Z raporu

Celal Eren ÇELİK

Malumunuz son günlerde ülkemizdeki en önemli tartışma konularından bir tanesi “Z KUŞAĞI”…

Aslına bakarsanız bu tartışmanın başlaması,toplumun “Z Kuşağı” hakkında konuşması ama en önemlisi siyasetçilerin Z Kuşağı’nın önemini fark edip kavrayabilmesi için geç bile kalındu denilebilir.

Özellikle siyasetçilerin Z KUŞAĞI’nın gerek sosyolojik eğilimleri gerekse önemini kavramaktaçok geç kaldıklarını,önemini kavradıklarını düşündükleri son zamanlarda ise bu kuşağı doğru kavrayamadıkları kanaatindeyim

***

Öncelikle “Bu Z KUŞAĞI neden önemli?” sorusunun cevabını vermek lazım…Siyasetçiler için bu kuşağın önemi 7 milyon yeni seçmen ile bir sonraki seçimin kaderini etkileyecek en önemli gruplardan birisi olmasından kaynaklanıyor.

Ancak bu kuşağın siyasetçiler açısından taşıdığı kıymeti harbiye yani “Oy oranı” ile ifade edilebilecek önemlerinin çok ötesinde bu köşede de sıklıkla dile getirdiğimiz,teknoloji ve dijitalleşme odaklı YENİ DÜNYA DÜZENİ’nin tam merkezinde olmaları asıl önemli noktaları.

Bu kuşağın siyasete etkisini daha iyi anlamak için ise bu kuşağın seçmen profiline daha yakından bakmamız gerekmekte…

Z KUŞAĞI dediğimizde;

1990’ların ortaları ile 2000’ler arası (1995-2000)  doğan,teknolojinin tüm Dünya’yı adeta çepeçevre sarıp sarmalaığı bir çağa gözlerini açmış bir  kuşaktan bahsediyoruz.

Bu kuşağın en önemli özelliklerinden birisi aşırı derecede sorgulayıcı vebunun getirisi olarak da protest bir karakterde olması.

Yani bu kuşağı öyle klişe sözler ve geleneksel politikalar ile etkileyebilme şansınız yok.

Bu kuşaktan “Sorgusuz itaat” hele hele AKP’nin temel felsefesi olan “Biat”beklemek ham hayalin dahi ötesinde bir şey…

İşte tam da bu nedenle AKP bu kuşağın yakınından bile geçemiyor,yapılan araştırmalar Türkiye’nin hiçbir coğrafi bölgesinde AKP’nin Z KUŞAĞI seçmenin 1. Hatta 2. Tercihi olmadığı sonucunu ortaya koyuyor.

Bu çok önemli bir veri…

Bu önemli veriyi son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Z KUŞAĞI gençler ile Youtube yolu ile canlı yayında bir araya geldiği programda rekor sayıda “DİSLİKE” yemesi,canlı yayın esnasında gençlerin çok zekice yorumlarile AKP’ye oy vermeyeceklerini belirtmeleri ile birleştirince herkesten bir anda “AKP’yi işte bu Z KUŞAĞI yıkacak” sesleri yükselmeye başladı,sosyal medyada “Gençler umudumuzu tazeledi” temalı yorumlar adeta havada uçuştu. 

Ancak durum gerçekten bu kadar basit mi, AKP’ye tepkili bu Z Kuşağı bu tepkisini nasıl olsa sandığa yansıtacak ve AKP’nin sandık hezimetinin başrol oyuncularından bir tanesi mi olacak? İşte işin bu kısmı oldukça tartışmalı….
“Neden?” derseniz anlatalım efendim…

***

Z KUŞAĞI gençliğin en önemli özelliklerinden bir tanesinin aşırı sorgulayıcı veprotest bir karkere sahip olmaları olduğunu ifade etmiştik.
Ancak en az bu karakteristik özellik kadar baskın bir özelliği daha var bu kuşağın,o da bu kuşağa ait gençlerin kişisel hırslarının yoğun olması yanında,toplumsal sistem üzerinde aynı hırs ve hassasiyete sahip olmamaları ama daha da önemli olarak kendilerini net olarak bir ideolojik hatta ait hissetmemeleri.

Yani bu kuşak kendisini politik olarak belirgin bir siyasal ideolojik hatta konumlandırmıyor,bir partiye ait hissetmiyor.

Bu da bugün AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto eden bu kuşağın yarın pekala CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu ya da Meral Akşener ile İYİ PARTİ’yi protesto edebileceği anlamına geliyor.

Türkiye’deki muhalefet eğer “Bu Z kuşağı nasıl olsa AKP’ye muhalif,Türkiye’nin hiçbir coğrafyasında bu kuşak AKP’nin ulaşabildiği bir seçmen kitlesi değil, bu gençlerin oyları çantada keklik” olarak düşünüyorlarsa ciddi ve vahim bir hata içerisindeler demektir.

***

Z Kuşağının ebeveynleri ise Y Kuşağı olarak adlandırılan 1981 doğumlu kuşak.Bu Y kuşağı ise Türkiye’de Gezi Protestolarını oluşturan ana kitle,Dünya siyaset sahnesinde ise “Politik Doğruculuk Akımını” öne çıkartan kuşak.

Yani Z kuşağının protest,muhalif,sorgulayıcı karakteristiği ile onların anne-babaları olan Y kuşağının “Politik dürüstlük” eğilimindeki bilinçli seçmen karakteristiğini bir bütün olarak düşünüp,bununla birlikte Z KUŞAĞI’nın kendi ebeveynlerinin tercihlerini dahi sorguladığını göz önüne alarak büyük tabloyu değerlendiremeyen hiçbir siyasi organizasyon yahut siyasal figürün bu kuşağa hitap etme şansı yok.

İşin açıkçası şu an AKP’ye muhalif bloktaki  Türkiye siyasi hayatında aktifolarak yer alan hiçbir siyasi figürün yahut partinin bu kuşağı tam olarak yakalama ve kendisine çekme şansı  bu hali,bu politikaları,bu klasik siyaset yapma yöntemleri ile mümkün gözükmüyor.

***

Toplumdaki önemli yanılgılardan bir tanesi de Z KUŞAĞI’nın “Teknoloji ile özdeşleşmiş” bir kuşak olması sebebi ile başarılı sosyal medya çalışması yapan,2-3 başarılı Youtube videosu çeken,başarılı bir sosyal medya ekibi ile popüler ve  çarpıcı Twitter/Facebook sayfası  oluşturabilen,Tik Tok’ta hesap açan bazı siyasetçilerin bu kuşağı yakalayabileceğinin zannedilmesi.
Bu işin bu kadar kolay olduğunu düşünmek Z KUŞAĞI’nın diğer kuşaklardan yüksek olan IQ’süne hakaret olup,son derece basit,yüzeysel  bir bakış açısı geliştirerek bu kuşağı aslında hiç anlamamış olmayı tescilleyen bir düşünce yapısıdır.

Bu kuşak teknolojinin göbeğinde Dünya’ya gözlerini açmıştır ve dijitelleşmenin temelini oluşturacağı YENİ DÜNYA DÜZENİ’nin öncülleri ve geliştiricileri olacaklardır.

O nedenle öyle Youtube videosu,TikTok hesabı,3-4 Tweet ile bu kitleyi yakalayamaz,ikna edemezsiniz.

Bu kitle size “Endüstri 4.0 hakkında ne düşünüyorsunuz,Türkiye’nin Endüstri 4.0’a entegresi ve Endüstri 5.0’a geçişi hakkındaki düşünceleriniz neler?” diye sorar, bu kuşak size “Bilişim sektörünü ülkeni n stratejik üretim sektörü haline getirmek için politikalarınız neler olacak?” diye sorar, bu kuşak size “Online sistemi eğitime,adalete nasıl entegre edeceksiniz?” diye sorar,bu kuşak size “Geçmişte AKP içindeyken sesiniz çıkmıyordu bugün neden konuşuyorsunuz?” diye sorar, bu kuşak size “AKP en yıprandığı bu dönemde bile %35 oy alıyorsa sorun sizde değil mi?” diye sorar, bu kuşak size “Merkez parti olacağız diye yola çıktınız,herkesi kucaklayacağız dediniz,partinizdeki ülkücü kurucu kadrolar korkmasın diye diğer kesimlerden gelenleri dışlıyor,gerekli tepkileri veremiyorsunuz.

Kurucu ayarlarınız çok mu çabuk bozuldu?” diye sorar…Sorar da sorar…
Siz bu sorulara cevap veremiyorsanız AKP karşısındaki bir “Muhalif” parti yahut “Muhalif” siyasi figür olmanız bu Z KUŞAĞI için tek başına hiçbir anlam ifade etmez…

Yani bugün AKP ve Erdoğan’ı eleştiren bu kuşak bu sorularına doğru cevap veremezseniz hatta bir de üzerine bu konularda yanlış yapmaya devam ederseniz tutar hiç tereddüt etmeden bu kez sizi protesto eder,eleştirir,yerin dibine sokar

***

İşte tam da burada ortaya şöyle kritik bir durum çıkıyor…
Z KUŞAĞI’nı “Yakalayabilmek” için acilen 
politikalarını,kadrolarını,söylemlerini değiştirmeyen ve bu kuşağa hitap edemeyen siyasi partiler bugünkü halleri ile bu kuşağa “Dokunamaz” ise ne olur?

Olabilecek en olası şeylerden bir tanesi, bu Z KUŞAĞI’nın AKP’yi protesto ederken diğer partileri de protesto ederek sandığa gitmemesiir.

İşte eğer bu gerçekleşirse,sandığa gidilmemesi,oy kullanma oranının düşmesi AKP’nin işine geleceği için bugün Erdoğan’ı eleştirirken çok hoşumuza giden,”Zımba gibi gençler” dediğimiz o gençlerin kendilerini bir ideolojik hatta ait hissetmemeleri ve toptan protest yapıları  AKP’nin belki de bir seçim daha kazanmasına neden olur.

Yani bu gençlerin ne yapıp edip sandığa gelmesini sağlamak gereklidir.

Muhalefet partilerinin şimdiden bu konuyu enine boyuna ve çok ince biçimde düşünüp,öyle “3-5 Youtube videosu çekme” kısırlığının çok ötesinde Z KUŞAĞI için,onları ikna edecek doğru politikalar,söylemler,toplumsal model örneklemeleri geliştirmeleri gerekmektedir.

Aksi taktirde günün sonunda alınacak Z RAPORUNDA yine AKP’nin adı yazarsa kimse şaşırmamalıdır…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.