Bilişim çağına girdik. Yeni bir küresel rekabet alanı daha ortaya çıktı. NASA, ROSCOSMOS, CNSA, JAXA, ESA, ISRO bu alanda önemli hamleler yapıyor. Mars da uzay madenciliği çalışmaları yapılıyor. Elon Musk Starling SpaceX ile yeni bir dönemi başlattı. Dünya savaş stratejileri yeni bir boyut kazanıyor. Hibrit savaş teknolojileri yeni uygulama alanlarına yayılmaktadır. ABD, Rusya, Çin, Hindistan, Japonya ve Fransa arasındaki rekabet farklı bir alanda kendini gösteriyor.
Uzay Kuvvetlerini Komutanlığını ilk olarak ABD ve Fransa kurarak yeni savaş konseptine geçiş yaptı. Hollywood bu alanda çok sayıda bilim kurgu filmi yaptı. Daha önce film olarak izlediğimiz Stars Wars savaşlarını yaşayabiliriz. Uzay da yaşanan bu önemli gelişme yeni rekabet ve çatışma alanlarına yansıyabilir.
Teknolojik gelişmeler ile birlikte yeni nesil uydular, hava savunma ve taarruz sistemleri, yapay zekâ, bilişim, TİHA, İHA, SİHA, robotik savaş otomasyonları büyük bir gelişme göstermeye devam ediyor. ABD, Rusya, Çin arasındaki küresel güç rekabetine Fransa da Uzay Kuvvetleri Komutanlığını kurarak katılmış oldu. Bu gelişmeler savaş konseptinde yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğu gerçeğini gözler önüne sermiştir.
Türkiye Uzay Ajansı kuruldu. Türkiye Savunma sanayinde yerli üretime ağırlık vererek özellikle TİHA, İHA ve SİHA'lar konusunda önemli mesafe kat etti. İnsansız savaş araçları, yapay zekâ, 3-D yazıcılar, bilişim teknolojileri, elektronik- siber istihbarat, yerli uydu ve yerli yazılım çalışmaları da sürekli gelişme göstermekle birlikte daha ileri seviyeye çıkarılmalıdır. Bu çalışmaları korumak ve sağlıklı olarak devam etmesini sağlamak için bilim istihbaratı ve güvenliği teşkilatı oluşturulmalıdır.
TAİ/TUSAŞ-TSK-THK-THY-MSB-MGK-TÜBİTAK, Aselsan, Roketsan, Havelsan ve diğer ilgili özel sektör ile kamu kurum ve kuruluşları bu yeni rekabet alanı ile ilgili olarak stratejik çalışmaları geliştirmelidir. F-35, S-400'e muhtaç olmayacak savunma sanayi yatırımları yapmalıyız. TFX ve insansız muharip ve jet uçağı üretmeliyiz. Birçok ülke bu alanda zaruri olarak düzenlemeye gidecektir.
Yaptığım araştırmada, Türk Kamuoyunun bu konu da yeterli düzeyde bilgi sahibi olmadığı ve çok geriden geldiği görülmektedir. İç siyasi tartışmalar, Suriye meselesi ve koronavirüs Türkiye'nin bütün enerjisini almakta, dikkatini dağıtmakta ve yeni gelişim alanlarına yoğunlaştırmasına engel olmaktadır.
Ülke kamuoyunun daha vizyoner bir bakış açısıyla dünya gündemine ve onun arka planına yoğunlaşmalıdır. Devlet politikası oluşturulmalı, (siyasi, askeri, ekonomik, stratejik) olmak üzere kamu-özerk ve özel sektör bileşimi (konsorsiyumu) ile uzay ve teknoloji bilinci yüksek hibrit bir ekip oluşturulmalıdır.
Ulusal bağımsızlığımızı teminat altına almak ve gelecek bölge ve dünya yönetiminde söz sahibi olmak için mazi, hâl, istiklal ve istikbal dengesini kurmak, devlet ebed müddet ilkesini korumak zorundayız. Kızılelma sadece fethetmek değil, korumak, geliştirmek ve aynı zaman da bilim ve teknikte en iyi olmaktır. Durumu özetleyen en güzel ifade ile sözlerimi noktalıyorum. Bu veciz ifadeyi fert, millet, devlet ve medeniyet olarak iyi anlayıp tefekkür edelim. "İstiklâl köklerdedir, İstikbal göklerdedir."
Şener Mengene
Stratejist/Araştırmacı-Yazar
Strateji Enstitüsü Genel Müdürü