Veryansıntv'de "gizli HDP'li" ve "Batıcı" olmakla suçlanan ve daha önce "Demirtaş niçin yatıyor? Kavala'nın suçu ne bilmiyorum?" gibi yazılar yazan Yavuz Alogan'ın, son yazısında yine bilinçleri bilinçli olarak bulandıran, doğrularla yanlışları zaman ve mekandan bağımsız biçimde karıştıran "HDP nedir, ne işe yarar?" başlıklı son yazısı da tepki çekti.
Yazılarında bölgemizde ve ülkemizde olan olayları emperyalizmin bölgedeki numaralarından bağımsız olarak "Reis" dediği Erdoğan'a yükleyen Yavuz Alogan, ilk kez emperyalizm lafını kullanıyor ve artık aleni hale gelmiş sıradan ama doğru HDP tanımı yapıyor. HDP'yi, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı'na taş çıkartacak biçimde "İşlevsel düzeyde PKK’nin yansıması" (nasıl bir şeyse) ve "daha genelde, emperyalist kapitalist sistemin Anadolu yarımadasındaki ideolojik ifadesi, jeopolitik aracı" olarak suçlamaktan çekinmiyor.
Ancak bu gerçekleri dile getirdiğinde yazının bittiğini sanan okurlar devamındaki kafa karıştıran uzun tahlillerle iyice şaşırarak emperyalizmi filan unutuyor!
Alogan, "emperyalizm" kavramını bir kez kullandıktan sonra okuru, bu kadar yeter diyerek sevindiğine pişman ediyor. "Gizli HDP"li suçlamasını boşa çıkarma amaçlı yazdığı anlaşılan yazıda "bir zamanlar" Türkiye'deki partilerin konumunu bugünün gerçeğiymiş gibi anlatarak olayları karıştırmaya başlıyor.
Alogan, Abdullah Öcalan'ın 2014 yılındaki demecini zaman ve mekandan uzaklaştırıp bugünün doğrusuna taşıyarak, "Hakikat, Abdullah Öcalan’ın İmralı’da yaptığı analizde" diyerek bugün geçerliliği olmayan Öcalan'ın, "Üç blok var. AKP bir blok, MHP-CHP bir blok, emekçiler sosyalistler bir blok. Bunu hedefleyin, biçimlendirin. Heyetle görüştüm (MİT heyetini kastediyor), sol olmadan bu iş olmaz...." sözlerini anımsatıyor.
Alogan, bugün geçerliliği olmayan bu bloklaşma tahlilini şimdinin "Hakikat"ine taşıyor ve HDP bloğunda AKP'den boşalan yeri günümüzde CHP'nin doldurduğunu gizlemeye çalışıyor.
Yazısında HDP üzerinden MİT'i de suçlayan Alogan, biraz yukarda HDP-PKK bağlantısını açıklamışken birden PKK-HDP-MİT'in birlikte hareket ettiğini çağrıştıran "MİT’le oturmuş, siyaseti dizayn ediyor. MİT’i çok seviyorlar. Sırrı Süreyya Önder, çözüm sürecinde şöyle diyor mesela: 'Hakan Fidan'ın Dışişleri Bakanı olmasını isterim. Belirli bir mesafe yürüdük kendisiyle. Büyük bir barışı kuruyoruz. Görüşmeler yürütüyoruz. Yakın mesaiye girince de bir güven temelinde bu ilişkiyi götürüyoruz'" gibi şeyler yazıyor.
Alogan HDP'yi suçlarken MİT'i de onun yanında gösterip suçluyor. Alogan, MİT'i, bu kurumun son yıllarda PYD yöneticilerini "paketleme" ve nokta atışıyla "etkisiz hale getirme" gerçeğiyle değerlendirmeyi değil de, Rıza Türmen'in, Öcalan'ın sözleriyle "hakikat"leştirip Veryansın okurunu sunmaya çalışıyor.
Alogan yazısında gerçeklerle gerçek olmayanları bilinçle birbirine karıştırarak Kaan Arslanoğlu'nun onun için yaptığı eleştirileri haklı çıkaran değerlendirmeler yapıyor.
AB seviciliği ve HDP'ciliği artık herkesçe bilinen Rıza Türmen'in yazdıklarını ciddiye alan Alogan, yazıları veryansıntv okurlarına referans göstermekten çekinmeyerek, "Türmen... HDP’nin ülkede bir 'demokrasi umudu' yarattığını söylüyor... (...) Öcalan ile MİT’in yarattığı demokrasi umuduna kalmışız, ağlayanımız yok!" diye aktarıyor.
Yavuz Alogan, "Çözüm süreci"ni, PKK'ya "Size Irak'tan, Suriye'den Akdeniz'e uzanan kocaman bir Kürdistan kuracağız, ne çözümü, aptal mısınız?" diyen ve nitekim -sözünü tutarak- Suriye'de zavallı Arapların mezralarında bile bombardımanla taş üstünde taş bırakmayarak geniş Arap topraklarını PYD'ye veren ve durmadan silah aktaran ABD'nin değil de "HDP sosyetesi"nin bozduğunu iddia ediyor!
Alogan, niçin içerde yattığını bilmediğini yazdığı Demirtaş'ın "Lazkiye de bizim" sözünü es geçerek PKK-HDP-emperyalizm senkronizasyonunu görmezden geliyor.
Alogan Veryansıntv'deki köşesinde şunları yazıyor: "...Fakat Kandil, HDP sosyetesinin fazla öne çıktığını görünce Çözüm Süreci’ni bozuyor. Bazı HDP belediyelerini 'özerklik' ilanına zorlayarak, ardından Hendek Savaşları’nı başlatarak girişimi provoke ediyor. (...) Kasım 2016’da Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve diğerleri tutuklandıklarında HDP sosyetesi Diyarbakır Parkı’nda toplanıyor. Yanlarına kimse gelmiyor. Halk PKK’nin baskısından, evlatlarını kaybetmekten yılmış. Diyarbakır annelerinin HDP’yi yöneten sosyetenin sadece felakete yol açtığını anladıkları andır."
YAPILAN OKUR YORUMLARI
"Çözüm süreci"ni akamete uğratanın, emperyalizmin PKK'ye vaatleri ve dolaysıyla PKK yöneticilerinin işbirlikçi özelliği değil de "HDP sosyetesi"ne, yani PKK yöneticilerinin bu sosyetenin öne geçmesine sinirlenmesine bağlayan Alogan'ın, veryansın okurlarının kafasını karıştıran tezleri şöyle:
-PKK yöneticileri Çözüm Süreci'ni istiyordu AKP'yle işbirliğindeydi ama "HDP sosyetesi" bunu bozdu
-PKK yönetimiyle HDP yönetimi arasında uyum yoktu, ihtilaf çıktı
-Çözüm Süreci'ni bozan etkenlerde emperyalizmin bölgedeki hesapları değil, bu iki örgütün yönetim zaafları belirleyicidir
-HDP/PKK evet emperyalizmin 'Anadolu'daki projesidir ama Çözüm Süreci'nde emperyalizmden bağımsız hareket ettiler!
Veryansın okurlarını serseme çevirecek yazıya yazılan yorumlarda ise "Veryansın tv Alogan AŞ olmuş!" diyenler de var.
Yazısında bir kez "emperyalizm"den kerhen söz eden ama devamında kafa karıştırıcı tezlerle "emperyalizm"i ve onun Türkiye'deki bugünkü gerçek uzantılarını (Örneğin HDP-CHP-İP-FETÖ işbirliğini) ustaca gizleyen yazıya gelen yorumlardan bazıları ise şöyle:
CAFEBUDSMAN