Aslen Kayserili olan Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Melikgazi İlçesinde yaptırdığı cami Türkiye’nin gündemine düştü.
Gazeteci yazar Soner Yalçın Sözcü gazetesindeki köşesinden yazdığı yazıda Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a parayı nereden bulduğunu sordu.
Soner Yalçın’ın yazısı şöyle:
“François Mitterrand (1916-1996) adını duymuşsunuzdur.
1981-1995 arası Fransa'nın sosyalist cumhurbaşkanı idi.
Pierre Eugene Beregovoy (1925-1993) adını anımsamanız zor.
Mitterrand'ın başbakanı idi.
Tarihin garip cilvesi sosyalist Beregovoy'un babası Rusya'daki Bolşeviklerden kaçıp Fransa'ya gelmişti!
Beregovoy 16 yaşında metal işçisi olarak çalışma hayatına başladı. II. Dünya Savaşı'nda Nazilere karşı mücadele veren Fransız direniş cephesinde bulundu. Sosyalist Parti'ye katıldı.
Mitterrand'ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle Başkanlık Genel Sekreteri ve hemen bir yıl sonra Sosyal İşler Bakanı oldu. 1984'ten 1986'ya kadar Ekonomi Bakanlığı görevini sürdürdü.
Ve…
1992'de Başbakan koltuğuna oturdu. (Özellikle içinden geldiği işçi sınıfını unutmadı. ABD'de bugünlerde gündem olduğu için bu olaydan örnek vereyim. Cinsel taciz tanımını iş kanununa soktu.) “Sapin Yasası” olarak bilinen “Rüşvetle Mücadele Kanunu” çıkarılmasında etkin rol aldı. (Fransa yolsuzluğu önleyen yasayı 8 Kasım 2016'da güncelledi.)
“Sapin Yasası” gündeme geldiğinde Başbakan Beregovoy “rüşvet” almakla suçlandı! Paris'te Musee d'Orsay'ın bulunduğu 16. bölgeden aldığı daire için, işadamı ve yakın arkadaşı Roger-Patrice Pelat'den 1 milyon Frank borç almıştı. (İşadamı Pelat da, İspanyol İç Savaşı ve Fransız direnişine katılan bir sosyalistti.)
Beregovoy borç almıştı ama ödemişti. “Fakat” diyordu iddia sahipleri; “Beregovoy tek kuruş faiz vermedi, bu da bir rüşvettir!”
Haber ilk kez Le Canard Enchaine gazetesinde çıkmış; konu meclis gündeminden seçim meydanlarına kadar gelmişti. Bu haberden üç ay sonra…
Tarih: 1 Mayıs 1993.
Beregovoy, İşçi Bayramı şenliklerine katıldıktan sonra tabancayla intihar etti!
HULUSİ AKAR
Bu hazin olayı neden anımsattığımı tahmin etmişsinizdir! Ama yanılıyorsunuz!
Bambaşka bir olay yazacağım…
Okumuşsunuzdur; Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın memleketi Kayseri'ye cami yaptırdığı haberi çıktı.
Orgeneral Akar merkez Melikgazi ilçesi Eğribucak Mahallesi'ndeki bağ evlerinin bulunduğu alana cami yaptırmak istemiş ancak Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Asri Mezarlık girişinde inşaatına başlanan camiyi önermişti.
Kim bilir Başkan Çelik belki de 269 cami bulunan Melikgazi'ye bir cami daha yapmanın fazla olacağını düşündü!
Konu konuyu açıyor:
Kayseri'de toplam bin 289 cami var. En son daha iki hafta önce -29 Kasım 2017'de- Kayseri Organize Sanayi Bölgesi'nde dört minareli, üç şerefeli olarak inşa edilen 10 bin kişilik Fevzi Mercan Camisi açıldı.
Karşılaştırma yapmak istemiyorum ancak şu bilgiyi vermek zorundayım:
Geçtiğimiz hafta… Milli Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanı Özcan Duman, Kayseri'de yapılan ve yapılması planlanan okullar hakkında bilgi almak üzere bu kente gitti. Kayseri Milli Eğitim Müdürü Osman Elmalı şu bilgiyi verdi:
“Kayseri'de mevcut derslik sayısı 2 bin 152. İhtiyaç duyulan derslik sayısı bin 36 olup, okul ihtiyacı da 34'tür. (…) Özellikle Kocasinan, Melikgazi ve Talas ilçelerinde derslik ihtiyacımız var.” Basın önünde hayırseverleri yardıma çağırdı sayın müdür…
Görünen:
Kayseri'nin camiye değil okula ihtiyacı vardı.
Orgeneral Akar, okul değil cami hayrı yapmak istemiş. Kime ne?
Üstelik mimari estetik açıdan da çok güzel cami.
Ama…
PARA KAYNAĞI
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Akar'ın yaptırdığı camiyle ilgili dedi ki:
“Biz bu camiye başlamıştık. Birçok hayırseverimiz bu camiyi yaptırmak istiyordu. Ama biz şehrin mezarlığı, şehrin bütününü ilgilendiriyor diye teklifleri kabul etmemiştik.”
Mevzubahis Genelkurmay Başkanı olunca belediyenin kararı değişivermişti! Peki. Hayırseverler arasında ayrım yapmak doğru mu? Neyse…
Gelelim asıl meseleye…
Genelkurmay Başkanlığı gibi bir makamda bulunan Hulusi Akar, camiyi hangi parayla yaptırdığını kamuoyuna açıklamak zorunda değil mi?
Bakınız. Ortalığı filan bulandırmak istemiyorum. Ama devletin önemli mevkisinde oturan kamu görevlileri hayırlı yardım bile yapsalar maddi kaynağını açıklamak zorunda olmaları -bırakınız kanunları- ahlaki görevdir.
Göreve gelirken mal beyanında niye bulunuyorlar?
Ne yazık ki…
Ülkemiz para konularında o hale geldi ki… “Devlet görevlileri yardım kaynaklarını açıklamalıdır” dediğiniz anda saldırıya uğrama riskiniz var! Baksanıza Kılıçdaroğlu'na neler yapıyorlar?
Yine de sormak durumundayız:
En az üç milyon lira maliyet biçilen hayır parasını Genelkurmay Başkanı Akar nereden temin etti? Tahminim, birikimi vardı. Ancak kamuoyu tahmin değil, bilgiister.
Akar'ın yapacağı açıklamayla kamu görevi yapan herkese örnek olacağını düşünüyorum.”
siyasetcafe.com