Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, 'Türk kamuoyu ile paylaşıyorum' diyerek bugün kendisine aktarılan bir hadiseyi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla duyurdu.
Özdağ, paylaşımında bir polis memurunun kendisini aradığını ve yasaları uygulayarak görevini yaptığı için amirinin talimatı ile polis eşliğinde evine götürüldüğünü ve silahına da “intihar etmesin” diye el konulacağını söylediğini aktardı.
Özdağ'ın aktardığı olayın özeti ise şöyle:
'24 Mart pazar günü Sarıyer devriye ekiplerinde görevli polisler hal ve hareketlerinden şüphelendiği sarıklı ve sakallı bir kişiyi durdurup kimlik/pasaport kontrolü yaptıklarında, şahsın Özbek vatandaşı olduğunu ve vize süresinin geçtiğini görürler. Daha sonra şahsın bölgede bulunan MEKKE NUR CAMİİ altında kendisi gibi Özbekistan ve Kırgızistan'dan gelenlerle kaldığı tespit edilir.
Camii imamı 'Başına bela alırsın çık git burdan' diyerek polise sert çıkar. Poliste hemen takviye ekip çağırır. Ancak görevli polisleri Sarıyer İlçe Çocuk Büro amiri arar ve 'İşlemi bırakın, gidin.' der. Memurlar kabul etmeyince devreye üst rütbeli amirler girer.
Tüm engellemelere rağmen herkese pasaport kontrolü yapan Polisler, eksik evrakı olan 11 kişiyi deport edilmeleri için İl Göç İdaresi ekiplerine götürüp teslim ederler. İşlem yapan polisler amirleri tarafından sürgün edilir hatta Emniyet Müdürlüğü'nün psikoloğuna sevk edilirler.
'DİYANET'E BAĞLI BİR CAMİ NASIL KAPILARINI YASA DIŞI KAÇAKLARA AÇAR?'
İşte Özdağ'ın konuya ilişkin paylaşımının tamamı:
'Bugün polis memuru Y.A. Beni telefon ile arayarak yasaları uygulayarak görevini yaptığı için amirinin talimatı çerçevesinde polis eşliğinde evine götürüldüğünü, silahına “intihar etmesin” diye el konulacağını ifade etti.
Bir gazetecinin bu sabah duyurduğu hadiseyi Y.A. bana özetledi. Türk kamuoyu ile paylaşıyorum.
24 mart pazar günü *Sarıyer* devriye ekiplerinde görevli Polisler, arabayolu caddesi üzerinde hal ve hareketlerinden şüphelendiği sarıklı ve sakallı bir kişiyi durdurup kimlik/pasaport kontrolü yaptıklarında, şahsın *Özbek vatandaşı* ve vize süresinin geçtiğini görürler. nerde kaldıklarını sorunca, hemen orda bulunan MEKKE NUR CAMİİ altında kendisi gibi Özbekistan ve Kırgızistan'dan gelenlerle kaldıklarını beyan eder ve o şahısla beraber oraya yönelip 60-70 kişilik sarıklı cübbeli şahsın koğuş usulü kaldığını görünce hepsine pasaport kontrolü yaparlar.
Camii imamının “başına bela alırsın çık git burdan” diye sert çıkışmasıyla takviye ekipte çağıran görevli polisleri sırayla -*Sarıyer İlçe Çocuk Büro amiri* . Komiser N. arayıp tersleyip “işlemi bırakın” gidin der.
Memurlar kabul etmeyince Sarıyer devriye ekipler* komiseri K. Y. Komiser arayıp engel olmaya çalışır. O da olmayınca bir üst rütbelisi Sarıyer ekipler amiri H. T. Komiser arayıp tehdit ederek engellemeye çalışır.
Tüm engellemelere rağmen herkese pasaport kontrolü yapan Polisler, eksik evrakı olan 11 kişinin deport edilmesi için İl Göç İdaresi ekiplerine* götürüp teslim ederler. Sarıyer İlçe Emniyet Müdürü H. G. işlem yapan Polislere hakaret ederek Koruma Büroya nöbet tutmaları için sürgün ederek aynı zamanda Emniyet Müdürlüğünün psikoloğuna bugün sevk ederek muayene ettirir.
Durum budur.
Diyanet işleri Başkanlığı’na bağlı bir cami nasıl kapılarını yasa dışı kaçaklara açar?
Polis teşkilatı nasıl ve neden bu olayın ortaya çıkmaması için çaba sarf eder?
Yasaları uygulayarak görevini yapan polis neden baskı altına alınır?'
Siyasetcafe.com