Almanya basınında Ukrayna Analitik Kulübü'nün Türkiye'nin dış siyasetindeki çelişkiler ve incelikler adında bir analiz raporu yayınlandı.Bu raporda Türkiye'nin Ukrayna ve Kırım Tatarlarına yönelik çalışmaları dikkati çekmekte.
Türkiye tarafından Rusya uçağının Kasım-2015'te düşürülmesinden sonra, Ukrayna-Türkiye işbirliğinin geliştiğini; bu gelişmenin sadece ekonomik alanda değil aynı zamanda siyasi ve askeri alanda sürdüğü söylenmekte.
Ancak Türkiye'de FETÖ grubu tarafından yapılan başarısız darbe girişimi sonrası, Türkiye'nin siyasi önceliklerinin dramatik bir şekilde değiştiği ve bu yeni durumun Ukrayna'nın çıkarlarına uygun olmadığı açıklanmakta.
Temmuz-2016'ya kadar Türkiye'nin ana stratejik ortağı NATO, ABD ve bütünleşmek isteği Avrupa idi. Ancak FETÖ darbe teşebbüsünden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'nin siyasi yönünü değiştirmeye başladı denilmekte.
Türkiye FETÖ darbe girişimi sonrası Güney Akımı dahil donmuş tüm projeleri tekrar yenileyerek Rusya ile yakınlaşmaya başladığı belirtilmekte. Türkiye siyasetindeki bu vites değiştirmenin Türkiye-Ukrayna ilişkilerinin gelişmesinin artık mümkün olmadığı ve sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dilinin ucuna sıkışmış ve gerçekleşmesi imkansız bir durumda olduğu analiz edilmekte.
Artık Türkiye-Ukrayna arasında imzalanan Serbest Ticaret Bölgesi Anlaşması, havacılık ve savunma sanayi işbirliği anlaşmalarının ve diğer projelerin uygulanmasının mümkün olamayacağı anlatılmakta.
Rapor Kırım yarımadası konusunda önemli analizleri de ihtiva etmekte. Türkiye-Rusya arasında yaşanan Uçak Krizi sonrası Ukrayna tarafı, Türkiye'nin Kırım konusunda işgal sürecinde Ukrayna ile işbirliğini geliştireceğine inandığını fakat bu durumun şimdi tersine döndüğü ifade edilmekte. Böyle bir analize dayanak olarakta FETÖ darbe teşebbüsü sonrası Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşması ile birlikte Kırım Tatar Milli Meclisi ve onun liderlerine mesafeli yaklaşması gösterilmekte.
Diğer taraftan Türkiye'nin Temmuz-2016'dan önce ABD ve Batı ittifakı içerisinde bulunması sebebiyle Ukrayna'ya ve Kırım'ı terk edip Herson'a yerleşen eski Kırım Tatar Milli Meclisi grubuna desteğini sürdürdüğünü, siyasi ve mali destek verdiği de belirtilmekte. Bu süreçte yıllar boyunca Türk istihbaratının Cemilev ve destekçilerine maddi,ayni ve manevi desteklerinin sürdüğü açıklanmakta.
Uçak krizi sonrası Türk istihbaratının ve resmi devlet görevlilerinin Herson'a yönelik faaliyetlerinin arttığı, Kırım'dan Herson'a Kırım Tatarlarının göç ettirilmesinin planlandığı; Herson bölgesinde Kırım Tatarı, Ahıska Türkleri ve Almanlar gibi etnik göçlerle birlikte 2 milyon nüfus yerleştirilmesinin planlandığı belirtilmekte.
Böyle bir planın Ukrayna'nın güney sınırlarında Kırım Tatar Özerk Cumhuriyeti oluşumu anlamı taşıdığı yorumlanmakta. Bu durumun gerçekleşmesinin aslında; Ukrayna devletinin ve Ukrayna halkının çıkarlarına uygun olmadığı açıkça söylenmekte. İlave olarak ta bu gelişmeye Rusya'nın karşı çıkacağı ve Ukrayna'nın güneyinde yeni bir iç savaş senaryosunun gelişeceğine dikkat çekilmekte.
Uçak krizi sürecinde Türkiye'nin destek verdiği ve şimdi belirsizliğini koruyan bu durumun Herson bölgesinde Kalançak, Çaplinsli ve Geniçesk yerleşkelerinde önümüzdeki sonbahar-kış sürecinde kanlı olaylara sebep vereceği iddia edilmekte.
(*) Pavel YAKOVÇENKO - Analist
(**) uac-info.com
(***) Ekte, Türkiye'nin Mustafa Cemilev ve taraftarlarına verdiği desteklerin bazı belgeleri bulunmakta.
Ünver SEL
Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu
Genel Başkanı