Aralarına FETÖ girdi!
Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu arasında bazı kırgınlıkların olduğu, bu kırgınlığın nedenlerinden birinin de Davutoğlu’nun Pensilvanya'yı ziyaret etmesinden kaynaklandığı iddia edildi.
Ahmet Davutoğlu ile Abdullah Gül–Ali Babacan’ın yeni parti çalışmalarıyla ilgili kulisler aktaran Hürriyet yazarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nasıl bir hamleyle karşılık vereceği sorusunu gündeme getirdi.
Selvi’nin yazısının satırbaşları şöyle:
“AK Parti’den kesin ihracı istenen eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Selçuk Özdağ, Ayhan Sefer Üstün ve Abdullah Başçı’ya tebligatlar ulaştı. Dört isim dün bir araya gelerek bir değerlendirme yaptılar. Bugün de Davutoğlu’yla bir araya gelip yol haritasını belirleyecekler.
Birkaç seçenek üzerinde duruluyor.
“Hem yazılı hem sözlü savunma yapalım”, “Manifesto ya da dörtlü takrir gibi bir metin hazırlayalım”, “Davutoğlu bir basın toplantısı düzenleyerek kamuoyuna açıklama yapsın” görüşleri arasından bugün birini tercih edecekler.
AK Parti’de ise “Bu süre zarfında istifa ederler ya da savunma yapmazlar, ihraçları kesinleşir” düşüncesi ağır basıyor.
İhraç talebiyle disipline sevk kararının alınmasına neden olan açıklamalar, basın yoluyla yapıldığı için AK Parti tüzüğünün 119. maddesine göre 1 hafta içinde savunmaların yapılıp kararın açıklanması gerekiyor. Ancak görünen o ki Davutoğlu ve arkadaşlarının ihraç süreci 1 hafta kalmadan tamamlanacak.
KASIM AYINDA KURULABİLİR
Peki onlar ne yapacaklar? Bütün enerjilerini yeni partiye verip Ali Babacan’dan önce tabelayı asmayı hedefliyorlar. Ali Babacan, 2020’ye kalmadan parti kuracaklarını deklare etti.
Abdullah Gül-Ali Babacan partisinin aralık ayında, Davutoğlu’nun partisinin ise kasım ayında kurulacağı söyleniyor. Ali Babacan’ın partinin programı hazır olduğu halde en son şeklini kurucular kurulunun vermesi için beklettiği ifade ediliyor.
GÜL NEDEN KIRGIN?
Bu arada Abdullah Gül-Ali Babacan partisiyle Ahmet Davutoğlu’nun partisinin birleşmesi seçeneği var mı?
Abdullah Gül’ün iki konuda Davutoğlu’na kırgın olduğu söyleniyor.
1- Gül’ün Cumhurbaşkanı, Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanı sıfatıyla ABD’de oldukları sırada Ahmet Davutoğlu, Gülen’i ziyaret etmişti. Daha sonra ziyaret kendisine sorulduğunda da Gül’ün bilgisi dahilinde ziyaret ettiğini söylemişti. Abdullah Gül’ün bundan dolayı Davutoğlu’na kırgın olduğu söyleniyor. Burada bir saptamada bulunmak istiyorum. Hem Gül hem Davutoğlu aradaki özel kalem Gürcan Balık tarafından farklı bilgiler verilmek suretiyle aldatılmış olabilir.
2- Gül, Cumhurbaşkanlığı’ndan 28 Ağustos 2014 tarihinde indi. Ahmet Davutoğlu ise 27 Ağustos günü yapılan AK Parti kongresinde AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan seçildi. Gül’ün Putin-Medvedev modeli uygulanarak Erdoğan Cumhurbaşkanı olurken kendisinin de partinin başına geçip Başbakanlığı üstlenmek istediği biliniyordu. Ama Erdoğan buna engel oldu.
DAVUTOĞLU NEDEN İSTENMİYOR?
Davutoğlu konusundaki ikinci ayağı ise Ali Babacan’ın kriterleri oluşturuyor.
1- Babacan’ın yeni partiyi bir kadro hareketi olarak ortaya çıkarmak istemesi, Ahmet Davutoğlu’nun ise kadro çalışmasına yatkın bulunmaması, daha çok bireysel ve lider eksenli çalışmayı tercih etmesi,
2- Davutoğlu’nun öngörülemez, bireysel, liderlik özelliği güçlü, kişi eksenli çalışan biri olarak görülmesi,
3- Davutoğlu’nun bagajındaki Suriye sorunu ve İslamcı imajının yeni partiye taşınmak istenmemesi.
İşin özü, bir köyde tek muhtar olur. Babacan yola çıkarken iki başlı bir yapıyı tercih etmedi. Ama arkasındaki gölge lider Abdullah Gül algısını nasıl aşacak onu bilemiyorum.
Abdullah Gül ve Ali Babacan’ın yeni partiyi kurarken temel bir tercihte bulunduğu söyleniyor. Yeni partinin AK Parti’den ayrılanlar partisi ya da eski AK Partililerin partisi gibi bir imaja sahip olmasını istemedikleri ifade ediliyor. O nedenle AK Parti’den gelenlerin oranını yüzde 20’yle sınırlandırmayı düşündüğü ve eski bakanların birkaçı haricindekileri ise vitrine yerleştirilmeyeceği ifade ediliyor.
Kasım ve aralık ayında yeni partiler yola çıkacak, su akacak, yatağını bulacak.
Ama asıl önemli olan, Erdoğan ne yapacak?
Şimdiye kadar girdiği tüm seçimleri kazanıp 17 yıldır iktidarda olan bir Erdoğan’dan söz ediyoruz. Yapacağı hamlelerle siyasetin yönünü değiştirme gücünü elinde bulunduruyor. Tabanda AK Parti’ye yönelik eleştiriler olsa da Erdoğan ayrı tutuluyor. Erdoğan’ın parti yönetiminde ve kabinede yapacağı değişiklikler ile rotayı tekrar AK Parti’yi AK Parti yapan değerlere çevirmesi bir anda her şeyi değiştirebilir.
Çünkü AK Parti tabanında “Reis’le bu iş olmuyor” denilmiyor, “Reis bu işi düzeltsin” diye bekleniyor.”
SİYASETCAFE.COM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.