Türklerin Makûs Tarihini Kim Değiştirecek?

Tevfik Fikret TAŞKIN

Türklerin Makûs Tarihini Kim Değiştirecek?

 

Türklerin son yüzyılda oluşturduğu tarihe bakarsak makûs bir tarihi olduğunu görüyoruz.

Anadolu’ya baktığımızda koskoca Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalandığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin yokluklar içinden çıkıp var olmaya çalıştığını, koca cihana kafa tuttuğunu görüyoruz.

Orta Asya’da yaşayan Türkler ise bu sürenin çoğunu Rusların sömürgesi altında geçirmiş. Bilinçli bir soykırıma tabi tutulmuşlar. Milyonlarca Türk sürgünlerde, açlığın, sefaletin ve soğuğun etkisiyle ölmüştür.

Daha doğrusu, öldürülmüştür.

Gözü dönmüş olan dönemin komünist yöneticileri bununla da yetinmemişler, 1990’lı yılların başına kadar Sovyetler Birliği’nde yaşayan bütün Türklere uyguladıkları baskılarla önce dinlerini sonra millî kimliklerini unutturmuşlar.

Türkler, bu uygulanan sistemle Türk olduklarını unutmuşlar. İslâm dininden kopmuşlar, dinsiz olarak yaşamak zorunda kalmışlar.  

Üniversite yıllarında Sovyetler Birliği’nden gelen Türklerle konuştuğumuz zaman genellikle Türk olduklarını kabul etmiyorlardı. “Ben Kazağım veya Özbeğim.” gibi ifadeyle cevap veriyorlardı.

Üstelik, Müslümanlıkla ilgili en ufak bir bilgileri yoktu. Bu şekilde yaşamaya alıştıklarını söylüyorlardı.

Hatta, karşı koymak isteyenleri farklı yerlere sürdüklerini, herkese votka dağıttıklarını, böylece insanları ruhen ve bedenen uyuşturduklarını anlatıyorlardı.

O tarihten sonra Sovyetler Birliği parçalandı ve Türk Cumhuriyetleri kurulmaya başlandı. Kurulan Türk Cumhuriyetleriyle gerekli ilişkiyi kuramadık. Çoğu ile dostluk bağı bile kuramadık.

Bu sürede Türkiye’de farklı ekonomik ve siyasî sıkıntılar yaşandı. Türkiye’nin çevresi tam bir ateş çemberi haline getirildi.

Bu ateş çemberine de bizleri bulaştırmaya gayret ediyorlar. Fakat, çok şükür ki henüz bu ateşe bulaşmadık. Bulaşmadık ama bulunduğumuz noktadan da bir türlü çıkamıyoruz.

On yıldır millî gelirimiz aynı miktar etrafında dönüp duruyor. Bu da bize ekonomik bakımdan bir türlü gelişemediğimizi, aynı yerde dönüp durduğumuzu göstermektedir.

Yani, yüzyıldır süren makûs tarihimiz hâlâ sürmekte ve yakın bir tarihte de pek değişmeyecekmiş gibi görünüyor.

O halde yeni yetişen nesillere biraz daha önem vermeli, boş sözleri değil çalışmayı bilen insanlar yetiştirmeliyiz.


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.