ZİYA PAŞA!
Bir yazımda, `bizim asıl sorunumuz yeni nesilin şair, yazar, düşünce adamı yetiştirememesidir` demiştim.
Haklıydım ve halen aynı düşüncemin arkasındayım.
Bu düşünceme en iyi kanıtta sanal alemdeki paylaşımlardır.
Dostlarınızı paylaşımlarına bir bakın altına imza attıkları düşünceler en az yarım asır ötenin mütefekkirlerinin görüşleridir.
Bu yazımda sizlere sözleri en çok paylaşılan Ziya Paşa`nın beyitlerinden sesleneceğim. Sanal alamde en çok onun beyitleri kullanılır.
Yazıyı dikkatli okursanız hem neden yeni nesilin üretim sıkıntısı çektiğini anlayacaksınız, hem de günümüz dünyasına geçmişten gelen sözlerle bakacaksınız.
Ziya Paşa`nın kim olduğunu, hayatını meraklısı araştırsın araştıran inanın çokşey kazanacaktır.
Lise mezunu herkes Ziya Paşa`nın bir veya birkaç beytini kısmen de olsa bilir veya birisi okuduğu zaman o beyitleri hatırlar. Hayatın her dalındalında, her alanında mutlaka insanlar Ziya paşa`dan bir birine beyitler söylerler.
Örneğin;
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir
Yani; Nasihat ile uslanmayanı tekdir etmeli -azarlamalı-, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir -dayaktır-
Bu öğüdü hemen hayatın her alanında kullanabilirsiniz ki, ülkemizin terör meselesine en güzel uygulanacak öğütlerden biri budur diye düşünüyorum.
Yine en çok kullanılan bir başka beyitinde Ziya Paşa;
Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
Yani; Kişinin aynası işidir, lâfa bakılmaz; bir kişinin aklının seviyesi yaptığı işte görünür.
Ne kadar doğru bir fikir değil mi? Güzel fikirler güzel biçimlerle ifade edilmelidir. İşte örneği… Ziya Paşa lâfla peynir gemisi yürütenleri, iş değil lâf üretenleri, boş teneke gibi çok ötenleri eleştirmeye devam ediyor:
Onlar ki verir lâf ile dünyaya nizâmât
Bin türlü teseyyüp bulunur hânelerinde
Yani;Onlar ki dünyaya lâf ile nizam verirler. Onların evlerine gidip bakın, hânelerinde bin türlü ihmal ve düzensizlik görürsünüz.
Ziya Paşanın, atasözleri gibi unutulmayan beyitlerinden biri de “Huyu yumuşak kişilerin gazabından Allah’a sığın; yumuşak huylu atın çiftesi çok serttir.” anlamına gelen aşağıdaki beytidir.
Allah’a sığın şahs-ı halîmin gazabından
Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir.
Gelelim Ziya Paşa ile asıl anlatmak istediğime. Ziya Paşa`ın ğyle güzel bazı beyitleri vardır ki tama günümüz zamanlarını anlatmaktadır.
Örneğin;
Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efraz
Birkaç kuruşu mürtekibin cây-ı kürektir.
Yani; Milyonla çalanlar yüksek ve şerefli mevkilere yükseltilerek baş tacı edilir; birkaç kuruş çalan hırsız ise kürek cezasına çarptırılır.
Viktor Hugo’nun Sefiller romanında anlattığı, bir parça ekmek çalan kişi zindanlarda sürünür, kürek mahkûmu olur. Ziya Paşa her devirde, her toplumda görülen bu acı sosyal gerçeği işte bu beyitte ifade etmiştir . Bu beyitte anlatılanların doğruluğu şu son yirmi yılda kaç defa kanıtlandı değil mi? Ziya Paşa uyanıp da günümüze dönse “Hiçbir şey değişmemiş; boşuna yazmışım.” diye hayıflanmaz mı?
Başka bir beyitte;
Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma
Zer-dûz palan vursan eşek yine eşektir
Yani; Kötü asıllı -soysuz¬- birine üniforma soyluluk mu verir; eşeğe altın işlemeli semer vursan yine eşektir.
Burada milletin asaletinden bahsetmektedir ve insanları dış görünüşüyle değil karakteriyle değerlendirmeye çalışır. Soysuzları, sonradan görmeleri, dönekleri sevmez. Biçim yönünden başka milletleri taklit edenler, dış görünüşleriyle başkalarını etkilemeye çalışanlar bilmelidir ki. kılık kıyafetle bilgin, komutan, bey, hanımefendi olunamaz. Asalet insanın içindedir. Asil olmayana ne kadar altın semer vurursan vur eşekliği bakidir.
Ve Ziya paşa meşhur Terkib-i Bend’in de Batı taklitçilerine, milliyete sırtını dönnenlere, kendi vatanını ve milletini küçük görüp yabancılara şikâyet edenlere , hainlere ve hırsızlare şöyle seslenmektedir:
İkbâl için ahbâbı siâyet yeni çıktı
Bilmez idik evvel bu dirâyet yeni çıktı
Yani; Yükselmek, iyi bir mevkiye gelmek için dostlarını çekiştirmek yeni çıktı, önceleri bu beceriksizliği bilmezdik, bu da yeni çıktı
Sirkat çoğalıp lâfz-ı sadâkat modalandı
Nâmus tamam oldu hamiyyet yeni çıktı
Yani; Hırsızlık çoğalıp sadakat sözü moda haline geldi, namusu bitirdik, hamiyet yeni çıktı)
Düşmanlara ahbâbını zemm oldu zerafet
Dildardan ağyâra şikâyet yeni çıktı
Yani; Düşmanlara dostları yermek bir incelik oldu; başkalarına gönül dostlarından şikayet yeni çıktı
Sâdıkları tahkîr ile red kaide oldu
Hırsızlara ikram ü inayet yeni çıktı
Yani; Sâdık kişileri aşağılama, reddetme benimsenir oldu; hırsızlara ikram ve yardım yeni çıktı
Hak söyleyen evvel dahi menfûr idi gerçi
Hainlere amma ki riayet yeni çıktı
Yani; Her ne kadar doğruyu söyleyenler de önceleri nefretle karşılanmışsa da ancak hainlere uyma yeni çıktı.
Evrak ile ilân olunur cümle nizâmât
Elfâz ile terfîh-i ra'iyyet yeni çıktı
Yani; Bütün düzenlemeler bazı kâğıtlar ile ilan olunur, söz ile halkın refaha eriştirilmesi ise yeni çıktı)
Âciz olanın ketm olunur hakk-ı sarîhi
Mahmîleri her yerde himâyet yeni çıktı
Yani; Güçsüz olanın en belirgin hakkı saklı tutulur, himaye görenleri her yerde korumak yeni çıktı
İsnâd-ı ta'assub olunur merd-i gayûra
Dinsizlere tevcîh-i reviyyet yeni çıktı
Yani; Gayretli kişiler taassubla suçlanırken dinsizlere özgü derin düşünce yeni çıktı)
İslam imiş devlete pâ-bend-i terakki
Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı
Yani; Devletin yükselmesine engel olan İslamiyet imiş, önceleri yoktu, bu rivayet yeni çıktı)
Milliyyeti nisyan ederek her işimizde
Efkâr-ı Firenge tebaiyyet yeni çıktı
Yani; Her işimizde millî benliğimizi unutarak Batı düşüncesine körü körüne bağlılık yeni çıktı)
Eyvah bu bâzîçede bizler yine yandık
Zîra ki ziyan ortada bilmem ne kazandık
Yani; Eyvah bu oyunda bizler yine yandık, çünkü zarar ortada bu konuda bilmem biz ne kazandık.
Evet Ziya Paşa yaşasaydı `yeni çıktı ` dediği şeylerin günümüz de ayyuka çıktığını görseydi ne yazadı bilmem ama görünen oki bize yeni Ziya Paşa`lar lazım.
Zalime ve zulüme alkış tutan şakşakçılardan bıktık.
ZiyaPpaşa haklı.
Ziya Paşa`nın haklılığına malzeme bu kadar bolken ben de onun dilinden kendime ait bir beyit ile şikayetimi dile getireyim ;
Eskiden başımıza bilgi sokan yazarlar vardı
Şimdi başımızda kuyu kazan bir sürü `bit` çıktı.
Her ne kadar sürç-i lisan ettiysek affola
Selçuk Düzgün