Yardımcı Doçentlik bitiyor, dil barajı düşüyor!
YÖK tarafından Milli Eğitim Bakanlığına sunulan yardımcı doçentlik ve doçentlik sürecine ilişkin yasa tasarısı önerisinde, yardımcı doçentliğin kaldırılarak yerine "doktor öğretim görevlisi" kadrosunun getirilmesi yer aldı.
YÖK tarafından geçen hafta MEB'e iletilen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gelecek hafta Meclise sevk edileceğini duyurduğu yardımcı doçentlik ve doçentlik sürecine ilişkin yasa tasarısı önerisinin ayrıntıları belli oldu.
YÖK yetkililerinden edinilen bilgiye göre, sunulan yasa tasarısı önerisinde yardımcı doçentlik kadrosunun kaldırılması öneriliyor.
Öneriye göre, doktorasını bitirenler doğrudan doçentliğe başvurabilecek. Yasal zorunluluk bulunmamasına karşın uygulamada "doktoradan sonra, doçentlikten önce zorunlu bir kademe olarak kabul edilen" yardımcı doçentlik kaldırılacak. Doktorasını bitirenlerin doçentliğe doğrudan geçişi kolaylaştırılacak.
Mevcut yardımcı doçentler, hak kaybı olmadan, ihdas edilen "doktor öğretim görevlisi" kadrosuna herhangi bir işlem ve şarta gerek duymaksızın geçirilecek. Mevcut yardımcı doçentliğe göre, ihdas edilen "doktor öğretim görevlisi" kadrosunun aylık ücretleri daha iyi olacak.
"Doktor öğretim görevlisi" kadrolarına doktor veya eş değer unvana sahip tüm adaylar başvurabilecek. Mevcut sistemde öğretim üyesi statüsünde olmayan öğretim görevlileri, "doktor öğretim görevlisi" kadrosunda, öğretim üyesi statüsünde olacak.
Sisteme girdiği dönemin sorunlarına pratik çözüm üretmeye yönelik olarak ortaya çıkan yardımcı doçentlik kadrosunun kaldırılmasıyla, Yükseköğretim Kanunu kapsamındaki yardımcı doçentlerin, doçentlerin yardımcısı oldukları şeklindeki yanlış algı ortadan kalkacak.
Düzenlemeyle doktora sonrasında öğretim üyeliğine geçiş sürecinin daha hızlı bir şekilde gerçekleşmesi mümkün olacak.
Doçentlik sürecinde aşağıdaki iyileşmelerde dikkate alındığında "doktor öğretim görevlisi" kadrosunun geçici bir öğretim üyeliği kadrosu olması bekleniyor.
Doçentlik başvuru ve kadro atamalarında sürecinde köklü değişiklikler olacak
Doktor öğretim görevlisi kadrosunun getirilmesi düzenlemesiyle, doçentlik başvuruları ve kadro atamalarında mevcut sistemde köklü değişiklikler olacak.
Mevcut sistemde doçentlik başvuruları, yabancı dil barajı, eser inceleme ve sözlü sınav olarak üç aşamada gerçekleştiriliyor. Doçent unvanına sahip kişilerin doçentlik kadrolarına atanma süreci ise üniversitelerin kendi senatolarınca belirlenen atama kriterlerine göre gerçekleştiriliyor. Dünyadaki gelişmiş yükseköğretim sistemlerinde ise bu süreç üniversiteler tarafından yürütülüyor.
Diğer taraftan, yardımcı doçentlik ve doçentlik ile ilgili görüş alma sürecinin sonucunda, doçentlik konusunda iki konuda sorun olduğu ortaya çıktı. Büyük çoğunluk, merkezi sözlü sınavının kaldırılmasını talep etti. Belli bir oranda da dil barajının merkezi olarak belirlenmesinin yanlış olduğu görüşü ortaya çıktı. Sunulan öneriyle, bu iki sorunlu alan ortadan kaldırılacak.
Doçent kadrosuna atama yetkisi üniversitelerde
Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından sadece eser incelemesi süreci gerçekleştirilecek ve başarılı olan adaylara "Doçentlik Yeterlik Belgesi" verilecek. Bu, eser/yayın inceleme esaslı yeterlik belgesi olacak. Doçentlik yeterlik belgesine sahip adayların, doçent kadrosuna atanması süreçleri ise üniversiteler tarafından yönetilecek.
Bu aşamada ise üniversiteler, mevcut sistemdeki atama süreçlerinde olduğu gibi Yükseköğretim Kurulundan uygunluk alınmak üzere senatolarınca ilave kriterler belirleyebilecek.
Tek tip akademi ve akademisyen oluşturmaktan uzaklaşmayı içeren teklifle, YÖK tarihindeki, üniversitelere en büyük yetki devri gerçekleşecek.
Yabancı dil puan şartı değişiyor
Mevcut sistemde asgari 65 olan yabancı dil puan şartı, doktora için gereken asgari 55 puandan aşağı olmamak kaydıyla ilgili üniversite tarafından belirlenebilecek. Üniversitelerin bir kısmı, doçentlik kadrosuna atanma için bunun üzerinde puan talebinde bulunabilecek. Bu konuda yetki üniversitelerin yetkili kurullarında olacak.
Yükseköğretim kurumları dışından doçentlik başvurusunda bulunma imkanı devam edecek. Yükseköğretim kurumları dışından doçentlik başvurusunda bulunanlar için doçentlik unvanının verilmesi ÜAK tarafından gerçekleştirilecek.
Yasa tasarısı önerisi, doçentlik süreci aşamasında bulunanlar için hak kaybı oluşturmayacak. Doçentlik süreci aşamasında bulunanların seçimine bırakılacak seçenekler oluşturulacak.
Mevcut sistemde eser inceleme aşamasında başarılı, sözlü sınav aşamasında başarısız olan doçent adayları, "Doçentlik Yeterlik Belgesi" alabilecek ve doğrudan üniversitelere başvuruda bulunabilecek. Adayların, sözlü sınav aşamasında başarılı olması durumunda, ÜAK tarafından verilecek doçent unvanı alması mümkün olacak.
YÖK tarafından, doktoralı insan kaynaklarının akademide daha şeffaf ve performans odaklı istihdamına yönelik, başlatılan çalışmayla paydaşların da görüşleri alınıyor. Bu çalışma kapsamında oluşturulan Akademik Kariyer Platformu vasıtasıyla, doktorasını tamamlayan mezunlar kendilerine doğru ve hızlı bir şekilde üniversite pozisyonu bulabilecek.
Ayrıca bu uygulama, yeni kurulan ve gelişmekte olan üniversiteler ile misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma programları kapsamındaki üniversitelerin amaçlarına yönelik doktoralı insan kaynağı ihtiyacının karşılanması sürecine katkıda bulunacak. Bu şekilde öğretim üyeliği istihdamı sürecinin daha şeffaf ve performans odaklı olarak yürütülmesi mümkün olacak. Bu kapsamda, doktorasını bitirenler ile akademisyen ihtiyacı içinde olan üniversiteler şeffaf bir yöntemle bu platformda buluşturulacak. Doktorasını bitirenler daha hızlı bir şekilde üniversitelerde kadroya geçecek.
Yasa tasarısı önerisinde, son yıllarda üniversite sayısının hızla artması karşısında işlevselliği azalan ÜAK'ın hiçbir yetkisini daraltmadan, daha verimli ve hızlı çalışabilmesi için ÜAK Yönetim Kurulu oluşturulması, doktor unvanına sahip araştırma görevlisi ve uzmanların da ders verebilmesi, yükseköğretim kurumlarından ayrılan öğretim üyelerinin yükseköğretim kurumlarına geri dönebilmesi sürecinin, tezsiz yüksek lisans ücretlerinin belirlenmesi yetkisinin ve yükseköğretim kurumlarında çalışmasına ihtiyaç duyulan sözleşmeli sanatçı öğretim elemanlarının ilgili mevzuat dahilinde çalıştırılabilmesi sürecinin Yükseköğretim Kurulundan uygunluk alınmadan doğrudan üniversiteler tarafından yürütülmesine ilişkin konular da yer aldı.
siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.