Bakanlık, Suudi Ojer Telekomünikasyon AŞ'nin Türk Telekom'da sahip olduğu yüzde 55 hissenin bankaların ortak olduğu özel amaçlı şirkete (SPV) devrine izin verdi.
Odatv yazarlarından Mert Taşçılar Türk Telekom’un devrine ilişkin kaleme aldığı yazıda flaş ifadeler kullandı.
Yazar Mert Taşçılar, ‘Türkiye işte böyle sömürüldü’ başlıklı köşe yazısında dikkat çeken ifadelere yer verdi.
İşte Mert Taşçılar’ın ‘Türkiye işte böyle sömürüldü’ köşe yazısı:
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Suudi Ojer Telekomünikasyon AŞ'nin (OTAŞ) Türk Telekom'da sahip olduğu yüzde 55 hissenin bankaların ortak olduğu özel amaçlı şirkete (SPV) devrine izin verdi. Böylece Akbank, Garanti Bankası ve İş Bankası Türk Telekom'un çoğunluğuna sahip oldu.
Bu işlemin ardından Suudiler, Türk Telekom'u, 6,5 milyar dolara 21 yıl için kiralayıp, Türk bankalarından da 4.7 milyar dolar borç alarak, ödeme yapmadan devretmiş oldu. Yerli sermaye ise yabancı sermayeye aktarılmış oldu. Üstelik OTAŞ, kurumun altyapısını da satarak, milyarlarca dolarlık kazanç elde etti.
Öyle ki Suudiler, Türk Telekom'u Türk bankalarından aldıkları krediyle, kasasındaki 2 milyar dolarlık bütçe ile beraber satın aldı. 10 senede net 15 milyar dolar kâr elde ettikleri bilinen Suudiler, piyasaya sadece 2 milyar dolar ödeme yaptı. Yani OTAŞ, Türk Telekom’u satın aldıktan sonra sadece Türkiye’deki parayı Türk bankalarına ödedi.
İddialara göre şirket, son yıl, 3 buçuk milyar dolar zarar göstererek ödeme yapamayacaklarını gerekçe gösterdi ve kalan milyarlarca liralık borcunu da ödemedi.
Devrin ardından Türkiye’nin söz konusu özelleştirmeden, sadece satın alma ödemesi, vergi ödemeleri ve borç faizinin ödenmesini kapsayan ödemelerle, 20 milyar dolar zarar ettiği ortaya çıktı.
KABLOLARI DA SATMIŞLAR
1993 yılı başlarında Telekom'a 25-30 milyar dolar piyasa değeri biçiliyordu. Türkiye’nin ortalama 4.5 milyar dolar gelir elde ettiği, 20 milyar dolar da zarar etmesinin üstüne yeni bir skandal daha yaşandı.
OTAŞ’ın Türk Telekom’u satın aldıktan sonra 35 milyon kilometre uzunluğundaki bakır kabloları 2013 yılında sattığı anlaşıldı. Üstelik OTAŞ, eski adı İMKB olan Borsa İstanbul’a bu satışlar ile ilgili bildirimde bulunarak satışı doğruladı.
Satış miktarına ilişkin bilgi vermeyen şirket, "Fiber yatırımlarımız sonucunda şebekemizde bulunan bakır kabloların bir kısmı atıl hale geliyor. Kaynakları en iyi şekilde değerlendirmek için atıl hale gelen bakır kabloların satışıyla fiber yatırımlarımıza kaynak oluşturuyoruz" açıklamasını yapmıştı. Açıklamayla, milyonlarca kilometrelik kablo satışı gelirinin Hazine'ye değil, şirketin kasasına aktarıldığı anlaşıldı.
Fakat burada da Danıştay'ın 2013’te "satamaz" dediği altyapı için ihaleye çıkan şirket, geliri yatırımlarında kullanacağını açıklayınca bakır ile fiber kablo arasındaki maliyet farkından kazanç sağladığı öğrenildi.
OSMANLI DÖNEMİNDE DÖŞENEN KABLOLAR SATILDI
35 milyon kilometre bakır ağına sahip Türk Telekom’un, 2013’e kadar sadece 150 bin kilometre fiber kablo döşediği belirtilmişti. Türkiye'de 1 metre bakır kablo döşemenin maliyeti o dönem 90 cent iken, aynı uzunluktaki fiber kablo 50 cente mal oluyordu. O gün yapılan yorumlara göre iki yatırım arasında 100 kata varan bir maliyet farkı söz konusu yaşandı.
Türk Telekom'un altyapısında Osmanlı döneminde döşenmeye başlanan kablo altyapısını içeren Telekom'un elindeki bakırın değeri iddialara göre 10 milyar doları buldu. Öte yandan 2003'de tonu 2 bin dolardan satılan bakırın fiyatı 2013'te 8 bin dolara çıkmıştı.
Böylelikle OTAŞ’ın sadece bankalara ödemediği kredilerden değil, Türkiye'nin Telekom bakır altyapısını satarak da milyarlarca lira kazandığı anlaşıldı.
siyasetcafe.com