Yılbaşı ve Müslümanların imtihanı!

Mehdi AKSU

Her halimiz ile imtihan halindeyiz. Bireysel amellerimizle, çevremizle, sorumlu olduklarımızla, nefsimizle, bidatlarla ve ecnebilerin hurafe örf, adet ve kültürleri ile imtihan halindeyiz. İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor; "Kim kendisini bir millete benzetirse onlardan sayılır." Günler ve yıllar geçtikçe Müslümanlar içerisinde ve bil husus Türkiye’ye deki Müslümanlar içerisinde yılbaşı ve Noel çılgınlığı şaşırtıcı boyutlara ulaştı. Yılbaşı ve Noel’e bu kadar rağbet, Avrupa’da bile bu kadar olmamasına rağmen Müslümanların durumu içler acısıdır. Noel çılgınlığında, eğlence ve kendinden geçmede ne yazık ki bazıları Hıristiyan dünyasından bile öne geçmiş durumdadır. Bu durum, kimliğimizden hızla uzaklaştığımızın bir gerçeğidir. Avrupa ülkelerinde yaşayan Hıristiyan halkların yılbaşı yaklaştığı zaman yapmış oldukları hazırlıklar ve reklamlara bakıldığında, birde ülkemiz insanları tarafından yapılan hazırlıklar ve reklamlara bakıldığında, sanki Noel Baba onların değil de bizim babamız! Gerçekten kimdir bu Noel baba? Biz Müslümanların babası olmadığı bir gerçek. Bu konuda televizyon haberlerini izledikçe, yapılan reklamları gördükçe, bazı marketlerin, büyük alışveriş merkezlerinin önünde, içerisinde yapılan hazırlıkları gördükçe sağduyulu ve bilinçli insanların hayretler içinde kalmaması mümkün değildir. İnsanın kendi kendisine şunu sorması geliyor adeta; "Bu toplum nereye doğru gidiyor!" Bir Müslüman bu kadar özentili, bu kadar taklitçi olabilir mi?

Kendisini gayrimüslim olanlara benzetmek için gayret ve çaba içerisinde olabilir mi! Müslüman bir toplum kimliğinden bu kadar uzaklaşabilir mi? Bunlara dikkat edilmediğinden dolayı Türkiye’deki Noel kutlamaları her geçen yıl artış göstermiş ve hatta biraz da resmiyet kazanmıştır.

İlköğretim Okullarına kadar inen “Yılbaşı” kutlamaları ve evlatlarımızın “Noel Baba” kıyafetleriyle sahneye çıkartılmaları, ne hazin, hoş olmayan, Müslüman kimliğine yakışmayan manzaralardır? Tarih itibarı ile toplum değerlerimizden olmayan bu tür kutlamaların okullarımıza kadar sokulmasına yetkililer nasıl seyirci kalabiliyor? Bunu da anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu. Yetkililere şunu sormamız gerekir; Hani bizim dini ve milli kültürümüz? Müslümanın kültüründe Noel var mıdır? Noel Baba, bizim inanç değerlerimizin, kültürümüzün ve milli geleneklerimizin neresinde var? Konuya inanç penceresinden bakacak olursak durum daha da vahimdir. Zira İslam inancı değerlerinde bu tür şeylerin yeri olmamakla beraber İslam dini bu tür şeyleri tamamen dışlamıştır. Zira Noel baba Hıristiyanlar içerisinde bir semboldür. Şöyle ki; Bir misyoner papazı olan Noel Baba, Hıristiyanlarca kutsallaştırılmış "mistik" bir kahramandır. Çünkü o, çocuklara Hıristiyanlığı sevdirmek için özellikle ortaya atılmış bir "model" konumundadır.

Hıristiyanlar içerisinde Kilise iş birliği ile gerçekleştirilen Noel faaliyetleri, bu amaç doğrultusunda çıkarılmış ve yaygınlaştırılmıştır. Buna rağmen Hıristiyanlar bile bu tür kutlamaları belli bir seviye dâhilinde, belli ilkeler çerçevesinde ve inanç değerleri dairesinde gerçekleştiriyorlar. Bugün tutucu Hıristiyanlar bile Noel programlarında eğlenceye, dansa, alkole yer vermez, sabahlara kadar dışarılarda etkinlikler yaparak çevrelerine rahatsızlık vermezler. Onların tutucu olanları Kilisede sahne alan çocuklara topluca ilahiler söyletir, koro halinde kutsal kitaplarından parçalar okuttururlar. Kilise’nin papazı, gelen izleyicilere inançları gereği bilgilendirici bir konuşma yapar. Programın sonunda ise Hz. İsa’yı sembolize eden "Noel Baba" ise, bildiğimiz o kırmızı-beyaz renkli kıyafetiyle çocuklara sırayla çeşitli hediyeler dağıtır.

Bu tabloyu düşünerek, bir de Türkiye’deki Noel kutlamalarına bakınız! İlahi değerlere mugayir ve günah adına ne ararsan var! Biz, bize ait olmayan bir kutlamayı taklit ettiğimiz gibi, bu kutlamayı bir bakıma aslından da saptırıyoruz. Aziz kardeşlerim "inanç değerlerini, kırmızı çizgilerini, kültürünü, kimliğini kaybeden bir millet, her şeyini kaybeder." Bu hakikati her defasında birçok insan vurguluyor, ancak önemli olan bu gerçeğin hayata dönüşmesi değil midir? Yukarıda İmam Cafer Sadık (a.s) dan nakletmiş olduğum hadis bu konuda Müslümanların "ben ne yapıyor, kimlere benziyorum" sorusunu kendilerine sorarak hangi milletlere benzediklerini düşünmelerine neden olmalıdır.

Selam ve Dua ile…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.