Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı, Varlık Fonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk Telekom Yönetim Kurulu üyesi Yiğit Bulut, Star Gazetesinde 2 Eylül 2018 tarihinde 'Telekom Battı' yalanını uyduranlar; İYİ OKUYUN!' başlıklı bir yazı yayınlandı.
Telekomcular Derneği'nden Yiğit Bulut'un köşe yazısına ilişkin bir açıklama geldi.
İşte cevap niteliğindeki o yazı;
Yazı bazı doğru değerlendirmeler de taşımakla birlikte, çok önemli yanlışlar içeriyor. Bu yazıya Yiğit Bulut’un kendi eski yazıları ve Türk Telekomun resmi açıklamaları ile cevap vereceğiz.
(Karışıklığa yol açmamak için, Sayın Bulut’un 02 Eylül 2018 tarihli yazısını Siyah renkli olarak yayınlıyoruz.)
BU VİCDANSIZLARA SÖYLENECEK ÇOK SÖZ VAR AMA...YAZMIYORUM...Bir insanda şeref yoksa hele hele gerçeği bildiği halde sadece zarar vermek için yalanı dolaştıracak kadar vicdansız ve vatansızsa herşeyi yapabilir...
Sayın Yiğit Bulut’un “gerçeği bildiği halde sadece zarar vermek için yalanı dolaştıracak kadar vicdansız ve vatansızsa herşeyi yapabilir...” cümlesine aynen katılıyoruz.
Bakıyorum sosyal medya ortamında koskoca eski bürokratlar, eski-yeni bazı siyasetçiler ve onlara inanarak veya yalana ortak olmak isteyerek sürüye katılanlar şunu yazıyorlar; “Türk Telekom’un bankalara ödeyemediği 4,7 milyar dolar yüzünden bankalar Telekom’a sahip olmak zorunda kalmış”!
Biz köşe yazarlarının ve siyasetçilerin bu tür açıklamalarına rastlamadık ama sosyal medyada bu tür paylaşım çok. Ve tabii ki yanlış, borcu ödemeyen Türk Telekom değil OTAŞ. Yani Harriri, ailesinin sahip olduğu Oger Telekom A.Ş.. Bu bilgi paylaşımını kasıtlı olarak yanlış yapan var mıdır. Vardır. Doğru cümle şu Türk Telekomun %55 Hissesine sahip olan OTAŞ’ın ödemediği 4,7 milyar dolar yüzünden bankalar Telekom’a sahip oldu.
BUNU ORTAYA ATAN KÖTÜ NİYETLİ SİYASETÇİLERE VE BİLEREK BU YALANA ORTAK OLAN CAHİLLERE BİR KEZ DAHA GERÇEĞİ YAZMAK VE ÖZELLİKLE KAMUOYUMUZA TÜM SAYGIMLA AKTARMAK İSTİYORUM; BU YAZILAN BAŞTAN SONA YALAN VE UYDURMA OLUP GERÇEK ÇOK FARKLIDIR. TELEKOM’UN ÖZELLEŞTİRME SIRASINDA İMTİYAZ HAKKINI 2026 YILI VADELİ ALAN ŞİRKET OTAŞ A.Ş. OLUP, OTAŞ ÖZELLEŞTİRMEDEN DOLAYI OLAN BÜTÜN BORCUNU ÖDEMİŞTİR.
Burada konuyu irdelemeden Yiğit BULUT’un 06.02.2007 Tarihli Radikal Gazetesinde yer alan “Bu Nasıl Özelleştirme” başlıklı yazısının tamamen katıldığımız son cümlesini aktaralım;
“Oger'in Türk Telekom'un satın alma bedelini ödeyecek parası yok. Danıştay'ın verdiği kararlar doğrultusunda 'sadece işletmeci olduğu, sahibi olmadığı' Türk Telekom ile ilgili bir arz yapması da hukuken mümkün değil. Böyle bir yapı içinde Oger'in tek çıkışı var ve onu yapıyor. Yaratacağı ilave kâr ile kendine düşecek payı artırmak ve Türk devletine olan borcunu ödemek. Türk Telekom'un işletme tecrübesi ve mali durumu yeterli olmayan Oger Telekom'a satılması ve yaptığı sayısız 'Peşin öderiz, kredi alırız' açıklamalarına rağmen ortada hâlâ bir şey olmaması özelleştirme tarihimizdeki en büyük skandaldır...
Evet Yiğit Bulut’un da belirtiği gibi Harririlerin Sahip olduğu OTAŞ (Oger Telekom) ihaleyi kazanmıştı. Ancak ihaleyi ödeyecek parası yoktu. Mecburen taksitlendirme yoluna gitti. Peşinatını ve İlk Taksit bedelini ödedi. Ancak ilk seçimlerde muhalif bir partinin seçimi alması ve Danıştay’ın ihale kararını iptal etme ihtimalini gözeten OTAŞ bankalardan kredi alarak ihale bedelinin kalanını da ödedi. Özetle Bu konuda yiğit Bulut doğru söylüyor, OTAŞ’ın hazineye borcu yoktur.
Yiğit BULUT’un yukarıdaki bölümdeki yanlış ifadesi “İMTİYAZ HAKKINI 2026 YILI VADELİ ALAN ŞİRKET OTAŞ A.Ş.” cümlesidir. Hayır OTAŞ’ın zaten A.Ş kısaltmasını içerdiği yeniden A.Ş yazılmasının yanlış olduğu gibi ayrıntılardan bahsetmiyoruz.BTK ile o günkü adı ile İmtiyaz Sözleşmesini imzalayan OTAŞ Değil Türk Telekom’dur. 2026’ya kadar imtiyaz hakkı olan OTAŞ değil Türk Telekom’dur. OTAŞ Hazine ile Hisse Satış Sözleşmesi imzalamıştır. İmtiyaz Sözleşmesinin tarafları Türk Telekomünikasyon A.Ş ve Telekomünikasyon Kurumu (Şu andaki adıyla BTK) Bazılarını Türk Telekom ile OTAŞ’ı karıştırmakla suçlayan Yiğit BULUT, burada kendisi OTAŞ ile Türk Telekom’u karıştırmıştır (?).
AYNI OTAŞ BAŞKA FAALİYETLERİNDE KULLANILMAK ÜZERE BAŞTA 3 BÜYÜK TÜRK BANKASI VE BİRÇOK YERLİ-YABANCI BANKA İLE ARASINDA KREDİ İLİŞKİSİ KURMUŞ OLUP, BURADAN KAYNAKLANAN BORCUNU ÖDEYEMEDİĞİ İÇİN, BU BORCA KARŞILIK OLARAK TELEKOM’UN % 55 HİSSESİNİ BANKALARA DEVRETMİŞTİR. SÖZ KONUSU BORÇLU ŞİRKET OTAŞ A.Ş. OLUP, BORÇ-ALACAK İLİŞKİSİ OTAŞ A.Ş. İLE BANKLAR ARASINDA TELEKOM HARİCİ BİR KONUDUR!
OTAŞ niye kredi almış. İsterseniz bunun cevabını Türk Telekom kayıtlarından arayalım;
Doğrudan ve dolaylı paylarla büyük ortak olan Hariri ailesinin kontrolündeki Oger Grubu; Türk Telekom’un yüzde 55’i için verdiği 6 milyar 550 milyon dolarlık teklifin 1.3 milyar dolarını peşin ödemiş 2006 yılında 1.4 milyar dolarlık taksit ödemesini yapmıştır. (OTAŞ), aynı yıl Türk Telekom’un yüzde 19.8’ine karşı lık gelen hissesini Citicorp Trustee’ye rehin vererek kredi aldığını görüyoruz. “
Bakınız “Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi 31 Aralık 2006 ve 2005 Tarihleri İtibariyle Konsolide Finansal Tablolar ve Bağımsız Özel Denetim Raporu”nda OTAŞ’ın ilk aldığı kredi ile ne deniyor;
“31 Aralık 2006 tarihi itibariyle, Hisse Rehin Anlaşması uyarınca OTAŞ’ın sahip olduğu Şirket hisselerinin %36’sına tekabül eden 693.000.000.000 adet hisse üzerinde Citicorp Trustee Company Limited (Citicorp Trustee)’nin, %64’üne tekabül eden 1.232.000.000.000 adet hisse üzerinde ise Hazine’nin rehni bulunmaktadır. Citicorp Trustee’e verilen rehinler OTAŞ’ın Citicorp Trustee’den temin etmiş olduğu kredilerle ilgilidir. OTAŞ kredi sözleşmesi, OTAŞ’ın, Şirket’in ve Avea’nın hisselerinin satışına, transferine ve dilüsyonuna kısıtlamalar getirmektedir.”
OTAŞ; Mart 2007’de Türk Telekom’daki tüm hisselerini ipotek edip 3.5 milyar dolar tutarında kredi alıp, özelleştirme borcunun kalanı olan 4 milyar doları aşkın ödemeyi bir seferde yapmıştır. Bu durum yine TTAŞ 31 Aralık 2006 ve 2005 Tarihleri İtibarıyla Konsolide Finansal Tablolar ve Bağımsız Özel Denetim Raporu’nda şu şekilde yer almıştır:
“23 Mart 2007 tarihinde OTAŞ bir grup uluslararası ve yerel bankalardan 3.500.000* ABD doları tutarında uzun vadeli kredi temin ederek, Türk Telekom’un hisselerinin alımından dolayı oluşan Hazine’ye borcunu 4.192.000* ABD doları ödeme yaparak kapatmıştır.”
Yani Ojer Telekom’un 2006 ve 2007’de aldığı Kredileri, Türk Telekom Hisselerinin bedelini ödemek için kullandığı Türk Telekom Özel Demetçi raporlarıyla sabit. Pekiyi anlaşmazlığa konu 2013 yılında alınan kredileri Ojer Telekom niçin almış.
Bu konuda Türk Telekom KAP’a yaptığı 28.05.2013 tarihli açıklama şöyle;
Şirketimiz hakim ortağı Ojer Telekomünikasyon A.Ş tarafından Şirketimize gönderilen açıklama kamuoyunun bilgisine sunulur.
"Ojer Telekomünikasyon A.Ş, 22 Mayıs 2013 tarihinde US$4.478,000,000 ve avro 211,970,000 tutarlarında bir kredi anlaşması imzalamıştır.
Kredi anlaşmasında Akbank T.A.Ş, BNP Paribas Fortis, Citi, Deutsche Bank AG, London Branch, J.P. Morgan Limited ve Türkiye Garanti Bankası A.Ş. Yetkili Lider Düzenleyici (Mandated Lead Arrangers) ve Koordinatör (Coordinating Bookrunners), BNP Paribas Dökümantasyon Temsilcisi (documentation agent), Citibank International PLC Kredi Temsilcisi (Facility Agent) ve Citicorp Trustee Company Limited Teminat Temsilcisi (Security Agent) olarak görev almıştır. Kredinin kullanım amacı mevcut borçların refinansmanı ve vadesinin uzatılması ve bu yolla hissedarlarımıza temettü ödenmesidir. Daha önceki kredi anlaşmalarında olduğu gibikredinin teminatı olarak şirketinizin hisseleri rehin verilmiştir. Hisselere ait tüm haklar Ojer Telekomünikasyon A.Ş.'de kalacaktır.
Yani Ojer Telekom, Türk Telekom hisselerinin bedelini ödemek için aldığı kredileri öde(ye)meyince bu krediyi aldığı Türk Telekom’un KAP’a yaptığı açıklamada net olarak anlaşılmaktadır.
YANİ KREDİ OTAŞ’IN BAŞKA FAALİYETLERİNDE KULLANILMAK ÜZERE ALINMAMIŞTIR. TÜRK TELEKOM HİSSE ALIMINDA HAZİNEYE ÖDENEN MEBLAĞI KARŞILAMAK AMACIYLA ALINDIĞI BİZZAT TÜRK TELEKOM KAYITLARINDAN ANLAŞILMAKTADIR.KONU TELEKOM HARİCİ BİR KONU HİÇ DEĞİLDİR.
ADI GEÇEN BORCUN TELEKOM A.Ş. İLE HİÇBİR İLİŞKİSİ YOKTUR VE TELEKOM’UN FAALİYETLERİNİ ETKİLEMESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.
Borç Türk Telekom’un değildir. Ama Türk Telekom’un %55’ine sahip olan OTAŞ resmen iflas etmiştir. Bu durum Telekom’u nasıl etkilemez? Bir kez müşterileri, yatırımcıları ve kamuoyunu olumsuz etkiler. Yönetim boşluğu ve karmaşası doğurur. Oger Telekom’un Türk Telekom ile ilişkisi kalmamasına rağmen onun seçtiği Yönetim Kurulu üyelerinin atadığı CEO’dan üst yönetime, çalışanların güvenmesi nasıl beklenir?
Sonuçta Türk Telekom tüzel kişiliğinin bu karmaşadan etkilenmemesi mümkün değildir.
DEVREDİLEN % 55 HİSSE 2026 YILI SONUNA KADAR BANKALAR TARAFINDAN SAHİPLENİLECEK VE İMTİYAZIN BİTMESİ İLE TÜRK TELEKOM’UN 2026 YILI SONU İTİBARİYLE % 55 HİSSESİ YENİDEN DEVLET’E DÖNECEKTİR...
Sayın Yiğit BULUT’un bu cümleleri kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır.
Türk Telekom Ana Sözleşmesinin Şirketin Müddeti başlıklı 5. Maddesinde
ŞİRKETİN MÜDDETİ
MADDE 5
Şirket süresiz olarak kurulmuştur.
Hükmü yer almaktadır.
Hazine Müsteşarlığı ile OJER TELEKOMÜNİKASYON A.Ş ve SAUDI OGER LİMİTED arasında aktedilen HİSSE SATIŞ SÖZLEŞMESİ’nin TARAFLARIN BEYAN VE TEKEFFÜLLERİ başlıklı 7. Maddesinin f fıkrasında;
f-Şirket ve AVEA Türkiye Cumhuriyeti Kanunları uyarınca süresiz olarak, usulüne uygun şekilde birer anonim şirket olarak kurulmuştur.
İfadesi yer almaktadır.
Bunlardan da Türk Telekom Tüzel kişiliğinin de, hisselerin geçerliliğinin de süresiz olduğu net olarak anlaşılmaktadır.
Anlaşılan Sayın Yiğit BULUT İmtiyaz Sözleşmesi ile Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerini karıştırıyor.
Türk Telekom ile BTK arasında akdedilen İmtiyaz Sözleşmesine göre Türk Telekom’un Sabit Telefon İmtiyaz hakkı da BTK ile Avea arasında imzalanan İmtiyaz Sözleşmesine göre Mobil Telefon işletme imtiyazı da 2026’da sona eriyor. Turkcell ve Vodafone’un imtiyaz süreleri de 2023 yılında bitiyor.
Bu husus ile ilgili olarak , Türk Telekom İle Telekomünikasyon Kurumu (Şu andaki ismiyle BTK) arasında aktedilen İmtiyaz Sözleşmesindeki tek hüküm Sözleşmenin 38. Maddesinin 2. Fıkrası. Bu fıkrada da şöyle deniyor;
"Sözleşmenin süresinin sona ermesi veya yenilenmemesi halinde, Türk Telekom, sistemin işleyişini etkileyen tüm teçhizatı bütün fonksiyonları ile çalışır vaziyette ve bu teçhizatın kurulu bulunduğu, kendi kullanımında olan taşınmazları Kuruma veya Kurumun göstereceği kuruluşa bedelsiz olarak devreder."
Bu sürelerin sonunda BTK yeniden ihaleye çıkacak, ihaleleri yine aynı firmalar alırsa işletmeciliğe devam edecekler. İhaleyi kaybederlerse altyapıyı ve altyapının kurulu bulunduğu binaların BTK’ya devredecekler. Ancak bu maddeler o kadar kapalı ki… Altyapının ne olduğu bile tanımlanmamış… Altyapının kurulu olduğu binaların mülkiyet hakkı konusunda bir açıklama yok… Altyapının kurulu olduğu binanın kiralık olması halinde ne yapılacağı belirtilmemiş…
Firmalar ihaleyi kaybetse, binlerce personele ödeyecekleri tazminat vb sorunlar… İhaleyi başka firma alsa devir teslimde yaşanacak sorunlar, kalifiye eleman bulmada karşılaşacakları güçlükler, kullanıcıların işletmeci değişmesinden kaynaklanacak sorunları vb..
Sanki imtiyaz sözleşmeler ihale süresinin sonunda da aynı firmalar alsın diye hazırlanmış.
Ve muhtemelen de öyle olacak…
Nitekim İmtiyaz Sözleşmesinin 39. Maddesindeki şu hüküm de sürenin uzatılmasının daha sözleşme imzalanırken öngörüldüğü kanaatını uyandırıyor;
"Bu Sözleşme süresinin bitiminde kendiliğinden sona erer. Ancak Türk Telekom, Sözleşme süresinin dolmasından en az bir yıl önce Kuruma başvurup Sözleşmenin yenilenmesini talep edebilir. Bu talep Kurum tarafından, Sözleşme süresinin bitiminden en geç 180 gün öncesine kadar yeni koşullar da dikkate alınmak suretiyle mevzuat ve Kurum düzenlemeleri çerçevesinde değerlendirilerek, Sözleşmenin yenilenmesine karar verilebilir."
Aksi durumda Türkiye’yi Tahkimde sürecek yargılamalar zinciri bekler…
Yani 2026’da Türk Telekom’un devlete geçmesi gerçeğe dönüşmesi pek mümkün olmayan düş…
HALEN % 55 ÜSTÜ HİSSELER HAZİNE VE VARLIK FONU’NA AİT OLUP BİR KISIM HİSSE DE HALKA AÇIK OLARAK İŞLEM GÖRMEKTEDİR...
Açıkçası bu cümleden Yiğit BULUT’un ne demek istediğini çözemedik… İlk bakışta Türk Telekom hisselerinin %55’in üzerindeki kısmının devlete ve varlık fonuna aitmiş intibaı uyandırsa da, Sayın Bulut’un bunu kastetmiyeceği açık. Ancak sanki o algıyı uyandırmak istemiş.
Sevgili dostlar, başta her gün bir vekili TBMM’de istifa eden bir parti genel başkanı olmak üzere, sırf muhalefet olsun diye 2026 YILINDA HALKA AÇIK KISMI HARİÇ TAMAMI YENİDEN DEVLET’E DÖNECEK MİLLİ BİR DEĞERİMİZİ BÖYLE YALAN VE BİLGİ KİRLİLİĞİ İLE KARALAMAYA ÇALIŞAN, SIRF “ERDOAĞAN VE AK PARTİ ZARAR GÖRSÜN DE GEREKİRSE MİLLİ VARLIKLAR BİLE YANSIN” DİYEN ZAVALLI KUKLALARIN OLDUĞU BİR ÜLKEDE, GERÇEĞİ HERKES DUYANA KADAR SONUNA KADAR HAYKIRMAK ZORUNDAYIZ...
Sayın Bulut burada da bir tekrara düşmüş. Şu cümlesi de ilginç; “2026 YILINDA HALKA AÇIK KISMI HARİÇ TAMAMI YENİDEN DEVLET’E DÖNECEK”. Ve gerçekten uzak… Yukarıda da açık, Türk Telekom süresiz olarak kurulmuş bir şirket… 2026’da devlete dönmesi söz konusu değil… Halka açık kısmı neden hariç? Sanırız Sayın Bulut yazısını aceleyle yazmış ve kontrol etmemiş. Eğer bizim bilmediğimiz hususlar varsa açıklarsa memnun oluruz.
GERÇEK GÜNEŞ GİBİDİR, BUNLAR GİBİLERİN BALÇIKLARI İLE SIVANAMAZ!
ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN...
Bu iki cümlesine biz de canı gönülden katılıyoruz.
Ama Sayın Bulut Daha Önceki söyledikleri ile Türk Telekom kayıtları ile çelişen bu yazıyı neden yazmıştır? Gerçekten merak konusu…
2026’ya daha çok var. Bu yazdıklarımın doğru olmadığı anacak o zaman belli olur. Toplum da nasıl olsa unutur diye mi?
Unutulmaz, Sayın BULUT…
Aynen eski yazılarınızın unutulmadığı gibi…
Mesela geçmişteki şu yazılarınızı unutmadık;
“Umarım 10 milyar tabandan başlayan ve açık teklifte 15 milyara kadar varan bir fiyat bandı içinde bu ihale sonuçlanır. 10 milyar doların altındaki fiyatların kamuoyu tarafından kabullenilemez olduğunu son cümlede bir kez daha hatırlatmakta yarar var.”
“ Bu adrese girip, sol tarafta gördüğünüz 'Genocide Commemoratin by Foreign Officials' başlığına tıklarsanız, Telekom ihalesini kazanan şirketin sahibi Hariri'yi 1 Nisan 2004'te 'Sözde Ermeni Soykırımı' anıtına çelenk koyarken görebilirsiniz...”
Bu nedenle, bu yazdıklarınızı unutmadığımız gibi, bugün yazdıklarınızı da ömrümüz vefa ederse 2026’da hatırlatacağız…
Gerek Yiğit BULUT’un gerekse bu konuda diğer kalem oynatanların üzerinde durmadığı bir konu var. Onu da biz dile getirelim.Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu 2010 yılında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2006-2007 ve 2008 yıllarına ilişkin denetim raporu hazırlamış ve hisse rehni uygulamalarına dikkat çekerek, sorumluların belirlenmesi için çalışma yapılması şu ifadelerle istemiştir:
"Hisse rehni uygulamalarının niteliği ve uygulanabilirliği hususu netleştirilmelidir. Hisse rehnine ilişkin Kurul gündemine alınıp karar verilmesi gereken konuda yetki aşımı yoluyla değerlendirme yapıldığı ve görüş beyanında bulunulduğu belirlenmiştir. Bu nedenle, söz konusu işlemler nedeniyle ortaya çıkan sorumluluğun ve sorumluların belirlenebilmesi amacıyla konunun Kurum Başkanlığı tarafından araştırma ve incelemeye tabi tutulması gerekmektedir."
Yani OTAŞ’ın Türk Telekom Hisselerini rehin göstermesinin ancak kurul onayı ile mümkün olduğu belirtilmektedir. Bu konuda BTK Kurul kararı almış mıdır? Kurul kararı olmaksızın hisse rehinine onay verenler için işlem yapılmış mıdır? Yasal olmayan bu rehin işlemini araştırmayan bankalar nasıl kredi vermişlerdir? Üzerinde durulması, incelenmesi gereken sorulara bunlar da eklenmeli…
Son bir soru;
Yiğit BULUT bizim bildiklerimizi bilmez mi? Yoksa Türk Edebiyatının en eski söz sanatlarından olan “Tecahül-i Arif” ile söz ustalığını mı sergiliyor? Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı, Varlık Fonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk Telekom Yönetim Kurulu üyesi olan BULUT’un bunları bilmeyeceği düşünülemeyeceğine göre, Yiğit Bulut gerçekten bir söz ustası…
siyasetcafe.com