Suriye`nin ve bölgenin geleceği için
Put(in) mi?
Put(out) mu?
Kendi acizliği ile baş edemeyenler başkalarının başarıları ile övünürler.
Milli benliği olmayanlar da özelikle devlet yönetiminde bu acizlikten doğan aksaklık yüzünden başka milletleri, devletleri, liderleri sevmeye başlarlar.
Ve bu hayranlık sonunda Mandacılığa duyulan istek ve sevgiye kadar gider.
İşte buna benim gözümde kısaca; GAFLET denir.
Maalesef bu gafletler yüzünden koskoca Osmanlı Devleti bile yıkılmıştır.
Ve bu gafil durumlara son veren Atatürk, küllenmiş imparatorluktan Türk`ün son kalesi olarak Türkiye Cumhuriyetini kurmuştur.
Bu Cumhuriyet bugün kurulmaya çalışılan BOP`un ilk önleyicisi ve bu coğrafyada asla yapamazsınız diyerek duran son temsilcisidir.
Hal böyle iken, kendi idarecilerimizin yanılgıları yüzünden bugünler de bizde Rusya lideri PUTİN`i sevme hastalığı başladı.
Kimileri ABD fobisi yüzünden, kimileri Rus hayranlığı yüzünden, kimileri Avrasyacılığı yüzünden, kimileri kendi yöneticilerinin hataları yüzünden PUTİN`ini bir kurtarıcı olarak kabul etmiş ve “Ortadoğu’da iyi ki varsın” diye dua etmeye başlamışlardır.
Ve adeta onu BOP`u önleyici bir lider olarak görmektedirler.
Ve o lider bekleneni yaptı Suriye`ye girdi.
Bir daha oradan zor çıkar.
Bizler o kadar `saf, temiz` Müslümanlar var ki, psikolojik bir harap sanatı olarak sosyal medyada haftalarıdır `Putin Müslüman oldu, cami açılışı yaptı` diye diye onu sevdirdiler ve İran`la birlikte Suriye`ye girmesine bir de ilahi boyut kazandırdılar.
Evet, PUTİN zaten yapması gereken ve çokta şaşırmadığım bir hava hareketini Suriye`ye karşı yaptı.
Zira Suriye’de iç savaşın başladığı 2013’ten bu yana Rusya’nın kime destek vereceği konusunda kafası netti ve beklendiği gibi, soğuk savaş dönemi müttefiki ve hiç bir zaman desteğini eksik etmediği Şam rejiminin arkasında durdu.
Bir yandan silah satışını ve askeri danışmanlık desteğini artırırken, diğer yandan uluslararası arenada ve BM’de Esed aleyhinde her hangi bir adımın atılmasını engelledi.
Ve Rusya bölgede açık açık stratejik taraf iken ne ABD, ne AB neden NATO Suriye için hiçbir tedbir alamıyor, hiçbir öncelik kullanamıyordu.
Sadece bir ülke esip gürlüyordu oda; Türkiye!
Maalesef son saldırıdan sonra Türkiye`nin en üstündeki yönetici `ama Rusya`nın oraya sınırı yok, ne istiyor?` diyecek bir talihsiz açıklamaya imza atmıştır.
Ozaman kısaca açıklayalım bakalım Rusya sınırı olmayan bu bölgeden ne istiyor?
-2014’te Kırım’ın ilhakından ve Ukrayna savaşından sonra Rusya Batı tarafından siyaseten yalnızlaştırıldı. Petrol fiyatlarındaki düşüşten de dolayı Rusya, 1998 yılından bu yana en ağır ekonomik krizi yaşamaktadır. İşte bu yüzden Rusya bu harekâtı ile Suriye’de inisiyatifi alarak kendisine empoze edilen politik ve ekonomik izolasyonu kırmaya çalışmaktadır.
- Bu işe “Rusya ABD`ye meydan okuyor!” diye bakanlar var.
Bence tam aksi, Rusya kesinlikle ABD’ye meydan okumaya çalışmıyor ABD’nin bölgedeki ince hesaplarını kolaylaştırıyor. Zira bu iş sonunda Rusya savaşın bedelini ekonomik destek olarak batıdan alacak ve `benim alanıma girmeyin, buyurun Ortadoğu size ait, ileride yine masaya otururuz ` diyecek.
- Aslında Suriye`yi BOP için bu hale getirenler Esed`i götürmek istememiş bölgede karışıklık istemişlerdi. Bu karışıklık için kullandıkları İŞİD ise Esed`i daha masum, daha kuvvetli bir hale. İşte bu oyunu çok iyi gören Rusya yaptığına haklılık gerekçesi bile aramıyor. Ama Esed`in karşısında kim olursa olsun Rusya ondan vazgeçmeyecekti, zira Rusya ve İran`ın Esed`den başka kozu kalmamıştı.
- Rusya`nın Kırım`dan sonra Suriye`de böyle bir harekete kakışmasının bence en önemli tarafı yarın ABD ile masaya oturulduğunda Kırım`ın çok rahatlıkla Rusya`ya teslim edilmesini planlamaktır. Bunun başka bir karşılığı ise; eski SSCB devletlerine sizin asıl yeriniz burasıdır, Türk Birliğini hayal etmeyin demektir.
- Eğer Rusya Suriye`de istediğini elde ederse mutlak yönünü Türk Cumhuriyetlerine çevirecek ve baskısını artıracaktır. Bu durumda baskıyla ilk karşılaşacak olan ve en çok zarar görecek olan Azerbaycan olacaktır. Bunun sebebi bölgede süregelen Rus-Türk rekabetinde Azerbaycan`ın en önemli rolü oynaması ve yüzünü tamamen Türkiye dönmesidir. Bunun en önemli delili Türkiye-Azerbaycan arasındaki karşılıklı ticari ilişkilerde Azerbaycan`ın Türkiye`ye, Türkiye`nin Azerbaycan`a olan yatırımlarının gücüdür. Bugün Türkiye Azerbaycan`a ihracatta bir numaralı ülke olmuştur, Azerbaycan`da Türkiye`ye yatırımını 20miyar dolara kadar yükseltmiştir.
İşte Suriye meselesine Türk Milleti`nin çıkarları yüzünden bakmaya çalışanların asıl üzerinde durması gereken konuda budur.
Rusya ve diğer tüm dünya devletleri kendi çıkarı için bölgeye hükmetmeye çalışırken bölgelerin gerçek sahiplerinin bir piyon olarak kullanıldığını görmek insanı kahrediyor.
PUTİN`e sevgi besleyen bizdeki bazı aklı evveller, eğer Rusya istediklerini başarırsa gelecek nesillerimize yönelik kanlı planlar yapan bir psikopata alkış tutuklarını unutmasınlar.
Kısaca: Türk Dünyasının Birliğine giden yolların selameti için Suriye`de Put(in) değil, Put(out) demek gerekmektedir… Vesselam