sisteminden hayır gelmeyeceğini söyleyen Oktay Vural, “Bu ne rezalettir. Eğer bilgileri varsa idari soruşturmayla bununla ilgili kişiyi doğrudan doğruya çağırırsın ama bu, vatandaşları baskı altına almak için yapılan bir şeydir. Kabul edilemez. Burası Nazi Almanya'sı mı ki ikna odaları, sorgu odaları kuruyorlar? İnsanları tehdit ediyorlar, yaptın mı yapmadın mı diye. Öğrencilere kendi öğretmenlerini sorgulatan bir eğitim sistemi, zaten iflas etmiş bir eğitim sistemidir.” şeklinde konuştu.

Komşudan komşusunu, öğrenciden öğretmenini ihbar etmesini istemenin fitne çıkarma amacı taşıdığını dile getiren Vural, bu şekilde fitne fesatla eğitim olmayacağı gibi devletin de yönetilemeyeceğini belirtti. Yapılanın kabul edilemeyecek bir uygulama olduğunu savunarak, “Bu konuda böyle bir hakaret varsa, birisi söylemişse gider onu sorgularsın. Bunu anonim şekilde ortaya koymak olmaz. Yani ödüllendirecekler mi aynı zamanda, acaba bunu söylerse diye? Korkutma, sindirme ve muhtemelen birilerine suç isnat etme amacıyla tezgah hazırlanıyor. Görünen o ki eğer birtakım camialara mensup okullar varsa bu okullar üzerinde bu yönlü yönlendirme yapma amacı taşıyor. Devlet kendi okullarına, öğrencilerine, öğretmenlerine savaş açmış demektir. Suç ve suçlu icat etmek amacıyla 30 Mart sonrasına yönelik girişim yapıyorlar, belli.” değerlendirmesinde bulundu.