9'uncu MADDE
"Basının rolü devamlı olmalıdır. Yahudi olmayan devletler bu kuvvetinin nasıl kullanılacağını bilemediler ve o kuvvet bizim elimize geçti"
Basının rolü bizim için çok ama çok önemlidir. Öyle bir basın teşkilatı kurmalıyız ki, bu teşkilatı yıkmaya, bozmaya ve/veya herhangi bir şekilde engellenemeyecek şekilde kurmalıyız.
İlk önce basın patronları bizden olmalı. Buralara, tüm teknolojik ekipmanlar tarafımızdan sağlanmalı, para kaynaklarını hiçbir kısıtlama yapmaksızın vermeliyiz.
Ülkelerde bizim aleyhimize bize düşman ve tarafımızca sakıncalı şüpheli gördüğümüz kişi(ler),kurum,kuruluş vb.gibilerin tüm bilgileri toplanmalı, arşivlenmeli zamanı geldiğinde de bu bilgileri anında bir silah gibi kullanmalıyız.
Bu bilgileri kullanırken üç çeşit propagandayı da, kullanmalıyız. (Üç çeşit propaganda :Beyaz, Gri, Kara)Propagandayı biz icat ettik. Milletler dört elle sarıldılar. Basın yoluyla hükümetler kurduk, hükümetler devirdik. Ülkeleri karıştırdık, liderlerini kendi elleriyle astırdık.
Hatta, propaganda bakanlığı kurdurduk ve bunun için Masonlara P2 locasını kurdurduk bu loca İtalya Başbakanı Aldo Moro'yu yok etti, Vatikan'ı karıştırdı. Şimdi onu lağv ettik çünkü deşifre oldu, ardından P3 ve P4 leri kurduk bunlar daha tehlikeli çünkü P3'ün başında bir homoseksüel P4'ün başına ise bir travestiyi yerleştirdik, bunlar tehlikeli olmaya başladı neden biliyormusunuz çünkü Haham larımızı yoldan çıkarmaya başladılar. Halbuki biz Haham larımızın yetiştirme yurdundaki küçük çocuklarla yaptıkları kaçamaklara göz yumuyorduk, çünkü inandığımız Kabbala öğretisi için bu kaçınılmaz bir işlemdi, dünyadaki bir çok lider ve prestijli kişi bu gayri meşru oluşumun ürünüydüler ve sizde onlara saygı duydunuz. Ne garip değil mi, dünya feminist örgütünün kurucusunun pedofili hastası sapık bir siyonist yahudi erkeğinin kurduğunu bilmiyorlar tabi ki.
En aşağılık adamları halkın gözbebeği yaptık, omuzlarda taşıttık. Miatları dolunca da aynı yolla yerin dibine soktuk. Basını dünyanın her tarafına yaymalıyız ki, ülkelerdeki tüm bilgilere önce biz sahip olmalıyız. Hatta en mahrem sırlarına kadar.
Basın mensuplarına öyle bir belge vermeliyiz ki, bütün dünyada geçerli olmalı. Diplomatlar gibi adeta dokunulmaz olmalı. Hükümet başkanlarının bile korktuğu kimseler olmalı.
Basın bizim en büyük silahımızdır. Hem de en tehlikelisi.