Sözde soykırım iddialarının 100. Yıl dönümünde Türkiye içten ve dıştan muhasara altına alınmaya sistemli bir şekilde devam ediliyor.
Soykırım iddiası daha çok Ülke tarafından tekrarlanmaya başlandı.
Rusya gibi kısacık tarihi Türk katliamları ile dolu olan bir Ülke bile soykırımdan bahsedip, Erivan’da ki sözde soykırımı anma törenlerine katıldı.
Azerbaycan, Tataristan, Ahıska, Kırım Türklerine sistemli ve planlı soykırım yapan Rusya,
1937’de on binlerce Azerbaycanlı Aydını katleden Rusya Türklerin soykırım yaptığı yalanını tekrarladı.
AP (Avrupa Parlamentosu) 1915 olaylarını soykırım olarak ezici bir çoğunlukla kabul ettiği yetmediği gibi Türkiye’ye de soykırımı tanıma konusunda çağrı yaparak aba altından sopa gösterdi.
Soykırım sabıkalısı Almanya’da bu kervana katılarak soykırım dedi.
Bütün bunların sözde soykırımın 100. Yılı olması sebebi ve Ermeni diasporasının başarısı olarak değerlendirilmesi doğru bir yaklaşım değildir.
Ermenilerin ve onların destekçisi haçlı zihniyetli ülkelerin soykırımı Türkiye için bir silah olarak kullandığı yeni bir şey değildir.
İçte ve dışta top yekûn soykırım çığırtkanlığının bu kadar yüksek perdeden ve koro halinde seslendirilmesinin en büyük sebebi Türkiye Hükümetinin teslimiyetçi ve cesaret verici politikasıdır.
AKP Hükümetinin yürüttüğü politika sebebi ile soykırım kabul edilme noktasına gelmiştir.
Sık sık Ecdat edebiyatı yapan AKP’li siyasetçiler, Ecdatlarının insanlık suçu işlediğini söyleyecek kadar, tarihsel ve bilimsel gerçeklikten uzak demeçler vererek Türkiye’yi sözde soykırım yalanını kabul etmeye doğru götürmektedir.
Devlet politikası, Devlet yetkililerinin fütursuzca konuşmaları ile ortadan kalkmış, birinin söylediğini diğerinin reddettiği, net olamayan ve her türlü yoruma açık demeçler verilmiştir.
Erdoğan’ın taziye mesaj “Türkiye soykırımı kabul edecek “ diye algılanmış ve fırsat bekleyen soykırım savunucuları için malzeme olmuştur.
Davutoğlu’nun “Tehcir insanlık suçudur” demesi nasıl izah edilebilir?
Tehcir o günkü Osmanlı Hükümetinin aldığı ve uyguladığı yasal bir karardır.
Bunun insanlık suçu olduğunu söylemek:
O çok övündükleri ecdatlarının insanlık suçu işlediklerini itiraf ederek soykırımın tanınmasına zemin hazırlamaktır.
Bu suçun bir bedeli olacaktır. Bunu Türk Devletine ve Türk Milletine ödetmek gayretleri için kapı açılmıştır.
Tehciri insanlık suçu olarak kabul etmek, suçlu olduğunu kabul etmek ve soykırımın techirden dolayı olduğu fikrinin önünü açmaktır.
Bunun devamı da soykırımı kabul etmektir.
Genel olarak AKP hükümetinin görüşü bu yöndedir.
Bülent Arınç’ın da bu görüşlere katkı vererek ‘Trajik olayların da yaşandığını biliyoruz. Bilerek, kasıtlı ya da isteyerek soykırım yapmadık’ demeci soykırım yapıldığı fikrinin kabulü yönündedir.
Yani: Soykırım yaptık ama bilerek isteyerek yapmadık!
Techir İnsanlık suçudur!
Ermenilere taziyelerimizi sunarız!
Bütün bu açıklamaları alt alta koyun çıkacak sonuç: AKP hükümeti soykırımı fikren kabul etmiş ancak toplumu hazırlamak için psikolojik çalışmalar yapmaktadır.
Türk Milletini böyle bir vebal altında bırakmaya güçleri ve ömürleri yetecek mi?
7 Haziran’da göreceğiz…