ULU HAKAN II. ABDÜLHAMİT HAN
Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. Padişahı ve 113. İslâm halifesi olan Sultan II. Abdülhamit Han, 21 Eylül 1842 tarihinde, İstanbul’da, Sultan Abdülmecit Han ve Tir-i Müjgan Kadın Efendi’nin çocuğu olarak dünyaya geldi.
Annesi Tir-i Müjgan Kadın Efendi, Abdülhamit Han henüz 10 yaşındayken vefat etti. Babası Abdülmecid’in çocuğu olmayan eşi Piristû Kadın Efendi, Abdülhamit’i kendi çocuğu gibi yetiştirdi.
Babasından sonra padişah olan amcası Abdülaziz Han, 1876’da tahttan indirildi. Yerine V. Murat getirildi. V. Murat’ın ruhsal dengesinin bozulmasından sonra, 31 Ağustos 1876 tarihinde padişah ilan edildi.
Eyüp Sultan Türbesi’nde kılıç kuşandı. Çok sıkıntılı, zor bir dönemde padişah olmasına rağmen uyguladığı akıllıca politikalar sayesinde toprak kaybını durdurdu.
Ekonomik bakımdan Osmanlı İmparatorluğu’nu toparlamaya çalıştı. Demiryolunun her yere ulaşması için çaba gösterdi.
Çoğu şahsi parasından olmak üzere 1552 eser yaptırdı.
Yunanistan’ın Türklere yaptığı katliamları engellemek için Yunanistan’a savaş ilan etti.
Yahudilerin Filistin’de bağımsız bir devlet kurmamaları için elinden geleni yaptı.
Doğu Anadolu’da Ermeni hareketlerine karşı Hamidiye Alayları’nı kurup Osmanlı hâkimiyetini tekrar oluşturdu.
Bu arada içeriden ve dışarıdan büyük tepki almaya başladı. Ermeni komiteciler kendisine defalarca suikast düzenledi. Hepsinden Allah’ın yardımıyla sağ salim kurtuldu.
Ermeni asıllı Fransız yazar Albert Vandal’ın “Kızıl Sultan” ismiyle iftirası tuttu. Bugüne kadar bu lakapla anıldı..
Osmanlı’nın ömrünü en az otuz yıl uzatan “ Ulu Hakan”, İttihat ve Terakki’nin ileri gelenleri tarafından 31 Mart Vakası bahane edilerek 27 Nisan 1909 tarihinde tahttan indirilip Selanik’e, sürgüne gönderildi.
Selanik’te, üç yıl, Alatini Köşkü’nde, ev hapsinde tutuldu. Sonra İstanbul’a, Beylerbeyi Sarayı’na getirildi.
Ömrünün son yıllarını burada geçirdi. 10 Şubat 1918 tarihinde, Hakk’ın rahmetine yürüdü. Mezarı, dedesi II. Mahmut Türbesi’ndedir.
Zekası ve hafızasıyla tanınan II. Abdülhamit Han son derece dindar bir insan olup ülkesi ve Allah rızası için bütün ömrünü harcadı.
Ölüm yıldönümü hatırasına yazdığım “Ulu Hakan”a Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun…