Türkiye Teröre teslim olmuşken, Azerbaycan ve KKTC`de Neler oluyor?
Haklı olarak hepimiz Türkiye`de terör olaylarına kilitlendik ve canımız çok yanıyor...
Biz bu duruma odaklanmışken etrafımızda olup bitenlerden ve özellikle kardeş devletlerimizden bir haberiz.
Oralar da neler oluyor?
Farkında değiliz.
Bilindiği üzere Türkiye`de seçim sonrası göreve gelen hükümetlerin ilk ziyaretleri KKTC ve Azerbaycan`a olur…
Bu ziyaretler siyasi, stratejik iş birlikteliğinin göstergesidir ve ülkelerin bölgedeki olaylara mesajıdır.
Bunun tam karşılığı olarak Yunanistan-Kıbrıs Rum Kesimi ilişkileri
Rusya-Ermenistan ilişkileri vardır.
Bu ülkeler birbirlerini sık sık ziyaret eder ve ortak birçok ekonomik, sosyal, askeri projelere imza atarlar.
Maalesef Türkiye`deki terör olayları yüzünden Türkiye şu an gerek KKTC`de olan gizli oyunları, gerek Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki çatışmaları görememekte ve dolayısı ile ne kamuoyunu, ne halkı bu konuda uyarabilmektedir.
Hatırlayalım!
Girit Türk topraklarından koparılıp masa oyunları ile alınırken bizler ülkedeki azınlıkların terör eylemleri ile kendimizi oyalıyorduk.
Azerbaycan bağımsızlığını ilan ederken ve Karabağ`da katliamlar olurken biz yine terör belası ile karşı karşıyaydık.
Yani bizim üzerimizde oynana terör belasının iç tehditten ziyade bir de dış operasyonlar ayağı vardır.
Bu operasyonlar, Türkiye`nin uzunca bir zamandır dış Türklerle irtibata geçmesini engellemiş ve kos koca Türk dünyasının birlikte olması gereken enerji kaynaklarını hep başkalarının kullanmasına zemin hazırlamıştır.
Şimdi de aynen öyle değimlidir?
Aynen öyledir.
KKTC`de Cumhurbaşkanlığını yürüten malum zat ve ahalisi çoktan gizli anlaşmalara imza atmış ve ülkede bir oldubitti ile Kıbrıs`ın Girit yapmaya hazırlanmaktadırlar.
İnanın bana altına imza attıkları anlaşmalar karşı çıktığımız ANNAN PLANIN`dan bile daha kötüdür.
Azerbaycan-Ermenistan sınırında gerilim her geçen gün tırmanmaktadır.
Yıllarıdır daha önce küçük çaplı silahların kullanıldığı çatışmalarda, son aylarda büyük çaplı silahlar, havan topları, toplar ve bazı iddialara göre füzeler kullanılmaya başlandı.
Türkiye`deki PKK uzantıları gibi Ermenistan`da göğüs göğüse savaşamadığından gizli mayın tuzaklarlı kurmakta ve sivil halkı hedeflemektedir.
Bu yüzden Azerbaycan tarafı, özellikle sivillerin öldürülmesini önlemek amacıyla cephe hattına yakın köylerin çevresine duvar örmeye başladı. Tovuz ilinin Alibeyli köyünde 800, Hacallı köyünde ise 500 metrelik duvar örüldü.
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le son görüşmesinde, Azerbaycan'ı suçlayarak Ermeni mevzilerine büyük kalibreli silahlardan ateş açıldığını, kendilerinin de yanıt verdiğini öne sürdü. Moskova temaslarında Rusya ile 200 milyon dolarlık kredi anlaşması imzalayan Sarkisyan, bu paranın silahlı kuvvetler envanterini yenilemek için kullanılacaklarını açıkladı.
Tüm bunları niye mi anlattım?
Uluslararası arenada Azerbaycan - Ermenistan sorununa çözüm bulmayanlar yakında BOP projesinin bir ayağı olarak iki ülkeyi savaşa sokarlarsa şaşmayın.
Muhtemel savaş bu yılın sonunu da aşmaya bilir.
Bu savaşta Ermenistan ve Rusya ikilisi hazırlıklarını hızlıca yapmaktadır.
Kıbrıs meselesinde Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi iş birlikteliğini hızlıca yürütmektedir.
Bu süreçte maalesef Türkiye içinde bulunduğu terör sıkıntısı yüzünden yükümlülüklerini yerine getirememektedir.
Bu arada unutmamak gerekir ki, Kıbrıs Rum Kesimi ve Ermenistan PKK terör örgütünün ana merkezleridir. Türkiye`de ki şiddet eylemlerin yapanların büyük bir bölümü bu iki ülkede yetiştirilmekte ve ülkemize girmektedirler. Yunanistan ve Rusya gibi devletler ise bu teröristlere lojistik destek sağlamaktadırlar. Diğerleri ise AB ve ABD `de lobi yapmaktadırlar. Başta İran olmak üzere komsu devletlerin hemen hemen hepsi bu teröristlere yardım ve yataklık yapmaktadırlar. Etrafı bu denli düşmanla sarılmış bir ülkede en acı olan içteki ihanetlerdir.
İşte her şey bu kadar netken, Türkiye`de iktidardan - muhalefete, basından - üniversitelere, kahveden- camiye kadar herkesin milli mesellerde artık birlik ve beraberlik olma zamanıdır.
Aksi takdirde 20 yıl sonra KIBRIS`ta Türk Varlığı belgeseli çekilmeye başlarız.
20 yıl sonra Hocalı unutulur daha büyük acıların yası tutulur.
20 yıl sonra Türkiye`de bir bölgeden başka bir bölgeye pasaportla ziyaretler başlar…
Aklınızı başınıza devşirin ve artık bir araya gelin.
Aksı takdir de tarih ileride hepimizi gaflet, delalet ve hatta ihanetle anacaktır.
Demedi demeyin.