Kadınların ekonomik ve sosyal durumlarını irdeleyen çalışma, KADEM öncülüğünde 26 ilde yapıldı. Araştırmaya katılan 5 bin 36 kadının yüzde 33,2'si siyasetle ilgilendiğini ifade ediyor.
Kadınlar, kendilerini tanımlarken yüzde 65,2 ile dindar, yüzde 63,9 ile Atatürkçü, yüzde 57,7 ile İslamcı, yüzde 48,9 ile de laik kimliğini uygun görürken, katılımcıların yüzde 52,1'i hükümetin kadın politikalarını başarılı buluyor. Kadınların ilk evlenme yaş ortalaması 19,75 olurken, düşük ve orta eğitim düzeyindeki kadınlar 10-21 yaş aralığında evleniyor.
KADEM Başkanı Yılmaz araştırmayı değerlendirirken şöyle konuştu:
"24-34 yaş arasındaki kadınlar toplumsal dönüşümde faktör olarak karşımıza çıkacak kesim. Eğitimli, kentli, genç ama aynı zamanda modern, aynı zamanda dindar ve muhafazakar, geleneklerini benimseyen, namaz kılan, oruç tutan, aynı şekilde flört etmeye 'evet', nikahsız yaşamaya 'hayır' diyen. Daha kabullenici, daha kent hayatına uyum sağlayan, daha eğitimli, başörtüsünü sorun görmeyen bir kitle var karşımızda"
KADEM öncülüğünde, PollMark araştırma şirketiyle, "Türkiye'de Kadınların Sosyal, Kültürel Siyasal ve Ekonomik Durumu" konulu araştırmanın sonuçları, Bayrampaşa Titanic Business Otel'de basın toplantısıyla açıklandı.
FLÖRTE EVET, BİRLİKTE YAŞAMAYA HAYIR
KADEM Başkanı Yrd. Doç. Dr. Sare Aydın Yılmaz, anketten çıkan sonuca göre, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu itibarıyla başlayan kadın üzerindeki modernleşmenin günümüze kadar geldiğini, kadının eğitim hayatının içine girdiğini, 24-34 yaş arasındakilerin en fazla eğitimli kesim olarak ortaya çıktığını söyledi.
Yine bu kesimin istihdama dahil olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Evlilik öncesi flörte nasıl bakıyorsunuz ' sorusuna yüzde 62 oranında 'evet' diyen bir kesim. 24-34 yaş arasındaki kadınlar toplumsal dönüşümde faktör olarak karşımıza çıkacak kesim" dedi.
Yılmaz, "Eğitimli, kentli, genç, ama aynı zamanda modern, aynı zamanda dindar ve muhafazakar, geleneklerini benimseyen, namaz kılan, oruç tutan, aynı şekilde flört etmeye 'evet', nikahsız yaşamaya 'hayır' diyen. Daha kabullenici, daha kent hayatına uyum sağlayan, daha eğitimli, başörtüsünü sorun görmeyen bir kitle var karşımızda. Türkiye'nin kadın profiline baktığımızda, Türkiye uzun yıllardır hep kavga olarak gördüğü sağ-sol, laik-dindar çatışmasının bir sentezini bir ortak bütünleşme hareketini 24-34 yaş arasındaki kesimde, Türkiye'nin geleceğinde, toplumun inşa sürecinde kendini ortaya koyacak kesimde görüyor" diye konuştu.
HEM ATATÜRKÇÜYÜM HEM MÜSLÜMAN
Yılmaz, kadının artık "Hem Atatürkçüyüm hem Müslümanım, hem dindarım hem milliyetçiyim, hem namaz kılarım, aynı zamanda eğitim ve çalışma hayatında yer alırım" dediğini aktararak, yeni bir kadın profilinin ortaya çıktığını, bu kesimin Türkiye'nin geleceğinde inşa ve söz sahibi olacağını kaydetti.
Araştırma sonuçlarını açıklayan Prof. Dr. Ömer Çaha da 26 ilde, 5 bin 36 kadınla yapılan çalışmanın sadece il merkezleri değil ilçe, kasaba ve köylerde de gerçekleştirildiğini söyledi.
Çaha, 12 ana başlıktan oluşan araştırmaya katılan kadınların yüzde 72,6'sının evli, yüzde 12,1'inin dul ve boşanmış, yüzde 15,3'ünün de bekar olduğunu anlatarak, katılımcıların yüze 74'ünün çalışan kadın olduğunu söyledi.
ÇOCUK YAŞTA EVLİLİK EĞİTİMLE BAĞLANTILI
Araştırmaya katılanların yüzde 95,9'unun hem dini hem de resmi nikahı, yüzde 2,4'ünün resmi nikahı, yüzde 1,4'ünün ise dini nikahı bulunurken, kadınların ilk evlenme yaş ortalaması 19,75. Bunun en yoğun olduğu yaş aralığı ise 16-18. Kadınların yüzde 70'inden fazlası 21 yaşından önce evlenirken, 10-21 yaş aralığına kadar eğitim seviyesi arttıkça erken yaşta evlenme oranı da azalıyor.
Düşük ve orta eğitim düzeyinde çoğunluk 10-21 yaş aralığında evlenirken, 10-15 yaş aralığında yani çocukluk çağındaki evlilik ise yüzde 12,3 ile en çok düşük eğitimlilerde görülüyor.
Çocukluk çağında evliliğin bölgesel dağılımına bakıldığında yüzde 20,6 ile en çok orta Doğu Anadolu'da, yüzde 17,3 ile Orta Anadolu'da, yüzde 15,5 ile Erzurum ve Kars gibi illerin yer aldığı Kuzeydoğu Anadolu'da diğer bölgelere göre daha yüksek olduğu gözleniyor.
EĞİTİM DÜZEYİ YÜKSELDİ
Araştırmaya katılan kadınların yüzde 50,9'u görücü usulüyle evlendiğini belirtirken, eğitim ve gelir seviyesi arttıkça görücü usulüyle evlilik azalıyor.
Evliliğini yürütemeyeceğini düşündüğü anda boşanacağını belirtenlerin oranı yüzde 7,3 iken, eğitim seviyesi yükseldikçe bu oran artıyor. Kadınların yüzde 53'ü önce evliliklerini kurtarmaya çalışacaklarını, olmazsa boşanacaklarını belirtirken, "Her ne olursa olsun boşanmam, evliliğimi sürdürmeye çalışırım" diyenlerin oranı ise eğitim seviyesi arttıkça düşüyor.
Kadınların yüzde 86,1'i okur-yazar olduğunu belirtirken, çalıştığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 25,5. Gelir seviyesi 3 bin liranın üzerine çıktığında kadınların çalışma oranı da yüzde 50'lerin üzerine yükseliyor. Kadının çalışmasına eşlerin en olumsuz baktığı bölgeler yüzde 56,8 ile Kuzeydoğu Anadolu ve yüzde 41,7 ile Güneydoğu Anadolu.
EHLİYETLİ ORANI DÜŞÜK
Kadınların yüzde 89,7'si ailenin bir arabası olduğunu belirtirken, ehliyeti olmayanların oranı yüzde 74,5.
Evli kadınların yüzde 93,3'ü çocuk sahibi olduğunu ifade ederken, yüzde 35,4'ünün 2 çocuğu, yüzde 22,3'ünün 3 çocuğu, yüzde 16,6'sının tek çocuğu bulunuyor. Çalışan kadınların yüzde 72,6'sının 1 ya da 2 çocuğu bulunurken, kadınların yüzde 42,6'sı çalışan annelere sağlanan izin ve koşulları yeterli bulmadığını ifade ediyor.
Kadınların yüzde 90,5'i ev ve çocuk bakımı için dışarıdan yardım almadığını belirtirken, çalışan kadınların yüzde 13'ü zaman zaman yardımcı aldığını, yüzde 83,8'i ise hiç yardımcı almadığını belirtti. Kadınların boş zaman aktivitelerine bakıldığında yüzde 59,6'sı hiç internet kullanmadığını ifade ederken, her gün düzenli gazete okuduğunu belirten kadınların oranı yüzde16,4. Katılımcıların yüzde 16,7'si de düzenli kitap okuyor. Düzenli sinemaya giden kadınların oranı yüzde 6,2 iken, yüzde 62,7'si de pek sinemaya gitmediğini belirtiyor.
Kadınların yüzde 43,6'sı tiyatroya giderken, kadınlar günde ortalama 4 saate yakın televizyon izliyor. Katılımcıların en çok izlediği programlar yüzde 66,3 ile yerli diziler ve yüzde 53,7 ile haber bültenleri.
Herhangi bir vakıf, dernek, parti ya da meslek örgütüne üye olduğunu belirten kadınların oranı yüzde 7,8. Kadınların sağlık ve kişisel bakım tercihlerine bakıldığında, bir sorun olmadıkça diş hekimi kontrolüne gitmedikleri ortaya çıkıyor. Kadınlar, uzmandan en çok saç kesimi ve saç boyama konularında yardım alırken, sadece yüzde 18,7'si düzenli spor yaptığını ifade ediyor.
Kadınların yaklaşık yüzde 76'sı mutlu olduğunu söylüyor.
DİNDAR, ATATÜRKÇÜ VE LAİK
Kadınların yüzde 50,4'ü kadın ve erkeklerin eşit, yüzde 18,3'ü erkeklerin kadınlardan daha üstün olduğunu düşünüyor. Araştırmaya katılanların yüzde 33,2'si siyasetle ilgilendiğini ifade ederken, kendilerine en yakın buldukları parti yüzde 43,8 ile AK Parti, en uzak buldukları parti ise yüzde 70,1 ile BDP.
Kadınlar kendilerini tanımlarken yüzde 65,2 ile en çok dindar, yüzde 63,9 ile Atatürkçü, yüzde 57,7 ile İslamcı, yüzde 48,9 laik kimliğini uygun buluyor. Kadınların yüzde 51,6'sı feminist, yüzde 42,1'i solcu, yüzde 35,5'i ise sosyalist kimliğini kendilerine uygun görmüyor.
KADIN POLİTİKASI BAŞARILI
Araştırmaya katılanların yüzde 52,1'i hükümetin kadın politikalarını başarılı bulurken, yüzde 35,1'i hükümetten kadına şiddetin önüne geçilmesini talep ediyor. Kadınların yüzde12,7'si ise hemcinslerine daha fazla iş imkanı sağlanmasını istiyor. Kadınların yüzde 32,1'i, hükümetin yaşam tarzlarına müdahale ettiğini düşünürken, yüzde 53,5'i böyle bir müdahalenin olmadığını dile getiriyor.
Kadınların yüzde 61,1'i başörtüsü takarken, yaşlandıkça başörtüsü kullanma oranı artıyor. Düzenli namaz kıldığını belirtenlerin oranı yüzde 51,3, hiç kılmayanlar ise 20,7. Ramazanda düzenli oruç tuttuğunu ifade edenlerin oranı yüzde 77,3, hiç oruç tutmayanların ise yüzde 10,7. Kadınların yüzde 64,5'i sigara kullanmazken, yüzde 20'si düzenli sigara içiyor.
TELEFON TACİZİ BIKTIRIYOR
Kadınların yüzde 89'u son bir yılda herhangi bir taciz ya da şiddet olayıyla karşılaşmadığını dile getirirken, kadınlar en çok telefonla rahatsız edildiklerini belirtiyor.
Dövüldüğünü belirten kadınların oranı yüzde 1,5, cinsel tacize uğrayanlar yüzde 0,9. Katılımcıların yüzde 10,2'si aile içi şiddete maruz kalırken, boşanmışlarda bu oran 24,3.
Tüm imkanlar sağlandığında milletvekili olup olmayacağı sorulan kadınlardan yüzde 34,5'i aday olabileceğini, 58,6'sı ise olmayacağını dile getiriyor.