Rahmetli gazeteci büyüğümüz Kemal Bağlum, Ankara’da yaşanan pek çok politik gelişmeyi, olayı yakından izledi. Basına yansımayan önemli hadiselerin şahidi oldu. Bazılarını kayda geçti, bazılarını yaz(a)madı. Ama bıraktığı kayıtlar da mühimdi. Siyasi tarihe malzemeydi. Başkent siyasetinin ‘perde arkası’nı aydınlatabilecekti.
Bağlum, 1960 Askeri Darbesi’nde ve sonrasında yaşanan çoğu hâlâ açığa çıkmayan hadiseyi izledi. ‘Millî Birlik Komitesi’ adlı, darbeci subayların oluşumunu günü gününe takip etmeye çalıştı. Her sabah, çoğu komite üyesiyle yüz yüze geldi.
Aynı havayı kokladı, çelişkilerini, fikirlerini, müştereklerini ve farklılıklarını anla(t)maya çalıştı. Zira MBK homojen - mütecanis! - yapıda değildi. Çoğu üye son anda komiteye dâhil olmuştu. ‘Bazıları ilk toplantıda birbirlerini tanımıştı!’
CHP Genel Sekreteri İsmail Rüştü Aksal
- MBK Üyelerinin Yanı Başında… -
Bağlum, Millî Savunma Bakanlığı’nın Basın Müşaviri’ydi. Bakanlık, Genel Kurmay Başkanlığı yerleşkesinin içindeydi. Çoğu komite üyelerinin odaları aynı koridorda yan yanaydı. Dolayısıyla Kemal Bağlum da komşularıydı. Her sabah karşılaşır, selamlaşır, kahve içer ve hal hatır sorarlardı.
Bağlum’a göre MBK’de 2 farklı ana siyasî kanat vardı. Gruplardan ilki iktidarda mümkün olduğunca uzun kalmayı, sivillere hemen teslim etmemeyi düşünüyordu. Liderleri: Alparslan Türkeş idi. Türkeş, Başbakanlık Müsteşarı’ydi. Fakat Hükümet Başkanı - Başvekil! - yetkilerine sahipti, görevini sürdürüyordu. Devlet Başkanı Cemal Gürsel’in güveni tamdı. Üyelerden gelen uyarıları, şikâyetleri dikkate almıyordu. Komitenin büyük çoğunluğu da Türkeş’i destekler görünüyordu.
Türkeş, aynı görüşü paylaşan generalleri ve genç subayları çevresine toplamıştı. Kendine özgü yol haritası çizmişti. Bağlum’un yazdıklarına bakılırsa, Başbakanlık Müsteşarı, Nihal Atsız’ın fikirlerinin etkisi altındaydı: ‘Turancılık’ hayallerini gündeme getirmeye/gerçekleştirmeye çalışıyordu. Amacına ulaşmak için ‘Kurucu Meclis’ ya da benzeri oluşuma gidilmesine karşı çıkıyordu. Yönetimde MBK’nın uzun süreli mutlak hâkimiyetini istiyordu/savunuyordu.
MBK Üyesi, Başbakanlık Müsteşarı, Albay Alparslan Türkeş
- Türkeş Karşıtları Açıklanan Protokole Uyulmasını İstiyordu… -
Ancak Komite içinde Türkeş’in savunduğu düşüncelere karşı çıkanlar mevcuttu. Diğer MBK üyeleri yemine ve imzalanan protokole uyulmasını savunu(yo)rdu. ‘Seçimlere 18 ay içinde gidilmesini istiyorlardı!’ Albay Alparslan Türkeş’in karşıtlarına göre, Millî Birlik Komitesi devrimden sonra yayınladığı bildirgeyle - kendini bağlamış! - hedefini millete duyurmuştu.
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, Devlet Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel ile
Alparslan Türkeş ve arkadaşları, geçici anayasayı hazırlamaları için Ankara’ya davet edilen İstanbul Üniversitesi profesörlerini kendi görüşleri doğrultusunda ikna etmek için harekete geçti. Prof. Sıddık Sami Onar, Prof. Hüseyin Naili Kubalı ve Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Ankara Palas’ta misafir ediliyordu. Türkeş, heyet üyelerine bahçede akşam yemeği verdi.
Profesörlere, ‘Kurucu Meclis’le ilgili düşüncelerini sordu. Prof. Onar ve Velidedeoğlu, Kurucu Meclis’e karşıydı. Kübalı ise, temsili nitelikteki kuruluşa karşı çıkmıyordu, sakınca görmüyordu.
Görüş netleşmişti: ‘Kurulacak kurul temsili nitelikte olacaktı. Millî Birlik Komitesi de tam yetkili kılınacaktı. Seçimlere gitmek için de acele edilmeyecekti.’
Devlet Başkanı Cemal Gürsel, Alparslan Türkeş’in fikrini paylaşıyordu. Bağlum’un saptamasına göre, ‘Devlet Başkanlığı ya da Cumhurbaşkanlığı makamında uzun süre kalmayı düşünüyordu!’
MBK Üyesi, Kurmay Albay Ekrem Acuner
- Türkeş’i Tasfiye Operasyonu’nun Düğmesine Basıldı… -
Oluşan atmosfer sonucunda Türkeş Grubu, karşıtlarını tasfiye hazırlığına girişti. Durum belirginleşmiş, temizlik harekâtına günler kalmıştı. Ama hesaba katmadıkları/dikkate almadıkları faktör karşılarındaydı. Ankara’da Tümgeneral Cemal Madanoğlu ile Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Kurmay Albay Osman Köksal, Türkeş ve ekibine muhalefet eden grubun içindeydi.
MBK üyesi, Kurmay Albay Ekrem Acuner devreye girmişti. Türkeş’in niyetini öğrenmiş, hazırlıklarını, temaslarını adım adım izle(t)mişti. Kendince önlemler almıştı. Ordu birliklerini ve MBK’yı kuşatan haberleşme örgütü kurmuştu. Böylece karşıt kanadın nabzını tutuyor, gelişmeleri adım adım takip edebiliyordu. Son derece gizli tutulan Türkeş’in Ankara Palas’ın bahçesindeki yemekli toplantısını da öğrenmişti.
Acuner, 11 Kasım’da, Türkeş ve arkadaşlarının niyetlerini kesinleştirmek amacıyla toplantı yapılmasını önerdi. İki taraf, masa etrafında bir araya geldi. Her 2 kesimde de tansiyon yüksekti. Eller tabancaların kabzalarındaydı. Acuner, Türkeş’e Atatürk’ün huzurunda yaptıkları yemini ve imzaladıkları protokolü hatırlattı.
Devlet Başkanı Gürsel, MBK Üyeleri ve gazetecilerle
Sevdasından vazgeçmesini, 18 ay içinde yapılacak seçimlere odaklan(ıl)masını istedi. Bağlum’un yazdıklarına göre, Türkeş düşüncelerinde ısrarcıydı. MBK’nın iş başında uzun süre kalmasının ülke çıkarlarının gereği/yararına olduğunu savundu. Reformlar tamamlanmadan seçimlere gitmek büyük hataydı. Deneyimli gazeteci Kemal Bağlum’un satırlarıyla, ‘Karşı çıkanları dümdüz edeceği tehdidini savurdu!’
- Cemal Gürsel’in Safı Belirleyici Olacaktı… -
Ekrem Acuner, darbenin hemen ardından bazı önlemler de almıştı: Ankara’daki askeri birliklerin başına en güvendiği arkadaşlarını geçirmişti. Cemal Madanoğlu ve Osman Köksal’ın da tam desteğine sahipti. Durum netleşmişti. Türkeş ve arkadaşları kararlıydı, geri adım atmıyorlardı. Orta yol bulunamamıştı. Devlet Başkanı Cemal Gürsel ikna edilirse sorun çözüle(bile)cekti.
Acuner ve yanındakilerin de planları hazırdı: ‘Devlet Başkanı Cemal Gürsel’in ilk seçimlerde Cumhurbaşkanı seçilmesi garanti altına alınmalıydı.’ Gürsel, - halkoyuyla! - Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmayı düşünüyordu. Hedefe ulaşmanın yolu: ‘CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’den geçerdi. İnönü ikna edilmeli, desteği sağlanmalıydı!’ Albay Ekrem Acuner, İsmet Paşa’dan 13 Kasım 1960 Pazar gecesi için randevu talep etti. Görüşme son derece gizliydi, çok dar çevrenin bilgisi dâhilinde yapılacaktı.
Devlet Başkanı Orgneral Cemal Gürsel
Albay Acuner, daha önce Atatürk’ün manevi kızı Prof. Afet İnan ile konuştu. MBK içinde yaşananları, Türkeş’in tutumunu anlattı. Yardımını talep etti. Prof. İnan, Acuner’e her türlü yardımda bulunabileceğini belirtti. Acuner, İnönü’yle yapılacak görüşmede İnan’dan evinin kullanılması iznini rica etti.
Acuner, deneyimli gazeteci Kemal Bağlum’a 13 Kasım gecesini anlattı:
- Afet İnan Hanım’ın Evindeki Çok Gizli Toplantı… -
‘İsmet İnönü’den talep ettiğimiz randevuya olumlu yanıt geldi. Görüşme yeri için Prof. Afet İnan’ın evi müsait bulundu. Olay çok gizli tutulacaktı. Benim yanımda MBK Üyesi Kurmay Albay Fikret Kuytak bulunacaktı. İsmet İnönü de İsmail Rüştü Aksal ile gelecekti. Eşlerimiz de yanımızda olacaktı. Afet Hanım, Necatibey Caddesi’nde tek katlı bir binada ikamet ediyordu. İnönü ve Aksal erken gelmişti. Prof. İnan, gizlilik kararına uyarak, tanınmamak için çarşafa bürünmüş halde konutuma ulaştı. Gençlik Caddesi’nde oturuyordum. Kapıyı açtığımda karşımda çarşaflı tanımadığım kadınla karşılaştım. Şaşırdım fakat anlam veremedim.
MBK üyeleri Devlet Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel ile
Rahmetli İnan dedi ki:
‘Tedbir almalıydım. Onun için kıyafet değiştirdim.’
Misafirlerin geldiğini haber verdi. Birlikte görüşme mahalline geldik. Prof. İnan, hanımları başka odaya aldı. Biz, 4 erkek bir arada kaldık ve görüşmeye geçtik.
İsmet İnönü, ‘çok gizli’ diye nitelediğimiz durumu sordu. Kendisine, Alparslan Türkeş ve arkadaşlarının niyetini ayrıntılarıyla anlattım: ‘Verilen söze karşın seçimler yapılmayacak! Yönetimi elde tutup uzun süre iktidarda kalmayı planlıyorlar!’
İnönü kendisinden ne talep edildiğini sordu.
‘Paşam! Sizden parti olarak, yapılacak ilk seçimlerde Devlet Başkanı Cemal Gürsel’i Cumhurbaşkanlığı’na aday göstereceğinize dair yazılı garanti mektubu vermenizi istiyoruz,’ dedim.
Paşa aniden sinirlendi: ‘Neden verecekmişiz?’ diye çıkış yaptı.
Milli Birlik Komitesi üyeleri Anıtkabir'de
- CHP Genel Başkanı İsmet İnönü Zor İkna Edildi… -
‘Paşam! Cemal Gürsel, seçimlerden önce makamını güvenceye almak istiyor. Siz, teminat mektubunu verirseniz, Alparslan Türkeş’in elindeki etkin kozu alacağız. Zira Sayın Gürsel, Türkeş’i destekliyor. Omuz verirseniz, Devlet Başkanı’nı yanımıza çekmiş olacağız. Aksi durumda karşımızdaki grup galip çıkacak. Gürsel ‘etkisiz’ Cumhurbaşkanlığı yapacak. Türkeş, ülke yönetimine tümden el koyacak!’
İsmet İnönü, öneriye çok kızdı. Seçimler nasılsa yapılacaktı. 27 Mayıs Darbesi’nin Lideri Orgeneral Cemal Gürsel de - büyük ihtimalle! - Cumhurbaşkanı seçile(bile)cekti. Ekrem Acuner’in teklifini hemen kabul etmedi. Paşa’ya göre, mektubun demokrasi ile nasıl bir ilişkisi olabilirdi ki? Ancak 4 saati aşan yoğun görüşmeler sonunda ikna edilebildi. Ertesi gün, CHP Parti Meclisi’ni toplantıya çağırmaya karar verdi.
İnönü, birleşimde durumu teferruatıyla anlattı. Desteğin zarureti üzerinde durdu. ‘Aksi durumda, Türkeş’in yönetimde etkisini artıracağını - belki de idareye toptan el koyacağını! -, seçimleri zamanında yaptırmayacağını,’ anlattı.
Atatürk'ün manevi kızı Prof. Dr. Afet İnan
- CHP Parti Meclisi Destek Kararını Oy Birliğiyle Aldı… -
Parti Meclisi, Genel Başkan’ın görüşlerini aynen paylaştı. Cemal Gürsel’in Cumhurbaşkanlığı adaylığının destekleneceğine ilişkin mektubun yazılmasını oy birliği ile kararlaştırdı.
CHP’nin mektubu, Ekrem Acuner’in eline ulaştı. Türkeş karşıtlarını, kendilerini destekleyen ve tarafsız kalan MBK üyelerini de topladı. Katılanlara mektuptan söz edilmedi. Alparslan Türkeş aleyhtarlığı yapıldı. Millete açıklanan deklarasyona bağlı kalıp kalmayacakları soruldu. Yeminlerine sadıksalar, Türkeş’in oyununa gelmemeleri önerildi.
Karşı cephe kararlıydı: Alparslan Türkeş ve arkadaşları tasfiye edilecekti. General Cemal Madanoğlu da karar verici dar kadrodaydı.
Cemal Gürsel, Alparslan Türkeş yurt gezisinde
Toplantıya katılanlar tek fikir etrafında birleştikleri anlaşıldı. Acuner, - en sonunda! - İnönü ile yapılan gizli toplantıyı anlattı. Kendilerine verilen güvence mektubundan bahsetti. CHP’nin TBMM Grubu’nun desteği de arkalarındaydı. Cemal Gürsel’in ikna edile(bile)cek olması en önemli gelişmeydi.
Birleşimdeki hava aniden değişiverdi. Türkeş ve arkadaşlarının MBK içindeki konumu daha ciddi şekilde değerlendirildi. Cemal Gürsel’in Cumhurbaşkanı seçilmesi neredeyse kesine yakındı. İnisiyatifin kendi taraflarına geçtiğine iyiden iyiye inandılar. Gürsel’in yanlarında yer alması, ellerini daha da kuvvetlendirmişti!
- Ankara’daki Askeri Birlikler Alarma Geçirildi… -
Ekrem Acuner, toplantı sonrası Çankaya’ya çıkıp Devlet Başkanı Gürsel tarafından kabul edildi. Görüşme ve gelişmeler hakkında bilgi sundu. CHP Parti Meclisi’nin kararını içeren, İsmet İnönü’nün imzaladığı mektubu ulaştırdı. Gürsel, aldığı habere, okuduğu satırlara sevindi. Yüzü güldü, koltuğuna daha rahat oturdu. Türkeş’e verilen inisiyatifin yönü aniden değişmişti. Kendisinden ne isten(il)diğini/beklen(il)diğini sordu. Acuner, karşıt grubun tasfiye edileceğini, saflarına güç katmasını umduklarını iletti. Gürsel açık taraftarlığını belirtti.
MBK Üyesi, Tümgeneral Cemal Madanoğlu
Süre tamamlanmıştı. Operasyon için düğmeye basıldı. Karşı taraf olacakları haber alırsa, kan gövdeyi götürebilir, kardeş kavgası yaşanabilirdi. Ankara’daki bütün askeri birlikler alarm durumuna geçirildi. Ankara Sıkıyönetim Komutanı Tümgeneral Cemal Madanoğlu emir vermişti. Türkeş ve 13 MBK üyesinin evleri kuşatıldı. Kendilerine kısa bir hazırlanma süresi verildi. Yolculuk için valizlerini toplamaları istendi. Ülkenin kaderini elinde tutanlar yurt dışına gönderilecekti.
Albay Alparslan Türkeş, MBK üyelerinin yemin töreninde
(Rahmetli gazeteci büyüğüm Kemal Bağlum Bey’in 2001’de yayınladığı ‘Bir Dönemin Uyuyan Kulağı’ adlı kitabından yararlanıldı.)