Depremler, yeni tip korona virüs salgını, Avustralya’daki iklim değiştiren orman yangınları, çekirge sürüleri akını, dünyayı teğet geçen devasa göktaşları, iklim değişiklikleri, yanardağ patlamaları ve en sonunda Pentagon’un onayladığı UFO görüntüleri…Bütün bunların hepsini 2020 yılı içerisinde yaşadık.. Özellikle korona virüs sonrası hangi televizyonu açsanız yada hangi köşe yazarını okusanız hemen hemen hepsinin ortak paydası bütün bu yaşananların dünyayı her yönüyle değiştireceği…
Hemen hemen herkeste oluşmuş bir duygu var bugünlerde: “Kendimi bir bilim kurgu filmi içerisinde gibi hissediyorum.” Çünkü bizler bütün bu yaşananları çok önceden yüksek bütçeli Hollywood felaket filmlerinde izlemiştik yalnızca….
Peki bunlar birer tesadüf mü? Yoksa ilahi bir emir mi? Ya da her adımı yüzyıllar öncesinden planlanan birer “güce sahip olma” planı mı?
Korona virüs salgını sonrası ortaya çıkan ve Pentagon’un da doğruladığını onayladığı UFO görüntülerinden sonra ortalıklarda dolaşan teorilerde adını belki duyduğunuz belki de şimdi ilk defa duyacağınız bir projeden bahseder oldu herkes: Blue Beam Project (Mavi Işık Projesi).
Peki nedir bu Blue Beam Project?
Blue Beam Project’in amacı Yeni Dünya Düzeni kurmak ve bunu da tüm insanlığın en hassas olduğu konu olan DİN üzerinden gerçekleştirmek..
NASA'nın HAARP Projesi kapsamında çok gizli olarak sürdürdüğü Mavi Işık Projesi “Project Blue Beam” Bu Proje, yeni cağ inancını oturtabilmek için 4 farklı basmaklardan oluşmaktadır. Yıllar boyu gizli kalan proje hakkındaki bilgileri 1994 ta Serge Monast isimli dışarı sızdırmıştır. Fakat dışarı sızdırılan belgeler bize sadece kısmen bilgi vermekte, projenin tamamı hakkında bilgi sahibi olamamaktayız.
Serge Monast bilgileri sızdırdıktan tam 2 yıl sonra tutuklanarak hapse atılacaktır. Hapse atıldıktan 1 gün sonra ise kalp krizi (?) geçirerek ölür…
Sızıdırılan bilgilere göre Blue Beam Project’in temel amacı İlluminati adlı masonik örgütün Kudüs merkezli tek yeryüzü devletini oluşturabilmektir.
Bunun için de yüksek teknolojiden faydalanılarak devasa lazerlerle bütün dünyadan görülebilecek bir hologram oluşturulacak ve bu hologram, o toplumun inancına göre figürlerle ( sahte Mesih ve Mehdi figürleri, dini semboller, kutsal sayılan inanç ve objeler) yine o toplumun diliyle hitap edilecek şekilde uydulardan, HAARP ve casus uçaklardan faydalanarak bir gösteri yapılacaktır. Bu sırada düşük frekanslı yayınlarlar yapılarak beyinler etkilenmeye çalışılacak, işin iç yüzünü bilmeyenler ise bu aldatmaya inanacaklardır.
İlluminati, yıllardır bu oyunu sergilemek için gizliden gizliye çalışıyor. Tarihi değiştirdiler, bilimi manipüle etiler, sinema ve sanatla inanmanız ve etkilenmeniz gereken kodları bize subliminal mesajlarla dayattılar. Artık geriye tek bir hamle kaldı: "Mavi Işık Projesi" ni hayata geçirmek…
MAVİ IŞIK PROJESİ ADIMLARI
İlk adım akıllara durgunluk veren cinsten; oluşturulacak suni depremler sayesinde önceden planlanmış ve dünyaca ünlü arkeolojik alanlarda yeni buluşlar yapılmış gibi göstererek bugüne kadar dinler tarihinde öğretilen her ilahi bilginin sıfırlanması, tüm ezberlerin bozulması sağlanacak…Peki bu nasıl olacak?
Bulunan yeni antik bilgiler özellikle Hıristiyanlık ve Müslümanlık inancının temellerini çökertecek nitelikte ipuçları sunacak. Bunu yapabilmek için eski geçmişe ait kimi hatalı kanıtlar yenileriyle karşılaştırılarak uluslara dinlerini yanlış anladıkları gösterilecek.
İkinci adım yine yüksek teknolojiler sayesinde insanların beyin dalgaları ile oynanarak telepatik sesler duyduklarına ikna edilecek. Telkinlerle din değiştirmeleri istenecek.
Zihin yıkama operasyonu; gökyüzüne fırlatılan uydular sayesinde holografik görüntüler neredeyse aynı ELF, VLF ve LF beyin sinyallerine bağlı olarak görsel ve işitsel olacak, aynı zamanda da sanki bir optik fenomenmiş hissi uyandıracak. Özellikle, her ülkeye kendi kültürüne ve inancına bağlı olan görüntüler ve akustik sinyaller verilecek. Dünyanın hiçbir kösesi es geçilmeyecek! Sanki uzayın derinliklerinden geliyormuşçasına verilen görüntü ve sesler, birçok Mesih bekleyen din gruplarını ve tarikatları çok etkileyecek ve sanki bekledikleri Mesih en sonunda gelmişçesine bir düşünce uyandıracak.
Ardından İsa Mesih, Hz. Muhammed, Buda, Krişna vb görüntüleri açıklanmış olan ilahi ve mistik gerçeklerden sonra iç içe kayarak bir bütünü oluşturacak. Fakat bu yeni gelmiş olan Tanrı esasında “Antichrist” denen yalancı peygamber olacak ve eski anlatımların yanlış anlaşıldığını bu nedenle kardeşin kardeşi vurduğunu, ulusların uluslara savaş açtığını belirtip artık eski dinlerin yok edilmesi gerektiğini ve yeni bir inanışa geçilmesinin vakti geldiğini söyleyecek. Bu yeni inanış tabi ki Yeni Dünya Düzenin inancı olacak!
Son adım ise gerçekten tüyler ürpertici; ileri teknoloji sayesinde fiziksel temasa ihtiyaç duymadan insanları havaya yükselterek UFO ve uzaylılar kaçırdı düşüncesini ve korkusunu empoze etmek..
Peki bu adımlar şimdiye kadar uygulandı mı?
Evet bu adımlardan bazıları için zaman zaman deneyler yapıldı: Mısır’daki iç savaş sırasında kargaşada ortaya çıkan Mahşerin 4 atlısı olarak tanımlanan holografik görüntüler, Çin’deki gökteki kale görüntüleri, Kabe’ye inen melek görüntüsündeki ışık huzmesi…dünyanın çeşitli yerlerinden UFO diye ihbar edilen görüntüler..
Peki bizler ne yapacağız, tabi ki uyanık olarak önümüze konan her bilgiye inanmayacağız, iyice analiz ederek birer zombi ya da kukla olmaktan kurtulacağız…
Siyasetcafe.com