Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, sosyal medya hesabından Kıbrıs Barış Harekatı'nın 49. yıl dönümü ile ilgili bir mesaj paylaştı.
Yılmaz, 'Yalnız Türkiye'nin radikal değişiklik yapma zamanı geldi ve geçiyor. Bunu dört yıldır söylüyorum. Artık Türkiye Rumlarla Birleşmiş Milletler aracılığıyla veya aracısız görüşme formatından vazgeçmesi lazım. Masadan artık ebedi olarak kalkması lazım. Veya masaya artık oturmaması lazım.' dedi.
Öztürk'ün mesajı şöyle:
'Bugün Kıbrıs Barış Harekatı'nın kırk dokuzuncu yıl dönümü. Kırk dokuz yıl geçmiş. Kutlu olsun. Yalnız Türkiye'nin radikal değişiklik yapma zamanı geldi ve geçiyor. Bunu dört yıldır söylüyorum. Artık Türkiye Rumlarla Birleşmiş Milletler aracılığıyla veya aracısız görüşme formatından vazgeçmesi lazım. Masadan artık ebedi olarak kalkması lazım. Veya masaya artık oturmaması lazım. Böyle bir ara duruyor sonra başlıyor. Bunu yapmaması lazım. Ciddiyet açısından inandırıcılık açısından. KKTC bağımsız, müstakil bir egemen devlet olarak tanıtılmalı. Bunun dışında hiçbir şey konuşulmamalı. Birinci strateji budur. İki, terminoloji hataları. Fahiş terminolojik hatalar yapılıyor. Korkunç, ürkütücü. Hala diyorlar ki Kıbrıs sorunu. Kıbrıs sorunu tırnak içinde. Kıbrıs sorununun çözümü. Birleşmiş Milletler uhdesinde kapsamlı görüşmeler. AB'nin kolaylaştırıcı rolü. Ya bunlar yanlıştır. Kendi bindiğin dalı kesmektir. Siz Osetya'yı alan, Afgasya'yı alan, Kırım'ı alan, Donesk, Loans alan Rusya'nın bir defa olsun kendi içiyle alakalı bunlar sorun diye takdim ettiğini gördünüz mü? Mesela Hiç Osetya sorunu dedi mi? Sorunu dedi mi? Kırım sorunu dediğini hiç duydunuz mu? Ya biz kendi yaptığımız bir şeyle ilgili kendi egemen haklarımızdan dolayı, meşru haklarımızdan dolayı yaptığımız müdahale sonucu oluşan biz niye sorun olarak gösteriyoruz.
Bundan vazgeçmek lazım. Bakınız siz sorun olarak takdim ettiğiniz anda ne oluyor? O da diyor ki sorunsa o zaman çözümü şu, Bir, Türkiye garantilerden vazgeçsin. Türkiye garanti haklarından vazgeçsin. İki, Dipkarpaz'ı, Güzelyurt'u, ondan sonra Maraş'ı Rumlara devrediliyor. Üç, sahil şeridinin yüzde elli birini şu anda KKTC kontrol ediyor Kıbrıs sahilinin. Diyor ki, onu diyor, yüzde otuz dörde düşür diyor.
Bir başka konu. Yüz bin tane diyor Rum mu diyor? Gelsin diyor. KKTC'de yerleştirsinler diyor. Yüz bin tane Rum. Gelecek. Orada yerleşecek. Bunu istiyor. Sen sorun dediğin zaman çözüm olarak bunu soruyor. Ayrıca AB'nin bütün şeyleri geçerli olsun. Serbest dolaşım geçerli olsun. Mal, mülk, alma geçerli olsun. Yani KKTC ortadan kalksın diyor. Buna son verin. Bağımsız egemen, müstakil bir KKTC'nin tanıtımıdır stratejik. Bunun dışında bir strateji olamaz.'
Siyasetcafe.com