Bakan Koca'dan çok önemli koronavirüs açıklamaları
Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısı saat 17.00'de video konferans yöntemiyle başlamıştı. Toplantı sonrasında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son durumla ilgili açıklamada bulundu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Bu mücadelede iyimserlerin, küçük zorluklardan yılmayanların, başkalarının sağlığını kendi sağlığı gibi gözetip kollayan özverili insanların mücadelesidir. Emek verenleri, sağlık camiamız adına kutluyorum. Günün sonunda kazanacak olan iyiliktir.
Salgın insanlığın gündemindeki ciddeyetini koruyor. Dünya genelinde toplam vaka 10,5 milyon can kaybının 510 bini aştığı bildirilmiştir. Toplam vaka sayılarında gerileme yerine zaman zaman hayal kırıklığına yol açan artışlar olmaktadır.
Zaman kazanmak için kısıtlarla elde edilen sonuçlar bir mücadele üstünlüğü sağlamamıştır. Asıl olan hayatın içinde elde edilecek sonuçtur. Başarının yeni kıstası budur.
"TÜRKİYE TÜM DÜNYADA TAKDİR TOPLAMIŞTIR"
Türkiye 83 milyon nüfusuyla süreç içinde tüm dünyada takdir toplamıştır. İnsan sağlığının hak ettiği kıymeti gördüğünü ortaya koymuştur. Dünyaya örnek olan başarıyı kaldığımız yerden sürdürmeliyiz.
Yeni vaka sayılarımızda 1000'in altına inme başarısından sonra yakın dönemdeki artışlarla bazı tedirginlikler yaşamaya başladık. Vaka sayılarındaki artışlar kolaylıkla kontrol altına alınabilecek artışlardır. Riske karşı alınabilecek tedbirler uyulması çoğu kere kolay olan tedbirlerdir.
"SALGINLA MÜCADELE BİZDEN İMKANSIZ OLANI İSTEMİYOR"
Yapmamız gereken tedbire uygun seçenekleri aramaktır. Salgınla mücadele bizlerden imkansız olanı istemiyor. Virüs gerçeğini dikkate alarak hayatımıza elden geldiğince düzen vermemizi gerektiriyor.
Hekimlerimizin, sağlık personelimizin özverisinden pekçok kez bahsettik. Onlar bu süreçte hayat kurtaran kahramanlar olarak görev aldılar. Şimdi ortaklara, yardımcılara ihtiyaçları var.
Kurallara uyum gösteren herkes bugünün şartlarında hayat kurtaran kahramanlardan biridir. Güvence altına alınacak hayatlardan birisi de kendi hayatımızdır. Bu salgının sağlığımızı tehdit ettiği ne kadar doğruysa kişisel hürriyetimizi bir ölçüde sınırlandırdığı da aynı şekilde doğrudur.
Tedbirlere birlikte uyarsak hürriyet alanımızı genişletiriz. Salgını bir sağlık sorunu olmakla sınırlandırırız. Uymazsak vaka sayıların artması, virüse yakalanma endişesinin büyümesi ortak hayatımızı geriletecektir.
Virüsler ve tedbirler konusunda yanlış bilinen bazı noktalar var. Virüsün yayılma hızının azaldığı düşüncesi yanıltıcıdır. Hasta etme gücünün zayıfladığı yönündeki düşünce bilimsel dayanaktan yoksundur. Bunlara itibar edilmesi birçoklarının hastalığa yakalanmasına, hastalığı başkalarına bulaştırmasına neden olmaktadır.
"BU TİP HABERLERE İTİBAR ETMEYİN"
Bilim Kurulumuzca doğrulanmadıkça bu tip haberlere itibar etmeyin. Umutlarınızı kesinleşmemiş bilgilerle yıpratmayın. Maske ve mesafe konusunda yanlış kanılar bulunmaktadır. Bu kurallar kendimizi ve karşımızdakini riskten korumamıza yarar.
Virüsü belirtisiz şekilde taşıyorsak bunu bilemeyiz. Virüsü haberimiz olmadan başkalarına bulaştırırız. Özellikle büyüklerimizi tehlikeye atmış oluruz."
Sosyal hayat içinde maske kullanmak, 'ben karşımdaki insana, bu hastalıkla mücadele eden topluma saygılıyım' demektir. Hastalığı geriletmek için sorumluluk alıyorum demektir. Maske mecburiyetinin getirildiği il sayımız 60'ın üzerindedir. Uygulama büyük destek bulmuştur düşünce olarak. Uyum ise aynı oranda değildir. Gerekli her durumda kullanılmamaktadır. Maske kullananların bir kısmının da kullanım koşullarında dikkatli olmadığı görülmektedir. Günlük maskeler ertesi gün koruyuculuk özelliklerini kaybetmektedirler, tekrar kullanılmamalıdırlar.
Tedbirlerden biri tek başına yeterli sayılmaktadır. Maskemizi takarak kazandığımız üstünlüğü mesafeden ödün vererek kaybetmemeliyiz.
Toplum Bilimleri Kurulumuz salgınla mücadelede olumlu yöndeki veya risk içermesi muhtemel mücadele gücünü arttırmaya yönelik analizler yürütüyor. Bu kurulda üzerinde durulan şu düşünce dikkat çekici olmuştur, tüm dünyadaki sonuçlarıyla izlenen salgın toplumumuzda dramatik etkiye yol açmıştır. Hayattaki değişme, izole bireysel yaşam bireysel gerilimi arttırmıştır.
Sağlığın bir bütün olduğunu hiçbir yönden ihmal edilemeyeceğini unutmamalıyız. Koronavirüsün hayatımızın tek konusu olmasına izin vermemeliyiz. Kendi ruhsal hayatımızı korumak gerektiğini bilmeliyiz.
Sağlığın bir bütün olduğunu hiçbir yönden ihmal edilemeyeceğini unutmamalıyız. Koronavirüsün hayatımızın tek konusu olmasına izin vermemeliyiz. Kendi ruhsal hayatımızı korumak gerektiğini bilmeliyiz.
VAKA SAYISININ EN DÜŞÜK OLDUĞU İLLER
Salgın boyunca nüfusa kıyasla vaka sayıların en düşük olduğu iller Gümüşhane, Tunceli, Kars, Burdur ve Bartın.
İstikrarlı şekilde azalma gösteren 5 ilimizi anmak istiyorum; Tekirdağ iki hafta içinde yüzde 31.35 oranında azaltmıştır. Balıkesir yüzde 21.72, Samsun yüzde 20.42, Kırşehir yüzde 20.27, Düzce yüzde 19,91 oranında azaltmıştır. Gümüşhane'de iki hafta hiç vaka görülmemiştir.
Verdiğim illerin ayrıntılarını yarından itibaren bakanlığımızın web sitesinde bulabilirsiniz. Mecbur kalmadıkça toplu tören ve kutlamalardan uzak kalmalıyız. Düğün törenleri, hasta ziyaretleri, asker uğurlamaları ancak tedbirlere tavizsiz bir şekilde uyularak düzenlenebilir. Alışverişimizi kalabalık ortamlardan yapmak yerine başka seçenekler geliştirilmelidir. Tatil için kalabalıktan uzak yerler seçilmelidir.
VAKALARIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU İSTANBUL'DA
Vakaların yüzde 53.74'ü İstanbul'da tespit edilmiştir.
Son 2 hafta içinde 5 ilimizin günlük vaka sayılarında dikkat çekici artış olmuştur. Ankara, Gaziantep, Bursa, Konya, Diyarbakır'dır.
"EN FAZLA VAKA 25-45 YAŞ ARASINDA GÖRÜLÜYOR"
Son 1 ayda Kovid pozitif çıkan vakaların yaş ortalamasında düşüş eğilimi göze çarpıyor. En fazla vaka 25-45 arasında görülüyor. Hastalığı hafif atlatmak bahane olamaz. Virüsü bu yolla başka yakınına, annesine, babasına taşımış oluyor. Büyüklerimizi dün evde izole ederek korumayı başarmıştık. Sabırla, sebatla, kurallara uyarak bize destek oldular. Ancak bugün dünden daha fazla risk altındalar.
Son günlerde yoğun bakım hastalarımızın artışı ve entübe hastalarımızın yaş ortalaması daha da yükselmektedir.
Hayatı eve sığdırdığımız, büyüklerimizi korumaya aldığımız avantajlarımızı koruyamıyoruz. Tedbirlere sıkı sıkıya uymak zorundayız. İçimizi acıtan her kontrolsüz davranış bir büyüğümüzün, bir yakınımızın hayatını kaybedecek kadar riskli olabilir.
Büyüklerimize duyduğumuz sevgi ve saygımızı onları korumakla, onları riske atacak her türlü davranıştan uzak durmakla gösterelim. Tehdidin karşısına tedbiri koyalım.
1 TEMMUZ TÜRKİYE GÜNLÜK KORONAVİRÜS TABLOSU
Bugünkü vaka sıyımız 1192, vefat edenlerin sayısı 19, iyileşen hasta, 2311 yani vaka sayısından epey yüksek olduğunu görüyoruz. Toplam yoğun bakımdaki hasta sayımız 1035.
Bugünkü test sayımız 52 bin 312
"ERKEN DÖNEMDE UYGULADIĞIMIZ İLACIMIZ VAR"
Yarın Çin bildiğiniz gibi hem Dışişleri Bakanımız hem Kültür ve Turizm Bakanımız ve bakan yardımcımız Emine Hanım Almanya'ya gitmiş olacaklar. Özellikle Türkiye'de olan başarıyı dünya da biliyor biz de biliyoruz. Tedaviyle ilgili bizim bildiğiniz gibi Bilim Kurulumuzun baştan beri hekimlerimizin uyguladığı bir rehberimiz var.
Erken dönemde uyguladığımız ilacımız var. Bunu dünyanın birçok ülkeleri de kullanmış oldu. Biz bu ilacı dünyadan farklı uyguladık. Bütün dünya daha çok geç dönemde, yoğun bakımda hatta entübe olan hastalarda kullandı. Biz bu ilacı çok iyi bildiğimiz için hem romatizmal hem sıtma gibi durumlarda kullandığımız, yan etkilerini bildiğimiz ilaç. Bu ilacın erken dönemde kullanılmasının doğru olduğunu düşünüyoruz. Geç dönemde kullanılmasının bir faydası olmadığını bildiğimiz için erken dönemde uyguladık. Bizim vaka serimizde sonuçları çıktı. Önümüzdeki günler bu konudaki yayınlar gönderilmiş.
Elde ettiğimiz sonuç erken dönemde bu ilacın faydalı olduğu. Almanya ise bu ilacın zorunlu olarak her hastaya uygulanmamasını daha çok önemsiyor. Yan etkilerinin özellikle kalp üzerinde olacağı kaygısı var. Zaten biz hastalarımıza kardiyo sorunu varsa kullanmıyoruz bu ilacı. Bu anlamda bizim hastanın izni dışında bir tedaviyi uygulamak gibi bir zorunluluğumuz yok. Almanya bu anlamda kendi tedavi protokolleriyle ilgili bize açar, Alman vatandaşlarına uygulanmasına talep ederse yardımcı oluruz. Bakan arkadaşımızın Almanya'da bir sunumu olacak. Bu sunumdan sonra kaygının ortadan kalkacağını düşünüyorum.
YENİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM DÖNEMİ NASIL OLACAK?
Daha okulların açılmasına zamanımız var. Bilim Kurulu'nda bu konu gelmemiş oldu. Bu konuyu salgının seyri belirler. Okulların açılmasına yakın dönemde Bilim Kurulu rakamların seyrine göre tartışılır, alınması gereken öneri anlamında bir yaklaşım olursa paylaşmış oluruz. Şu dönemde okulların açılmamasına yönelik bir yaklaşımımız olmadı. Her ihtimale karşı dijital ortamda dijital eğitimi yapmak noktasında zaten hazırlık yaptıklarını biliyoruz. Bu anlamda farklı seyir sözkonusu olursa Bilim Kurulu'nun önerisi olur onu da paylaşmış oluruz.
65 YAŞ ÜSTÜ KISITLAMASI
Bununla ilgili herhangi bir gündem olmadı. Ama şunu söyleyebilirim. Büyüklerimizle ilgili bu kısıtlamanın devam etmesi gerektiğini Bilim Kurulu öneri olarak söylüyor. Çünkü vefat edenlerin yoğun bakım ve entübe hasta sayımızın giderek arttığını görüyoruz. Bizim şu dönemde normalleşme ile bu virüsü kolay taşıdığını büyüklerimiz için daha risk taşıdığını görüyoruz. O nedenle kısıtlamanın devamından yanayız.
Bu kurallara bağlanan düğünleri uyması çok önemli. En çok bulaşıcılığın da bir araya gelmeyle olduğunu biliyoruz. Genelge ve Bilim Kurulu önerisindeki kurallara uyarak düğünlerin yapılması gerekiyor.
ANTİKOR ÇALIŞMALARI
Geçen hafta kısmen bahsetmiştim. Toplam 153 bin kişi üzerinde bu çalışma yapılıyor. Yapılan çalışma kişi sayısı 132 bine ulaştı. Bu sayının artışıyla birlikte %0.24. Biz antikor taraması da yapıyoruz bu kişilere. Koruyuculuk ise 0.81. Haftaya bu çalışma bitmiş olur ve kesin sonuçları vermiş oluruz.
Taşıyıcılığın ve koruyuculuğun yüksek olmadığını, toplumsal bağışıklığın beklenilmemesi gerektiğini söylemiştik. İllerle ilgili gelecek hafta bitmiş olur. Hem taşıyıcılığı hem de koruyuculuğu vermiş oluruz.
AVRUPA BİRLİĞİ SINIR KARARI
Bizim şu an Avrupa'nın yapmaya çalıştığıyla bizim vatandaşa uyguladığımız yaklaşımın daha öte, ileri bir noktada olduğunu söylemek istiyorum. Avrupa sadece hastanelerine, sağlık kuruluşlarına solunum sıkıntısı veya semptomu olan hasta grubuna taramayı yapıyor. Avrupa bizde olduğu gibi havaalanlarında, sınır kapılarında, askerimizin celp dönemleri dahil olmak üzere OSB'ler dahil olmak üzere birçok alanda taramaları yapıyoruz. Avrupa'nın benzer taramalarını yapmadığını görüyoruz. Avrupa'nın yaptığı test sayılarının altında olmadığımızı, ölüm oranında Avrupa ülkelerinin hepsinin altında olduğunu biliyoruz. Bu anlamda şeffaf olmaya gayret gösteriyoruz, günlük verileri paylaşıyoruz. Bütün vatandaşlarımızın tedavilerini ücretsiz yapıyoruz, Avrupa'da olduğu gibi hastane yükümüzün olmadığını söylüyoruz.
Bu dönemde özellikle sayıların istediğimiz düzeye inmemiş olmasıyla, kongrelerin biraz daha ötelenmesini ve önümüzdeki haftalar bu seyrin daha yakın takip edilmesini buna göre kongrelerin nasıl yapılması gerektiğine dair bir çalışma yapılacaktır.
ÇİN'DE DOMUZDAN BULAŞAN HASTALIK
Çin'de domuz gribi soyundan olduğu bilinen, insana bulaşma potansiyeli olduğu söylenen bir virüsten bahsediliyor. Bu virüsün insandan insana geçtiği yönünde bir bilgi var. Ama mutasyonla insandan insana geçme potansiyeli olduğu biliniyor. Çin'le bilim kurulumuz bilgi alışverişinde bulunuyor. Farklı bir durum sözkonusu olursa bunu açıklamış oluruz. Domuz gribi olarak adlandırılan, insana bulaştığı ortaya konan ama insandan insana bulaştığı daha bilinmeyen bir virüsten bahsediyoruz ve yakından takip ediyoruz.
Bir kısıtlama yapılması şeklinde gündem olmadı, varolan kısıtlamanın yeterli olduğu özellikle büyüklerimiz dışarıda mutlak maskeli olması gerektiği, mesafeyi koruyamayacak alanlara özellikle girme noktasında dikkatli olmaları gerektiğini söyleyebiliriz. Burada maskenin sadece kendimizi korumak değil, karşımızdaki kişiyi de korumaya, damlacık enfeksiyonuyla geçtiği için bilmeliyiz Dolayısıyla büyüklerle yakın temas içinde olmamalı, gençlerin 'bende bir belirti yok' diyerek rahat davranmamalı. Özellikle büyüklerimizi korumak anlamında maskeyi zorunlu olarak kullanmaları gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
CİZRE VE ŞIRNAK'TAKİ VAKA ARTIŞI
Cizre özelinde ben şahsen çok yakın takip içinde olduğumu söyleyebilirim. Ama istismar edilmeye açık olduğunu düşünerek özellikle bu anlamda sorunun olup olmadığı noktasında yakın takipteyim. Cizre ve Şırnak özelinde vaka sayılarımızın arttığını, komşu ülke nedeniyle ortalamanın üzerinde biraz daha artış olduğunu, sağlık kuruluşlarımızın eksiklikleri tamamlamak üzere gayret içinde olduğumuzu, alınması gereken bütün tedbirleri aldığımızı, yakın takipte olduğumuzu söyleyebilirim. Özellikle de daha yakın sosyal kültürel, cenaze, nişan ve benzeri etkinliklerle bunun daha da arttığını görüyoruz. Sahada filyasyon ve temaslı çalışmasını yapıyoruz."
YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN!
Siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.