Altı muhalefet partisinin liderleri “Yuvarlak Masa” diye adlandırdıkları toplantı gündemi halen meşgul ediyor. Nasıl olur da bu altı benzemez bir araya gelir? Masa neden kare değil de yuvarlak? Masanın kaç ayağı vardı? HDP bu masanın neresinde? Gibi sorular gerçekten yersiz. Elzem olan bir araya gelebilmeleridir.
Çünkü Türk Siyasal Yaşamında politikacılar, kavgayı, ötekileştirme ve hatta mecliste gırtlak gırtlağa didişmeyi siyaset ve demokrasi bellediler.
Daha sakin daha usturuplu dille siyaset yapmak bir Allah’ın kulunun aklına gelmedi. Babacan deniyor da o da sanki Türkiyeli değil! Siyasetçilerin arasındaki gürültü patırtı sebebiyle Türk Siyasi Tarihi adeta darbeler tarihidir.
E bunlar nasıl bir araya geldi onu anlat diyorsunuz. Altında gizli hikmetler aramaya lüzum yok ama yine de anlatayım.
Bir söz vardır: Tarihte her şey mevcuttur, ne aradığınıza bakar! Tam olarak bunu anlatacağım işte.
Siyasi partilerin geçmişte fikir ayrılıkları yaşadığı durumlar elbette vardır.
Zaten olmasaydı bu kadar siyasi partinin ülkede işi ne? Bundan sonra da olacağı aşikardır.
Eğer bu tür düşünceler olmazsa, ülkede demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Kuzey Kore’den ve Çin’den farkımız olmaz öyle değil mi?
Bu tür karşı karşıya gelmelerin değişkenlik gösterip uzlaşma noktası bulmaları da siyasetin doğasında vardır. Bakınız şuan ki Erdoğan ve Bahçeli’ye. Nasıl bir aradalar? İttifaktan önce kimin aklına gelirdi bu iki liderin bir araya geleceği?
Altı siyasi partinin bir araya gelerek iyi bir sinerji yakaladıkları görülüyor. Rüzgârı arkalarına aldılar. Bugün altı yarın sekiz olurlar. Ancak şunu eklemek gerekir; siyasette iki artı iki her zaman dört etmez. Rüzgârın tersine döndüğü dönemleri de siyasette çok görülmüştür.
Geçelim 28 Şubat meselesine. Altı muhalefet partisinin hangi esaslar üzerinde uzlaştıklarını açıklamak için 28 Şubat gibi sembolik bir tarihi seçmesi oldukça manidar.
28 Şubat demokrasinin ayaklar altına alındığı gündü. Ne anlama geldiğini bilmemeleri veya tesadüf olması imkânsız. Zaten tesadüf olmadığını da açıkladılar.
Karamollaoğlu masada dönemin içişleri bakanı Akşener masada ama bu tarih tesadüf öyle mi?
O masada oturanların hepsi 28 Şubat’ın birer kahramanıydı. Mesela Babacan ve Davutoğlu 28 Şubat’ın yarattığı mağduriyetle AKP ile birlikte iktidara gelmişlerdi. CHP ise dönemin statükocusuydu. Geçelim…
Dileğim, Türkiye’de demokrasinin ideal seviyeye gelmesidir…