Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

Sinemamızın gizli kahramanı;  MÜNİR ÖZKUL!

Sinemamızın gizli kahramanı;  MÜNİR ÖZKUL!

“Seeen, büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi Saim Bey!..
Sen mi büyüksün?..
Hayır, ben büyüğüm!
Beeen, Yaşar usta
Gözümde pul kadar bile değerin yok!”

Ne zaman bir Türk Filmi izlemek istesem onu hep görmek istedim.

Bazen koca yürekli aile babası,

Bazen müzisyen,

Bazen kurtuluş savaşında bir deli,

Bazen kavuşamayan aşıklara bir veli rolünde onu hep görmüşüzdür….

En çokta onu Mahmut Hoca tiplemesinde ahlaklı ve müthiş disiplinli idealist hocası olarak sevdik..

Öyle sevdik ki; okul koridorlarıda bize onun gibisi yaklaşsın diye bazı öğretmenlerimşize lakaplar bile taktık…

O canlandırdığı her karakteri üzerine kusursuzca giyen büyük karakter oyuncusuydu…

Aslında jönleri jön yapanda onun hep yardımcı rollerindeki başarılı performans sergilemesiydi.

Evet yardımcı oyuncu veye gizli kahraman : Münir Özkul’du!

Bir baba olarak Hababam Sınıfında kurduğu “ çocuklarınızın aldığı bu kötü sonuçta sizlerin hiç mi sorumluluk payınız yok?” cümlelerini asla unutmam…

Sözler tabi ki senaryoyu yazana ait ama bir oyun bu kadar mı içten oynar ve belleklerde kalır.

Aslında o filmlerin kontrolü ne kamera da, ne senaryo da idi, Münür Özkul gibi yardımcı fakat aslında gizli kahraman oyuncularda idi…

Belki 100 defa izlemişimdir Gülen Gözer filmini.

O filimde Yunus denen adama kurduğu şu cümleler şerefli olan insanların belleğinden asla silinmez “İnsan namusuyla para kazandıktan sonra, şerefiyle ve onuruyla çalıştıktan sonra, yıkılır mı be Yunus?”

Evet bu cümleyi gerçek hayatta kuran biri bile bu kadar anlam yükleyemezdi cümlelere…

Kartal Tibet ile oynadıkları kurtuluş savaşındaki işgal kuvvetlerine “ ananın..” diye bir cümle kurması var ki sanki yunanı yeniden denize dökmüş gibi hissederdim her izlediğimde…

O hep saf, temiz, öğüt verici rollerde evlerimize misafir oldu ve meddah rolleri ile gönüllerimizi neşelendirdi…

Hangi filimini, hangi rolünü anlatsam onun değerini ölçmeye yetmez.

Ama şu kesin ki, onun her oynadığı roldeki yardımcılık performansı filmin jönlüğüne bir kez daha değer katıyordu.

Evet Türk sinema tarihi belki de en büyük değerini kaybetti.

Onun bütün eserlerini toplasanız benim gönlümde kalan en güzel sahnesi

Aile Şerefi filminde atı yadigârın vurulduğunu gördüğünde “Yadigâr…” diye çöküp ağladığında ki halidir. Ve çocuklarını kavgadan uzak tutmak isterken ailesinin namusu için işlediği cinayet bir başka manadır ve koskoca bir Türk Milletinin özetidir.

 

Ve yine başka bir filim sahnesinde “Bak beyim… Sana iki çift lafım var…” diye başlayan o efsane monoloğu var ki, asla unutamam o sahneyi.

Üvey babası olduğu çocuğa kızını vermeyen zengin bir adam kurduğu bu cümlelerin sonunu şu cümlelerle bitiyor ki, oda ailesini korumaya çalışan bir babanın aslında birkaç kelimede özetiydi “Eğer onların bir tek kılına zarar gelirse ben, ömründe bir tek karıncayı incitmemiş olan ben, hiç düşünmeden çeker vururum seni anlıyor musun vururum ve dönüp arkama bile bakmam.”

Evet kahramanlık sadece cephede,savaşta olmuyor sanat dünyasında da oluyor.

Ve o Türk sinamasının gizli kahramanıydı, alilemizin bir bireyiydi…rahmetli oldu.

Evet büyüksün Yaşar usta.

Seni asla unutmayacağız!

Ruhu şad, mekanı cennet olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi