YELİZ KORAY OLAYI!

Selçuk DÜZGÜN

 


Kocaeli`de bir yerel gazetenin Yazı İşleri Müdürü olan Yeliz Koray hanımefendi 15 Temmuz`u kendi üslubu ile anlatmak için  “Yerim Destanınızı” başlığı altında bir makale kaleme aldı.

Yazı bir anda sosyal medyanın en çok okunanlarından oldu.

Bu okunmanın kimler tarafından, nasıl propaganda edildiğini tahmin etmek mümkün ama ben makaleyi okumayanlar için kısaca biraz bahsedeyim:

Yeliz hanım 1.Dünya Savaşı`nı,

“4 yıl sürdü

Tekrar ediyorum 4 yıl


Yani 16 mevsim

208 hafta, 

bin 460 gün…

Kafkas, Kanal, Filistin-Suriye, Çanakkale, Hicaz-Yemen, 

Makedonya, Galiçya, Romanya Cepheleri açıldı. 

İtilaf Devletlerinin 42 milyon askerine karşı 2 milyon 850 bin kadardık. “ diye özetledikten sonra Kafkas, Çanakkale cephelerinden Kurtuluş Savaşı`na giden yolda haklı olarak milletimizin destanlarını anlatıyor.


Ve destanların özetini “YILLARDIR PKK’YA VERİLEN ŞEHİTLERİ SAYMIYORUM BİLE…” diyerek tamamlıyor.


Buradan “15 Temmuz`a” geçiş yapıyor ve kendi bakış aşısından

15 Temmuz`u , 1 gün bile sürmedi. Tekrar ediyorum 24 saat bile değildi;15 saat sürdü! Limana yanaşan düşman gemilerinden değil, sağ olsun Erdoğan’ın ‘eniştesi’nden öğrendik.                                                  

Ama hazırlıksız değildik. Lojistik destek tamdı mesela. Nedense 4 farklı noktada bekletilen uçaklar-helikopterler,3G bağlantıları, televizyonlar, radyolar…” diyerek aslında sözü kısaca  “kontrollü darbeye` getiriyor.


Sonra yine tarihi destanlarımızı referans alarak söze “Destan 3G ile yazılmaz.” diyerek tamamlıyor…


Yani yazısının sonunda yazısının başlığını özetliyor.

Sonuçta Yeliz hanımın bu yazıdan dolayı savcılık işlem başlattı.

Acemi mi, yoksa görelimi ismi cismi belli olmayan bir ihbarcı Yeliz hanımı 112 acil servise şikâyet ediyor.

Yanlış anlamadınız 112 Acil servis…

ve Yeliz hanıma bu ihbar üzerine dolayı hakkında savcılık işlem başlatıyor.


Bu sefer yazının okunmasından çok, bu yazıdan dolayı tutuklandı diye çok meşhur oluyor ve yazısı bir daha dikkat çekiyor.


Bu propaganda, bu 5. Kol çalışması bana yabancı değil ama ben her şartta Yeliz hanımın hakkında soruşturma açılmasını yanlış buluyorum.


Savcılık her gelen ihbar üzerine soruşturma açarsa vay halimize.

Savcılığa düşen ihbarı değerlendirmeden önce yazar ve yazı hakkında soruşturma açılıp açılmayacağı konusunda araştırma yapmaktı.


Bence böyle bir olaydan yazar hakkında soruşturma açılıyorsa, bu soruşturma açanların bir gayesi olduğu anlamına gelmektedir.


Kaos, kargaşa, hedef saptırmanın birçok yağından biridir bu.


Eğer bizim bilmediğimiz bir istihbaratı durum yoksa, yazar hakkında soruşturma açılması ne kadar yanlış ise, yazarın o makalesi de bir okadar yanlıştı.


-Yazar makale başlığı ile dikkat çekerek her şeyden önce 15 Temmuz`un anlamına hakaret etmiştir.

-Yazarın anlattığı destanlar ile 15 Temmuz`u kıyaslaması başlı başına bir stratejik hatadır, elma ile armudu karıştırmaktır.


Yazar destan düşman ülkelere, düşman askerlerine karşı yapılır zannediyor her halde.


Oysa asıl destanlar iç hainlere karşı yapılan destanlardır.


Bu açıdan 15 Temmuz; Çinlilerin Türk hakanlarına cariye göndererek ülkeyi işgal etmelerine benzer.

Hasan Sabbah`ın Selçuklu sultanlarına, vezirlerine suikast planlarına benzer…


Tarihten 15 Temmuz işgaline benzer çok örnek verebilirim, bu örnekleri ister 1 saat, ister 1 gün, ister 1 yılda bertaraf edebilmek elbette bir destandır.


Tarihte aylarca kuşatma yaptığımız zaferlerimiz de vardır, bir gecede aldığımız kalelerimizde…

Hatta savaşsız aldığımız ülkelerde. Bunlar destan değimlidir?


Unutmamak gerekir ki, Kurtuluş savaşı, Çanakkale Zaferi gibi destanların oluşabilmesi için devlet önce iç dinamizmlerini milli yapar.


Mustafa Kemal kurtuluş savaşı öncesi iç birliği sağlamak, düzenli orduyu kurmak için kaç 15 Temmuz yaşamıştır Allah bilir.


Son olarak:


Osmanlı I. Dünya savaşını kaybetmiştir.

Cephe komutanları İstanbul`a gelir ve padişahı ziyaret etmek isterler.

O dönem Mustafa Kemal Atatürk`te padişah görüşmek için sarayda sıra beklemektedir.

Dışarıda sıra bekleyen komutanlar kendi aralarında şu konuşmayı yaparlar “Biz de Türk askerini yenilmez, kahraman zannederdik.  Hepsi cepheden kaçtı, korktu…”


Bu konuşmaları duyan Mustafa Kemal dayanamaz ve paşalara şunları der, ” Efendiler! Bütün askerler korkabilir, cepheden kaçabilir. Bu insanı bir haldir. Fakat Türk askeri cepheden korkmuş ve kaçmışsa bunun tek sebebi vardır KOMUTAN CEPHEYİ TERK ETMİŞTİR”


Evet, 15 Temmuz gerçek bir destandı.

ABD`nin Türk Askeri kılığındaki gayri meşru komutanları meydanı terk ettirip kaçırtan bir destandır.

=

Kaçamayanlar içeride. Kaçanları merak ediyorsanız Yunanistan`dan başlayın.


Ayrıca vatanperverseniz destanın 15 saatte yazılmasına sevinmeniz lazım, yoksa siz aylarca sürsün ve binlerce şehidimiz gelsin mi istiyordunuz?


Eminim öyle biri değilsiniz ama lütfen muhalefet olacağım diye, milli konularda cehaleti referans edinip düşmanın propagandasına alet olmayın.


15 Temmuz bir destandır ve yemek isteyenin kursağında kalır.

15 Temmuz`da ülkenin başında kim olursa olsun, bu satırları yazanın kalemi hep aynı kalırdı.

Ve bu yazar şehitlerin vefası için 15 Temmuz`a giden yolu da hafızasından asla silmemektedir ve silmeyecektir de.





 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.