TABUTUN KAPAĞI
Ülkenin birinde Kralın ölümü ile yerine geçen Kral hem yerini garantilemek hemde kendisinin uygulamaları nedeni ile halk için ümit olacak kimse kalmasın diye tüm muhaliflerini yok etmek adına her şeyi yapmıştı.
Artık ülkenin mutlak iktidarı olmuş ve hiç bir alternatifi kalmamıştır.
İn-Cin, İnsan ve canlı adına hepsine hükmetmek gücünün sadece kendisinde olduğu gerçeğini iyice kabullenmiş ve buna göre Diktatörlüğünü ilan etmiştir.
Adalet sadece onun iki dudağı arasındaymış,
İstediğini ölüme istediğini özgürlüğe reva görüyormuş.
İstediğinden alıyor istediğine veriyormuş.
En yakınındaki saray efradından tutun, en uzak köydeki domuz çiftçisi bile kralın artık tek mutlak güç olduğunu kabullenmiştir.
Korku o kadar hakim kılınmış ki herkes Kralın artık mutlak bir güç olduğunu kabullenmiş.
Kimse kralın bir gün gidebileceği gerçeğini artık düşünemez ve konuşamaz hale gelmiştir.
Bir müddet sonra kral gücün oluşturduğu psikolojiden uzaklaşınca Ülkenin en iyi falcısını yanına çağırmış ve gelecekte gerek kendi istikbali gerekse ülkenin geleceği ile neler gördüğünü öğrenmek istemiş.
Falcı, konsantre olarak gözlerini yumar ve konuşur: Üç zaman mı desem,üç ay mı desem !!!
-Sizi büyük bir caddede, halkın tezahüratı arasında üzeri açık bir araba ile geçerken görüyorum. Siyasetçi sırıtır ve sorar:
-Peki halk memnun gözüküyor mu?
- Evet, halk her zamankinden daha çok mutlu .
- Halk arabanın etrafında koşuşturuyor mu?
- Evet, arabanın etrafında deliler gibi koşturuyorlar; polis yolu açmakta zorlanıyor.
- İnsanlar bayrak taşıyorlar mı?
- Evet, hem Ülkenin bayrakları hem de ümit ve güzel bir gelecek vadeden
pankartlar taşıyorlar.
-Sahi mi? İnsanlar bağrışıp şarkı da söylüyorlar mı?
- Evet, insanlar ümit dolu ve güzel bir gelecek vadeden cümleler sarf ederek
bağırıyorlar. Herkes neşeli ve şarkılar söylüyor.Herkes kahkahalar atıyor.
- Peki, ben bu hareketlere karşı nasıl bir tavır sergiliyorum?
- Bunu göremiyorum.
- Niçin?
- Çünkü TABUTUN KAPAĞI Kapalı...!!!
Fıkra işte,
Devlet idare edenlerin halkın nazarında Tabut içinde de iyi anılması için dürüst ve adil davranmaları gerekir. Devlet idare ederken Bilgili ve Ahlaklı kadroları işin başına getirmelidirler. Halkına zulm etmemeli, halkın refahı için çalışmalıdırlar. Bir hırka bir lokma ile geldikleri iktidardan, altından revaklı köşkler ile ayrılmamalıdırlar.
Kıssadan hisse,
Devlet adamları görev yaparken; Kanuni Süleyman'ının
“Ben ölünce bir elim tabutun dışında olsun!
Halkım görsün ki Sultan Süleyman bile bu dünyadan eli boş gitmiştir."