Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Elazığ ve Malatya’yı etkileyen depremin psikolojik etkileriyle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
STRESİ KONTROL ETMEK GEREK
Deprem anında bireyin stres yaşamamasının anormal olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Böyle durumlarda biz stres var panik yok diyoruz. Bir stres olacak ama kontrol edilmesi gerek. Kontrol edilebilen stres kişiyi zarardan, tehlikeden korur, yapabileceği şeyleri daha sağlıklı yapmasına yardım eder, karar vermesini kolaylaştırır ama kontrol edilemeyen stres aşırı tepkilere sebep olur” dedi.
KENDİNİZİ ZİHİNSEL OLARAK HAZIRLAYIN
Tarhan sözlerine şöyle devam etti: “Psikolojik sağlamlığı olmayan kişiler stresi kontrolsüz ve panik şeklinde yaşıyorlar. Psikolojik sağlamlık, doğuştan gelmiyor sonradan kazanılıyor sonradan öğreniliyor. Deprem bir krizdir depreme karşı psikolojik sağlamlığın olması için kriz planının olması gerekir. Evde otururken burada deprem olursa ne yapmam lazım, deprem olursa çocuklarıma nasıl sahip çıkmam lazım, deprem olursa kendime en uygun yer neresi ise orayı hazırlamam lazım, deprem çantam gerekiyor mu gerekmiyor mu gibi soruları sorulmalıdır. Eğer zihinsel olarak bir insan felakete, depreme, doğal afete ve başka olaylara karşı zihinsel olarak kendini hazırlıyorsa psikolojik sağlamlık oluşturur”
ÇOCUKLAR YANINIZDA OLSUN
Okul öncesi ya da 5 – 6 yaşındaki çocukların korku hissetmesinin doğal olduğunu ve o korkuya karşı nasıl tepki vereceğini sonradan öğrenebileceğini söyleyen Tarhan sözlerine şöyle devam etti: “Bunu öğrenmesi için çocuğun kendi iç bilgi birikimi hayat tecrübeleri yeterli değil. O anda hemen anne ve babasına bakacak, çevresine bakacak. Çocuk ancak anne ve babasının ya da güvenli kişilerin yanında kendini güvende hisseder. O nedenle deprem yerinde çocukları uzaklaştırmak değil anne ve baba ile güvenli alan oluşturulması gerekiyor.”
BÜYÜKLER ÖRNEK OLMALI
Tarhan ebeveynlerin desteğiyle çocuklarda kontrol duygusunun geliştirilmesini ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: “Çocuklar için vurgularsak anne ve babanın çocuğu rahatlatması için önce kendilerini rahatlatlatmaları gerekiyor. “Korkma” deyip gece uyumazsa ya da ufak bir sarsıntıdan hemen panik yapıp kaçarlarsa çocukların korkusu daha da artar en büyük zararı çocuklar hisseder. Bu duyguları yönetmek bir beceridir. Beklemediğimiz, ön göremediğimiz durumlarla karşılaştığımızda ne yapacağımızı bilmemiz gerekiyor. Böyle doğal afetler, çocuğa hayatın bazı kaçınılmaz yönlerini söyleyerek onlarla baş etme, stresi yönetebilme becerisi kazandırabilmek için fırsattır”
DUYGULARI İFADE ETMELİ
Enkaz altında yakınları olanların psikolojik olarak desteklenmesi ve yalnız olmadıklarının hissetirilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Böyle durumlarda destek gördüklerinde yakınları için bir şeyler yapıldığını hissederler ve rahatlarlar. İnsanlar genellikle doğal afetlerde sonradan kendilerini yapabileceğim bir şey vardı yapmadım mı diye suçlarlar. Daha sonra da suçluluk, pişmanlık ve nefret duygularının arkasından kendisinin ve yakınlarının yapamadığı şeyler nelerdir diye sorgulayarak suçluluk hissederler. Erzincan’da olduğu gibi travma yaratan doğal olaylarda 4 kademeli tepki oluyor. İlk tepki protesto ve red etmek şeklinde oluyor. Daha sonra olayın gerçek olduğunu görünce kabullenme sürecine giriş başlıyor. Neden böyle bir şeyin olduğunu ve başına geldiğini sorguluyor. Artık böyle durumlarda kişide bir pazarlık süreci başlıyor. Çocuğum kurtulsun da şunu yapayım, enkaz altından çıksın da bunu yapayım gibi bir pazarlık süreci oluyor. Bu süreci bazıları birkaç saatte aşıyor, kişinin psikolojik sağlamlık yapısına göre bu değişiyor” dedi.
siyasetcafe.com