Ali Hikmet İnce yazdı: Devlet Kayıtlarında Ayasofya
Bütün bilinen ve söylenilenin aksine devletin kayıtlarında Ayasofya her zaman ‘cami’ olarak yer aldı. Diyanet İşleri Başkanlığı 1988’de bir imam hatip bile atadı.
Ayasofya Camii, Osmanlı’da da Cumhuriyet’te de devlet arşivlerinde ve tapu kayıtlarında hep ‘cami’ statüsünde kaldı. Mülkün sahibi de: Fatih Sultan Mehmet Han ya da resmi sicilde yazdığı gibi ‘Ebulfetih - Büyük fatih, fatihlerin babası, anlamına gelir! - Sultan Mehmet’di.
Ayasofya’nın ve bağlı vakfın tapu kayıtları ile akarlarını oluşturan gayrimenkullerin araştırılması 2010 yılında yapılabildi. Dönemin Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, devletin tapu kayıtlarında Ayasofya’nın mülkiyet belgesine ulaştıklarını bildirdi. Belgede emlâkin sahibi ‘Ebülfetih Sultan Mehmet’di ve kullanım şekli de ‘cami’ydi.
Uzun yıllardır sürdürülen Hz. İsa, Hz. Meryem ya da Kutsal Ruh gibi gibi yaşamayan/var olmayan kişi ya da ruhani varlıkların üzerine de kayıtlı değildi. İddialar söylentiden/tevatürden ibaretti.
Dönemin Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı, Osmanlı Arşivleri Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Budak da belgenin varlığını ve sahihliğini onayladı.
- Ayasofya Vakfiyesi’nin 2 Bine Yakın Gayrimenkulü… -
Sultan Fatih, Ayasofya’nın giderlerinin karşılanması için şehrin çeşitli yerlerinde 2 bin civarında gayrimenkul bağışladı. Ama zaman için vakfiyenin mal varlığında/gelirinde azalma görüldü. Masraflar devlet bütçesinden karşılandı.
Tapu kaydının çıkarılmasından sonra, ‘Ebulfetih Sultan Mehmet Vakfı’nın mülkiyetindeki gayrimenkullerin durumlarının belirlenmesi amacıyla geniş bir çalışma da başlatıldı.
Ayasofya’nın yeni Türk alfabesiyle hazırlanmış ilk tapu belgesi 19 Kasım 1936’da çıkarıldı. Belge kayıtlara yeni harflerle işlendi ama yitirildi.
1980’li yıllarda tapu gerekince resmi bir örneği hazırlandı. Belgeyi, Tapu Daireleri Grup Müdür Yardımcısı Fikret Sinirlioğlu imzaladı ve onayladı. Tapuya türbe, muvakkithane ve medrese de işlenmişti. Akaret - Gelir getirici gayrimenkuller! - tek tek belirtilmemişti. Tapudaki adres: ‘İstanbul Eminönü ilçesi, Cankurtaran Mahallesi, Bab-ı Hümayun Sokağı’ şeklinde yazılıydı. Tabu kaydı, 16/4 nolu defterin 658’inci sayfasına işlenmişti.
- Ayasofya’ya 1988’de Din Görevlisi Atandı… -
Kamuoyuna yansıyan tapuda imzası bulunan Fikret Sinirlioğlu, çalışma hayatına Giresun Görele Tapu Dairesi’nde memur olarak başladı. 1963-1964 arasında İstanbul Beykoz Tapu Dairesi’ne görevlendirildi. Daha sonra da Eminönü Tapu Dairesi’ne atandı. Sinirlioğlu, 1992’de emekli oldu. Son görevi: Tapu Daireleri Grup Müdür Yardımlığı’ydı. 2008’de de vefat etti.
Ayasofya’nın tapu belgesi 2010’dan sonra kamuoyunda yansıdı. Beraberinde tartışmalar da yaşandı. Fikret Sinirlioğlu’nun kardeşi yüksek mimar Mehmet Sinirlioğlu, Tapu senedindeki imzanın ağabeyine ait olduğunu doğruladı.
Sinirlioğlu ailesi, son dönemde daha çok tanındı. Fikret Sinirlioğlu’nun oğlu Feridun Sinirlioğlu, 2009 - 2016 arasında Dışişleri Bakanlığı Müşteşarlığı, 2015 genel seçimlerinden sonra kurulan geçici hükümette Dışişleri Bakanlığı yaptı. 2016’dan sonra da Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Büyükelçiliği’ne getirildi.
Ayasofya tapu kayıtlarında ‘Ayasofya Camii Kebiri’ ifadesiyle geçerken, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın belgelerinde de ‘Büyük Ayasofya Camii’ydi.
İstanbul Eminönü’ndeki Büyük Ayasofya Camii’nin imam hatipliğine, İstanbul Valiliği’nin 02.03.1988 tarih ve 1551 sayısı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 21.03.1988 tarih ve 08 - 3 - 314 - 06767 sayı izni ile görevli de atandı.
YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN!
Siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.