24 TV'de yayınlanan Doğrusu Ne programının bu akşamki konuğu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik oldu. Çelik, 17 Aralık operasyonu ve devamında yaşananları değerlendirdi.
İşte Hüseyin Çelik'in açıklamalarından bazı bölümler:
SEÇİME BEŞ KALA ALGI OPERASYONU...
AK Parti iktidarı, seçime beş kala, oluşturulan bir algıyla, adeta bir yolsuzlukla anılması istenen bir hükümet olarak lanse edilmeye çalışılıyor.
BU MÜBAREK KANDİL GECESİNDE SÖYLÜYORUM...
Zaman ayarlı operasyon insanını kafasında birçok soru işaretleri bırakır. Bütün seyircilerimizin huzurunda, bu mübarek kandil gecesinde söylüyorum:
Beyt'ül-mâle kim elini uzatıyorsa, yetimin hakkına kim elini uzatıyorsa, kim kamunun kaynaklarını çar çur ediyorsa, çalıyorsa, rüşvet alıyorsa, rüşvet veriyorsa bu ülkenin kanunlarının, hakimlerinin, savcılarının, polis teşkilatının eli onun yakasında olsun. Ama yolsuzlukla mücadele ederken usulsüzlük yapamazsınız, itibar cellatlığı yapamazsınız. Haysiyet cellatlığı yapamazsınız.
3. KÖPRÜ VE 3. HAVALİMANI'NI YAPAN İŞADAMLARI HEDEFTE
İkinci operasyon dedikleri operasyona baktım. Mallarına tedbir konulmaya çalışılan, yahut bir şekilde bir yerlerle ilişkilendirilen kişilere bakıyorsunuz, istisnasız ya 3. Havaalanı'nı yapacak olan ekip, veya şu anda 3. Köprü'yü yapacak olan ekip. İkinci dalgada adı geçen kimseler bunlar.
Bu üçüncü havalimanı Avrupa'da birilerini rahatsız etti. Ben öyle komplocu bir adam değilim. Eğer İstanbul'daki dünyanın en büyük havalimanı olan üçüncü havalimanı bittiği zaman Frankfurt'un pabucu dama atılacaksa orada durup düşünmemiz lazım.
Orayı inşa eden işadamları burayı yap-işlet-devret modeliyle aldılar. Şimdi soruyorum, üçüncü havaalanının ihalesi yapılırken devlet bu işadamlarına para mı ödedi? Hayır. Bu işadamları kendi kaynaklarıyla bu havaalanını inşa edecekler. Devlete 22 milyar euro artı KDV para ödeyecekler. Sadece bu 80 milyar TL eder. Aşağı yukarı 10 milyarlık da bir yatırım yapacaklar oraya. Bu parayı kamu bütçesi alacak. Bu insanlar havaalanını yaptıkları zaman, orayı işlettikleri için elbette para kazanacaklar.
KILIÇDAROĞLU O RAKAMI NEREDEN BULDUN?
Sayın Kılıçdaroğlu çıkmış diyor ki, 247 katrilyonluk yolsuzluk var. Dedim ki basın toplantısında, "Sayın Kılıçdaroğlu, Allah aşkına, çık kamuoyuna izah et. Bu rakamı nereden buldun? Bu dudak uçuklatır."
Bana Twitter üzerinden cevap veriyor. Diyor ki, "medya yazdı, onlar euro olarak yazdılar, biz Türk Lirası'na çevirdik, bu rakam çıktı."
Medyanın kaynağı siyasetçi olabilir, ama siyasetçinin kaynağı medya olamaz.
ÖMER FARUK EMİNAĞAOĞLU HAKKINDA "KLİNİK VAKA" YORUMU
Hüseyin Çelik, iki gündür HSYK'yla ilgili çalışma yapan komisyonu sabote eden Ömer Faruk Eminağaoğlu ile ilgili de sert ifadeler kullandı.
Çelik şöyle konuştu:
O arkadaş, klinik bir vakadır. Onun adını bile ağzıma almak istemiyorum.
Bu arkadaş daha önce YARSAV'ın başkanıydı. YARSAV'dan gönderildi. Sonra, komisyona geliyor, diyor ki, "ben Yargıç-Sen'in başkanıyım." Yani Yargıçlar Sendikası. Bakın biz şimdi valilikten öğreniyoruz ki, zaten 4688 sayılı Kamu Çalışanları ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 15. maddesine göre, hakimler ve savcılar sendika kuramazlar.
ÇAKMA BAŞKAN
Bu dilekçe vermiş, dilekçesi işleme bile konmamış. Böyle birşey yok, bu çakma başkan. Sahte başkan. Böyle bir başkanlık yok. Bu kendi kendine birşeyin başkanı olduğunu zannediyor.
Varsayın ki, velev ki başkan. Şimdi, Meclis İç Tüzüğü'ne göre, bir sivil toplum örgütü bir ihtisas kuruluşunun başkanı veya üyeleri ancak davet edilirse komisyona gelip konuşabilir. 1. Davet edilecek, 2. Davet edildiğinde komisyon başkanı konuşması için söz verecek.
Bu klinik vaka arkadaş geliyor, başkan ona müsade etmeden orada çıkıp konuşuyor. Ortaya çıkıp abuk subuk konuşmaya başlıyor. Siz orada komisyon üyesi olsanız böyle bir durumdan rahatsız olmaz mısınız? Ben oradaki kavga, gürüldü, i-pad atmalar, tekmeler falanı TBMM'nin mehabetine yakıştıramıyorum. Kim yaparsa yapsın, kınıyorum. Karşıdaki o dediğimiz zat da olsa bizim kaba kuvvetle işimiz olamaz.
DAYAK YEMİŞ, İŞ GÖREMEZ RAPORU ALMIŞ AMA...
Dün sözüm ona, bu orada dayak yemiş. Bilmiyorum ne kadar, yemiş mi yememiş mi. Beş gün iş göremez raporu almış. Şimdi bu "iş göremez" demek, "bu adam hiçbir faaliyet yapamaz" demek.
Bu "iş göremez" adam, bugün de pekala iş görerek yine Meclis'e geliyor. Adam iş göremez raporu alıyor, geliyor Meclis'e, yine Sayın Başkan'dan müsade almadan ortalığa çıkıyor başlıyor konuşmaya. Kardeşim sen resmen provokasyon yapıyorsun. Bu komisyonu dinamitliyorsun.