Hani O Bırakıp Giderken Seni...
Sözler ünlü şair Orhan Seyfi Orhon’a aitti. Yusuf Nalkesen muhayyer kürdî makamında besteledi.
Çok sevdiği kızını kaybeden babanın hüznünü anlatıyordu. Veda Busesi bir anda ünlendi; romana, sinema filmine isim/konu oldu.
Ülkü Film ile Pesen Film’in ortak yapımında başrollerde Türkan Şoray ve Tunç Okan oynadı. Diğer rollerde ise Sami Hazinses, Aliye Rona ve Uğur Kıvılcım vardı.
Rejisör Ülkü Erakalın’dı; senaryo Bülent Oran’ın kaleminden çıkmıştı. Şarkı öylesine sevildi ve beğenildi ki, dönemin en ünlü sanatçılarından plağa okumayan kalmadı. İki sevgili arasındaki ölümsüz bir aşkın hikâyesi şeklinde anlaşıldı.
Yusuf Nalkesen
Filminde de benzer senaryo işlendi. Türk Sanat Müziğine çok sayıda ölümsüz şarkı hediye eden Yusuf Nalkesen alaylı müzik adamıydı. Balkan göçmeni bir Türk ailenin çocuğuydu; 1923’de Üsküp’te dünyaya geldi. Aile, İzmir’e yerleşmiş ve soyadı aldıkları mesleği icra etmeye başlamıştı.
Nalkesen’in asıl mesleği öğretmenlikti. Necati Bey Erkek Muallim Mektebi’ni bitirmişti; ilk görev yeri Ağrı’nın Tutak ilçesiydi. Taşraya ilk çıkışıydı ve boş vakti çoktu. Bulduğu eski bir ud ile çalışmaya girişti; bazen günde 8 saati aşan gayretle udun dilini çözdü; nota öğrendi. Kendi kendine beste çalışmaları yaptı. Olağanüstü gayreti ve fevkalade musiki kabiliyetiyle kendini göstermekte/geliştirmekte gecikmedi. En zor saz eserlerini meşke girişti, zorlanmadan başardı.
Ünlü şair/yazar Orhan Seyfi Orhon’a ait Veda Busesi adlı şiiri 1951’de besteledi. İzmir’e geri dönmeyi başarmıştı; bu arada Meliha Hanım’la hayatını birleştirdi. İzmir Radyosu’nun açtığı sınavı kazandı; ud sanatçısı kadrosuna alındı. Artık musiki dünyasının merkezindeydi. Hem öğretmenlik, hem de ud sanatçılığı yapacaktı.
Nalkesen içine kapanık, çelebi, bestelerini meslektaşlarına/solistlere göstermekten çekinirdi. Veda Busesi’nin tanınması/söylenmesi için tam 10 yıl sabırla bekleyecekti. Şarkının tanıtımında bir gazeteci arkadaşının yardımını aldı. Gazeteci arkadaşı, Nalkesen’in olağanüstü bestesini Zeki Müren’e götürdü ve göz atmasını istedi. Müren, şarkıyı çok beğendi; bestekârı ile tanışmak istedi. Nalkesen’ın şansı açıldı ve Veda Busesi, Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Nesrin Sipahi, Emel Sayın gibi pek çok ünlü solist tarafından seslendirildi.
Nalkesen; Bülbülün Çilesi, O Ağacın Altı, Kapın Her Çalındıkça O Mudur Diyeceksin, Dargın Ayrılmayalım, İçimde Kim Var Bir Bilebilsen, Gözlerin Doğuyor Gecelerime, Saymadım Kaç Yıl Oldu Sen Ellerin Olalı, Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var İnan, vb. çok sayıda sevilen, toplumsal hafızada yer eden, sözleri dinlerken ezberlen(ilebil)en bestelere imza attı. Bir röportajında verdiği bilgiye göre, 583 beste yapmıştı. Binden fazla güftenin de sahibiydi; şarkılarının pek çoğunun sözleri kendisine aitti. Güfte yazarken, beste yaparken aşırı derecede titizlenir, kılı kırk yarar ve işin matematiğe uygunluğunu gözetirdi. Nalkesen, 60’lı ve 70’li yılların en meşhur, en başarılı, en tanınan bestecisiydi.
Biraz alıngan, ama son derece mücadeleciydi.
Hakkını kimseye bırakmazdı. 23 yıl hizmet verdiği, TRT İzmir Radyosu’ndan tazminatı ancak giriştiği hukuk mücadelesi sonucunda alabilmişti. 1982’de, 4 çocuğunun en büyüğünü, kızı İnci’yi bir trafik kazasında kaybetti. Hayata küser gibi oldu. Hemen kaleme kâğıda sarıldı; bir kaside yazdı: Elim sustu, telim sustu, dil sustu; Tanrı bize ya darıldı, ya küstü? Hicaz makamındaki eseri, İnci’nin birinci ölüm yıldönümünde, İzmir Kültür Sarayı’nda, Dr. Alâeddin Yavaşça seslendirdi.
Hele Bir Düş De Gör adlı şarkısı Nesrin Sipahi tarafından okununca büyük yankı uyandırdı. Vehbi Koç, Nalkesen’e uzun ve samimi bir mektup yazıp besteyi çok beğendiğini belirtti. Nalkesen, 1998’de T.C. Kültür Bakanlığı’nca Devlet Sanatçısı unvanıyla taltif edildi.
Ömrünün son 3 ayını diyalize bağlı geçirdi. Haftanın 3 günü 4’er saat makineye bağlanıyordu. Yanında getirdiği küçük not defterine, yakaladığı mısraları not ediyor ve hemen bestelemeye girişiyordu. Son şarkısını hem kürdi, hem de hicaz makamında besteledi. Çeşme’de yapmayı planladığı jübilesinde Ahmet Özhan seslendirecekti. Hastalığı boyunca Kenan Evren ve Süleyman Demirel tarafından defalarca arandı. Hayranlarınca hiç yalnız bırakılmadı.
Kültür Bakanlığı İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun kuruluşunda katkıları unutulmayan Nalkesen, 2003 yılında evinde geçirdiği kalp krizi sonucu aramızdan ayrıldı. Şarkıları, güfteleri, ardında bıraktığı binlerce saatlik musiki kayıtları hatıra kaldı.
ALİ HİKMET İNCE
SİYASETCAFE.COM