1 Mayıs'ın kanlı tarihçesi! Nasıl işçi ve emekçi bayramı oldu?
1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı'nın işçi ve emekçi bayramı olarak kutlanması pek o kadar da kolay olmamıştır. Tam tersine kanlı bir tarihçesi vardır.
Her yıl tüm dünyada ve Türkiye'de Emek ve Dayanışma Günü olarak kutlanan ve tarihimizde "İşçi Bayramı" ya da "Amele Bayramı" olarak anılan 1 Mayıs Bayramları, tarihin çeşitli evrelerinde kana boyanan bir özgeçmişe sahiptir.
İşte rakamlarla o kanlı özgeçmiş:
1 Mayıs 1858: Avustralya Melbourne’da ilk işçi yürüyüşü, Avustralya‘nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü talebiyle Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ ne kadar yürüdüler.
1 Mayıs 1886: Chicago’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde düzenlenen görkemli yürüyüş ile 1 Mayıs tüm dünya işçi ve emekçileri tarafından İşçi Bayramı olarak uluslararası çapta kutlanmaya başladı.
Fakat 1 Mayıs’ın işçi ve emekçi bayramı olarak kutlanması pek o kadar da kolay olmamıştır. Tam tersine kanlı bir tarihçesi vardır. Örneğin; ABD’ de karın tokluğuna son derece elverişsiz ortamlarda 14-15 saat çalışan işçiler haklarını aramak istemişlerdi.
ABD’nin Chicago kentinde 40 bin tekstil işçisinin gerçekleştirdiği eylem kanla bastırılmış, bir fabrikada 8 saatlik işgünü için greve çıkan 1400 işçi işten atılmıştı. Aynı tarihlerde greve çıkanlara ateş açılmış ve 4 işçi yaşamını yitirmişti.
Yine ABD ve Kanada’nın birçok yerinde 1 Mayıs 1886’da yaklaşık 350 bin işçi greve çıkmıştı. Tarih işçi sınıfının böylesine örgütlü ve kararlı tepkisine ilk kez tanık oluyordu. Tüm ülkede yaşam adeta durmuştu.
İşverenler grev kırmak için sokak çeteleriyle anlaşınca olanlar oldu. Sokak çeteleri bir taraftan işçilere saldırıp, bir taraftan da grev kırıcılığı yapıyordu. Grevci işçilerle sokak çeteleri arasında çıkan kavga sırasında, polisin işçilerin üzerine ateş açması sonucu 4 işçi yaşamını yitirmişti.
Olayların akabinde; Olaylara sebep oldukları gerekçesiyle 8 işçi hakkında idam istemiyle dava açılmış, işçiler idam cezasına çarptırılmıştı. Dört işçi önderi Albert PERSONS, Adolph FISCHER, George ENGEL ve August SPIES, 1 Mayıs 1886 yılında 8 saatlik iş günü mücadelesinde liderlik yaptıkları için idam edildi.
İdamlar sonrasında işçi liderlerin cenaze törenine yüz binlerce insan akın etti.
1 Mayıs 1890: ABD'de yaşanan kanlı olaylar uluslararası işçi örgütlerini harekete geçirdi. II. Enternasyonal 1889'da Paris'te düzenlediği kongrede, Amerikan işçilerinin mücadelesini desteklemek amacıyla dünya çapında gösteriler düzenledi. 1890'dan başlamak üzere 1 Mayıs'ı da, "Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü" olarak kabul etti.
OSMANLI VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NDE 1 MAYIS
1860 - 1886 : İlk defa Ermeniler tarafından kutlanmaya başlanmış olup, 1886’dan itibaren çok daha büyük kitlelere ulaşarak Bütania, Kilikia ve Batı Ermenistan’ın Ermeni köylerinin çoğunda artan katılımlarla kutlanarak giderek toplumsal hale gelmiştir.
1 Mayıs 1906: İzmir Basmane’de toplanan işçilerle “amele bayramı” kutlandı.
1 Mayıs 1909: İlk kez Üsküp ve Selanik’te kutlandı. Selanik’te Rum, Türk, Yahudi, Bulgar işçiler kol kola yürüdüler. 4 dilde yayınlanan ortak 1 Mayıs bildirisinde, herkese seçme ve seçilme hakkı ve emeği koruyacak yasaların çıkarılması istendi.
1 Mayıs 1910: Selanik’te tütün, liman ve pamuk işçileri, 1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladılar.
1 Mayıs 1911: Üsküp, Selanik, Edirne ve bazı Trakya şehirlerinde yapılan 1 Mayıs etkinlikleri içinde Selanik’te yapılan Sosyalist İşçi Federasyonun düzenlediği miting en kitlesel miting olarak tarihe geçmiştir. 7000 kişinin katıldığı yürüyüşte katılımcılara Selanik’te konuşulan bütün dillerde seslenildi.
1 Mayıs 1912: İlk kez İstanbul’da kutlandı. Seçme seçilme hakkının herkese tanınması, grev yasasının değiştirilmesi, emeğin haklarını koruyacak kanunların çıkartılması gibi pek çok konudaki talepler dile getirildi. İlk bakışta İstanbul’da 1 Mayıs yürüyüşü düzenlemek çok büyük bir atılım gibi gözükse de hükümet tedbirler almakta gecikmedi.
Hükümet sosyalistlere ve işçi hareketine karşı baskıyı giderek tırmandırırken sermayeye her türlü kolaylığı sağladı. İttihat ve Terakki Hükümeti 1912 yılında başlayan Balkan Savaşlarını bahane ederek sıkıyönetim ilan etti.
1 Mayıs 1913 – 1918: 1 Mayıs da dahil olmak üzere tüm işçi eylemleri ve gösterileri yasaklandı. Osmanlı’nın yenilgisi ile biten savaşın ertesinde, 1 Kasım 1918’de İttihat ve Terakki Fırkası tarihe karışırken, Hüseyin Hilmi’nin “Türkiye Sosyalist Fırkası” Şubat 1919 yılında kuruldu.
1913’te kapatılan siyasi partilerin yeniden kurulmasına izin verilince Sinop Kalesi sürgününden dönen komünist aydınlar, bazı sempatizanlar ve Bolşevik İhtilali’ne katılan Osmanlı uyruklu sosyalist kadrolar siyasi faaliyetlere hız verdiler, ülkede sol bir rüzgâr esmeye başladı.
İlk olarak Eylül 1919 tarihinde Dr.Şefik Hüsnü’nün liderliğindeki Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası (TİÇSF) kuruldu.
1 Mayıs 1919: İzmir ve İstanbul’da binlerce kişinin katıldığı 1 Mayıs Mitingleri, bir yandan da müttefik güçlerin 1918 yılının Kasım ayı ortalarında İstanbul’a asker çıkarmasıyla başlayan işgalin protestosu şeklinde gerçekleşti.
1 Mayıs 1920: İşgal idaresinin ve Osmanlı hükümetinin yoğun baskılarına karşın 1 Mayıs İşçi Bayramı olarak kutlandı. Türkiye Sosyalist Fırkası (TSF) ve bir grup işçi “Türkiye müstakil olacak” pankartıyla Haliçten başlayarak Karaköy üzerinden Beyoğlu’na kadar bir yürüyüş yaptılar ve “Bağımsız Türkiye” yazılı bir pankart taşıdılar.
1 Mayıs 1921: Yine işgal güçlerinin tüm yasaklamalarına rağmen 1 Mayıs TSF önderliğinde İstanbul’da kutlanmış, tramvay, vapur ve bazı fabrikalarda çalışan işçiler iş bırakmış, Kağıthane’de gerçekleştirilen kutlamalarda işçi marşları çalınmış, 1 Mayıs’a özgü kıyafet ve aksesuarlar takılmış ve işçiler birbirleriyle bayramlaşmıştır.
1 Mayıs 1922: İlk kez Ankara’da kutlamalar yapıldı.İmalat-ı Harbiye ve demiryolu işçileri iş bırakarak aileleriyle birlikte katıldıkları bir toplantı düzenlediler. Toplantıda işgal güçleri kınanarak Mustafa Kemal’e ve kurduğu hükümete destek verildiği açıklandı.
İstanbul’daki kutlamalar ağırlıkta sol parti ve örgütlerin oluşturduğu “1 Mayıs Komisyonu” öncülüğünde gerçekleştirildi. Şefik Hüsnü önderliğindeki Türkiye İşçi ve Çiftçi Fırkası (TİÇSF) bu kutlamalarda önemli rol oynadı. Sultanahmet Meydanı’nda toplanan işçiler Kağıthane’ye kadar yürüdüler.
1 Mayıs 1924: Kutlamalarının yapılması yasaklandı ve yürüyüşlere izin verilmeyeceği belirtildi. Buna rağmen Amele Birliği Genel Merkezi’nde bir resmi kabul düzenlendi, Birlik Genel Merkezi, kırmızı renklerle donatılıp cephesine “Türkiye Amelesi Sendikalar Kanununu İster” yazıldı, Enternasyonal marşı çalındı. 1 Mayıs dolayısıyla çıkarılan Çelik Kol gazetesi toplattırılıp, Aydınlık dergisi idarehanesi arandı, 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen çok sayıda işçi tutuklandı.
1 Mayıs 1925: Çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu ile işçilerin her türlü gösteri ve yürüyüş yapması, yasaklandı.
1 Mayıs 1925 Amele Teali Cemiyeti tarafından genel merkez binasında sınırlı bir törenle kutlandı. Amele Teali Cemiyeti, ayrıca, “1 Mayıs nedir?” başlıklı bir broşür bastırıp halka dağıttı. Bunlar, hükümetin yeni bir tutuklama başlatması için yeterli oldu. 38 kişilik bir grup Ankara’ya gönderilerek İstiklal Mahkemesi önüne çıkarıldı. Aralarında Nazım Hikmet’in de bulunduğu katılımcılar 7 ile 15′ er yıl hüküm giydi.
1 Mayıs 1923: Ankara, İzmir ve Adapazarı’nda kutlandı. İstanbul’daki 1 Mayıs kutlamaları, İstanbul Umumi Amele Birliği tarafından gerçekleştirildi. Umumi Amele Birliği genel merkezi, Cumhuriyet hükümetine ve Enternasyonal’e kutlama mesajları yolladı. Gösteride belirli talepler ileri sürüldü. Özellikle Mesai Kanunu’nun çıkarılması istendi. İstanbul’da ayrı bir kutlama da, Mürettibin Cemiyeti ve TİÇSF tarafından organize edilmiş, İzmir İktisat Kongresi’nde belirlenen ilkelerin hayata geçirilmesi için çabaların yoğunlaştırılması kararı alınmıştı. Ankara ve Adapazarı’nda 1 Mayıs kutlamaları İmalat-ı Harbiye işçileri tarafından gerçekleştirildi. İşçi taleplerinin arasında, “yabancı şirketlere el konulması, 1 Mayıs’ın resmen işçi bayramı olarak tanınması, 8saatlik işgünü, hafta tatili, serbest sendika ve grev hakkı” vardı ve birçok işçi tutuklandı.
1 Mayıs 1926 – 1934: 1926’dan itibaren 1 Mayıslar gizlilik içinde kutlanmaya başlandı. Her 1 Mayıs öncesinde sosyalistler tutuklandı, kutlama yapmak isteyen işçiler cezalandırıldı.
1 Mayıs 1935: Çıkarılan “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun” adıyla çıkarılan bir düzenleme ile “Bahar ve Çiçek Bayramı” olarak genel tatil günlerine (ücretsiz tatil) dahil edildi.
1 Mayıs 1936 – 1974: Bu dönemde parti, sendika, işçi derneği kurmak bile suç sayıldı. 1947 yılında Sendikalar Kanunu yürürlüğe girdi. 1947 ve 1950 yılları sonrasında bazı sendikalar kuruldu. 1951 yılında çıkarılan bir kanunla işçilere genel tatil günü olan 1 Mayıs’ta yarım günlük ücret ödenmesi 1956 yılında ise tam gün ücret ödenmesi kabul edildi.
1960’lı yıllarda, Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanunu’nun kabul tarihi olan 24 Temmuz, işçi sınıfına 1 Mayıs’ın yerine bayram olarak dayatıldı. Yeniden yükselişe geçen işçi hareketi, DİSK’in kuruluşu, 15-16 Haziran Direnişi ve işçi direnişlerinde yaşanan artış 1 Mayıs’ı uzun yılların ardından yeniden işçi sınıfının gündemine taşıdı.
1 Mayıs yasağı 50 sene sürdü bu seneler boyunca komünist ve solcu olarak bilinen kişilerin her 1 Mayıs öncesinde gözaltına alınması, 1 Mayıs’ı nezarette geçirmesi devlet geleneği oldu.
1 Mayıs 1975: 50 yıl sonra ilk yasal 1 Mayıs kutlaması, TSİP tarafından İstanbul Tepebaşı’nda bir düğün salonunda yapıldı.
1 Mayıs 1976: DİSK’in öncülüğünde Taksim Meydanı’nda yapıldı. Saraçhane, Beşiktaş, Kabataş ve Şişli’den yürüyen 400 bin işçi Taksim Meydanı’nı doldurarak büyük ve görkemli bir 1 Mayıs kutlamasına imza attı. 50 Yıllık aradan sonra 100 binlerce kişinin 1 Mayıs’ı kitlesel kutlaması, hükümeti ve işverenleri tedirgin etti.
1 Mayıs 1977: Türkiye tarihinin en kanlı 1 Mayıs kutlaması. Tüm engellere rağmen Taksim Alanı’na 500 bin emekçi adeta akın etti. Saat 14.30’da başlayacak olan kutlamalar için alan, sabahın erken saatlerinden itibaren dolmaya başlamıştı. Alanda konuşmalar devam ederken, çevredeki binalardan halkın üzerine ateş açıldı. Taksim Alanı’nda yaklaşık 200 kişi yaralandı, 37 kişi de yaşamını yitirdi. Olayda 2 bine yakın mermi atıldığı saptanmış, buna karşın yalnızca 5 kişi kurşun yarası nedeniyle ölmüştü. Aradan geçen bunca zamana rağmen olayın failleri hala bulunamadı.
1 Mayıs 1978: Önceki yıl yitirilen 37 insanın acısını içinde yaşayan yüzbinler yine Taksim Alanı’ında idi. Kontrgerilla saldırıları, tehditleri işçilerin 1 Mayıs kutlamasını engelleyemedi. Bu mitingin en önemli talebi 1 Mayıs 77’nin faillerinin bulunması idi.
1 Mayıs 1979: Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul’da mitinge izin vermedi, sokağa çıkma yasağı ilan edildi, kitlesel tutuklamalar yapıldı. 1 Mayıs’ta İstanbul’da sokağa çıkan 1000’e yakın kişi gözaltına alındı, 330 kişi tutuklandı. Yasağa rağmen birkaç yerde 1 Mayıs kutlaması yapıldı. DİSK’e bağlı bir grup sendika ise İzmir’de izinli 1 Mayıs kutlaması yaptı.
1 Mayıs 1980 yılında DİSK Mersin’de 50 bin kişinin katıldığı bir miting düzenledi. DİSK Genel Başkan Vekili Rıza Güven kürsüden iner inmez tutuklandı.
1 Mayıs 1981 – 1986: 12 Eylül askeri darbesi ile başlayan yasaklar listesinde 1 Mayıs da vardı.
1 Mayıs 1987: Sendikalar öncülüğünde bazı milletvekilleri, aydın, sanatçı ve bilim adamları ile birlikte yaklaşık 1000 kişilik bir grup Taksim Anıtı’na 1 Mayıs şehitlerini anmak üzere çelenk bırakmak istediler. Polis sadece milletvekillerinin araçla anıta ulaşmasına izin verdi. Emek Sineması’nda “Merhaba 1 Mayıs 1987” isimli bir gece düzenlendi.
1 Mayıs 1988: Valilik 1 Mayıs’ın yasal olarak kutlanmasına izin vermedi. Yasağa rağmen 1 Mayıs günü Taksim’e çıkmak isteyince sendikacılar polisin saldırısıyla karşılaştı. 81 işçi, temsilci ve sendikacı gözaltına alındı ve bunlardan bir kısmı tutuklandı.
1 Mayıs 1989: Kutlamaların yasaklanması üzerine Taksim meydanına çıkmak isteyenler polis saldırısıyla karşılaştılar. Polisin açtığı ateş sonucu Mehmet Akif Dalcı adında 17 yaşında genç bir işçi hayatını kaybetti. Mecidiyeköy ve Taksim’de pek çok kişi tutuklandı.
1 Mayıs 1990: Polis 1 Mayıs gösterilerini önlemek amacıyla İstanbul’da sıkı güvenlik önlemleri aldı. Değişik semtlerde gösteri yapmak isteyen gruplarla polis arasında çatışmalar çıktı. Pangaltı’daki olaylar sırasında üniversite öğrencisi Gülay Beceren polis tarafından vurularak felç oldu.
1 Mayıs 1991: İstanbul’da yasaklara rağmen yapılan 1 Mayıs gösterilerinde 10 eylemci yaralandı ve toplam 600 kişi gözaltına alındı. İzmir’de Balık Hali önünde gerçekleştirilen toplantı 12 Eylül sonrasının ilk yasal mitingi oldu.
1 Mayıs 1992: 12 Eylül’den sonra ilk 1 Mayıs mitingi de İstanbul Gaziosmanpaşa Meydanı’nda düzenlendi.
1 Mayıs 1993: İşçiler yeniden meydanlara döndüler.
Türk-İş 1 Mayıs’ı İstanbul’da Abide-i Hürriyet Meydanında düzenlenen bir mitingle kutladı. Türk-İş tarihinde ilk kez gerçekleşen bu alanda kutlamaya 60 bin civarında işçi katıldı. DİSK ise aynı gün İstanbul Pendik Meydanı’nda düzenlediği mitingle 1 Mayıs’ı kutladı.
1 Mayıs 1994: Demokrasi Platformu içinde yer alan Türk-İş, DİSK, Hak-İş ve daha sonra KESK’i kuracak olan Kamu Çalışanları Sendikaları Platformu İstanbul’da Abide-i Hürriyet Meydanında ortak bir mitingle 1 Mayıs’ı kutladı.
1 Mayıs 1995: Demokrasi Platformu tarafından ortak bir biçimde kutlandı. Ancak bu kez Hak-İş bu ortak kutlamanın içinde yer almadı, ayrı kutladı. Demokrasi Platformu tarafından organize edilen ortak mitingler İstanbul, İzmir, Mersin, Adana ve Ankara’da yapıldı.
1 Mayıs 1996: 1980 sonrasının en kitlesel mitinglerinden biri gerçekleştirildi. Taksim Meydanı’nın yasaklı olduğu gerekçesiyle Kadıköy`de düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına yaklaşık 150 bin kişi katıldı Eylemin ilk dakikalarında polisin silahsız göstericilere açtığı ateş sonucu Hasan Albayrak, Dursun Odabaşı ve Yalçın Levent yaşamını kaybetti.
3 Kişinin öldürüldüğü bu olaylardan sonra Kadıköy 2005 yılına kadar 1 Mayıs kutlamalarına yasaklı kaldı.
1 Mayıs 1997: Merkezi miting İstanbul’da Çağlayan Meydanı’nda yapıldı.
1 Mayıs 1998: “Şimdi Demokrasi Zamanıdır” temel sloganı ile 1 Mayıs darbe sonrasında ilk kez yaygın biçimde kutlandı. Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK tarafından İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana, Çanakkale, Diyarbakır, Malatya, Gaziantep ve Samsun başta olmak üzere pek çok ilde ve ilçede 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.
1 Mayıs 1999: İşçi konfederasyonları ve çeşitli toplumsal muhalefet örgütlerinden 15 Örgütün bir araya gelmesiyle oluşturulan “Emek Platformu” tarafından kutlandı. İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana, Kocaeli, Lüleburgaz, Gebze, Eskişehir, İskenderun, Kayseri, Trabzon, Silifke ve Divriği’de mitingler yapıldı.
Bu yıl yapılan kutlamanın en dikkat çekici özelliği büyük kentlerin yanı sıra emekçilerin yoğun olarak bulunduğu ilçe merkezlerinde de 1 Mayıs mitinglerinin düzenlenmiş olması idi.
1 Mayıs 2000: Türkiye’de 1 Mayıs’ı kutlamak üzere bir araya gelen Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK 1 Mayıs 2000 için temel sloganı “Küresel saldırıya karşı güç birliği olarak benimsedi.
1 Mayıs 2001 – 2003: Çoğunlukla konfederasyonların ortak mitingleriyle kutlandı.
1 Mayıs 2004: DİSK, KESK ve devrimciler 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama önerisini yeniden gündeme taşıdı ve tüm tehditlere rağmen Saraçhane’de toplanan işçiler, Taksim’e girilemedi idiyse de coşkulu ve iddialı bir kutlama yaptılar. Türk-İş sendikası ise 1 Mayıs’ı Şişli’de kutladı.
1 Mayıs 2005 : Kutlamalar dört konfederasyonun ortak düzenlemesiyle; Taksim, Kazancı Yokuşu’na karanfil bırakılmasıyla başladı. Kadıköy, İskele Meydanı’nda devam eden kutlamalara yaklaşık 100 bin kişi katıldı. Taksim’de izinsiz gösteri yapmak isteyen 3 ayrı gruba polis müdahale etti. 47 kişi gözaltına alındı. Ankara, Gaziantep, İzmir ve Diyarbakır’da kutlamalar yapıldı. Batman’da 7 kişi gözaltına alındı.
1 Mayıs 2006: İstanbul’da göstericiler, 3 kortej halinde Kadıköy’de buluştu. Kutlamada DİSK, KESK, Türk-İş sendikalarının yanı sıra pek çok siyasi parti ve gruplar yer aldı. Kadıköy’de ki kutlamalarda, Sosyal Sigortalar Yasası, Terörle Mücadele Yasası ve nükleer santral projeleri protesto edildi. Ankara, İzmir ve Kocaeli’nde de 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.
1 Mayıs 2007: Hükümet 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanmasına izin verilmeyeceğini açıkladı. Binlerce polis Kazancı yokuşunu çevreledi. Yapılan pazarlıklar sonrasında Valilik, yaklaşık 500 kişilik grubun Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs açıklaması yapmasına izin verdi. Anadolu Ajans, toplam 695 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. İstanbul’un çeşitli sokaklarında çatışmalar yaşandı.
1 Mayıs 2008 : Hükümet Taksim’e toplu ulaşımın durdurulacağını, polisin gerekli önlemleri alacağını açıkladı. Polisin ağır müdahalesinden dolayı, sendikalar Taksim Meydanı’na gitmeyeceklerini açıkladı. 1 Mayıs ara sokaklarda çatışmalar gölgesinde kutlandı. Yaklaşık 1.500 kişi gözaltına alındı, yaklaşık 40 kişi yaralandı.
1 Mayıs 2009 : TBMM Genel Kurulu’nda, 1 Mayıs’ın, “Emek ve Dayanışma Günü” adıyla tatil olmasına ilişkin kanun tasarısı kabul edildi.
5 binden fazla kişi, Taksim meydanında 1 Mayıs’ı kutladı. Taksim’de konuşmalar sürerken polisler, civardaki sokaklardan meydana ulaşmak ve kutlamaya katılmak isteyenlere gaz attı, cop kullandı. ÇHD gözaltına alınanların sayısının 400’ü geçtiğini açıkladı.
1 Mayıs 2010: 32 yıl sonra Taksim Meydanı ilk kez ‘eyleme’ açıldı. Taksim Meydanı’na üç ana yoldan çıkıldı; Gümüşsuyu, Mecidiyeköy-Şişli ve Tarlabaşı Bulvarı.
Programdan önce sendikalar 1977’de meydana gelen olaylarda ölenler için Kazancı Yokuşu’na karanfil bıraktı.
200 binin üzerinde katılımcı ile görkemli bir kutlama yapıldı. Batman’da Cumhuriyet Meydanı, 20 yıl aradan sonra ilk kez 1 Mayıs kutlamalarına açıldı. Ankara’da göstericiler 1 Mayıs’ı Sıhhiye Meydanı’nda kutladı.
1 Mayıs 2011 : Taksim, 1977’den beri ilk defa 1 Mayıs kutlamalarına açıldı. Yurt genelinde coşkulu kutlamalar yaşandı.
1 Mayıs 2012: Olaysız bir şekilde kutlamalar ülke genelinde yapıldı.
1 Mayıs 2013: Hükümet Taksim’de inşaat alanı olduğunu bahane ederek, meydanın 1 Mayıs kutlamalarına kesinlikle kapalı olacağını açıkladı. Bu açıklamaya rağmen kitleler Taksim’e gitmeye çalıştı, pek çok yerde polisle göstericiler arasında çatışmalar yaşandı.
ÇHD, en az 26 kişinin gözaltına alındığını; üçü ağır toplam yedi kişinin yaralanarak hastaneye kaldırıldığını açıkladı. Tarlabaşı’nda polisin attığı gaz fişeği kafasına isabet eden 17 yaşındaki Dilan Alp, ağır yaralandı.
1 Mayıs 2014 : Hükümetin izin vermeyeceğini açıklaması üstüne Taksim Meydanı’na çıkan tüm yollar polis tarafından kapatıldı. 39 Bin polisin görev yaptığı İstanbul’da OHAL ilan edildi. Şişli’deki DİSK binası önünde toplanıp 1 Mayıs’ı kutlamak için Taksim’e yürümek isteyen işçilere polis saldırdı. Aralarında gazetecilerin de olduğu onlarca kişi yaralandı, 100’den fazla kişi gözaltına alındı. Polis Beşiktaş’ta ana arterlerde ve ara sokaklarda biber gazı, su ve plastik mermiyle yoğun bir şekilde saldırdı. ÇHD yaptığı basın açıklamasında; 3’ü avukat 266 kişinin gözaltına alındığını ve yaklaşık 50 kişinin yaralandığını bildirdi.
1 Mayıs 2015 : İstanbul Valiliği’nin 1 Mayıs’a izin vermemesi nedeniyle Taksim ve Taksim’e giden tüm yollar polis barikatlarla çevrildi. Gün boyunca Taksim’e çıkmak isteyenlere polis her noktada gaz bombaları, TOMA ve plastik mermilerle saldırdı. İstanbul genelinde 18 kişi yaralanırken, 356’dan fazla kişi gözaltına alındı. Polis Beşiktaş çarşıda bir apartmanın camını kırarak içeri girmeye çalıştı. Ankara’da ise son yılların en kitlesel 1 Mayıs gösterisi düzenlendi. Sıhhiye Meydanı’nda bir araya gelen onbinler “AKP’ye oy yok” sloganı attılar. İzmir’de yapılan gösteride Soma pankartı açılırken, Trabzon’da ise HDP bayrakları yakıldı.
1 Mayıs 2016: Kutlamalar için Taksim Meydanı yasaklanarak , Bakırköy Meydanı adres gösterildi. Disk, Kesk, Tmmob ve Ttb’nin katıldığı Bakırköy kutlamalarında, alana girmek isteyen HDP’liler polis saldırısıyla karşılaştı, 1 kişi atılan gaz bombasından etkilendi. 1 Mayıs alanı Taksim’dir diyen devrimci yapılar ise Zincirlikuyu’da buluşarak Mecidiyeköy’e dek kortej halinde yürüdüler. Mecidiyeköy’de polisin saldırısı ile karşılaştılar. Polisin Taksim ablukasına rağmen çeşitli gruplar gün boyu farklı noktalardan meydana girmeye çalıştılar. İstanbul’da 1 Mayıs’ta 231 kişi gözaltına alındı, 5 kişi tutuklandı, 1 kişi ise TOMA’nın altında kalarak hayatını kaybetti. Adana, Antep ve Urfa’da canlı bomba şüphesiyle kutlamalar iptal edilirken İzmir’de gençlerin soyunarak alana girmesi gündem oldu. Ankara ve Diyarbakır’da kitlesel 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.
1 Mayıs 2017: İstanbul'da 1 Mayıs kutlamaları Bakırköy Halk Pazarı'nda gerçekleştirildi.
Kutlama yerine yapılan yürüyüş için toplanma alanlarından biri Marmara Forum AVM önü diğeri İncirli Caddesi oldu. Polis güvenlik önlemleri alırken, miting alanına Koşuyolu Çobançeşme Bulvarı ve Ekrem Kurt Bulvarı üzerinden gelecekler için arama noktaları kuruldu. Günün sonunda İstanbul’da 1 Mayıs'ta 165 kişi gözaltına alındı.
1 Mayıs 2018: Resmi kutlamalar Maltepe’deyapıldı. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü etkinliklerinde İstanbul'un çeşitli ilçelerinde gözaltına alınan göstericilerin sayısı 84 oldu.
Siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.