Suriyelilerin bize hitabı
Güzel bir soru sormak...
Güzel bir cevap almak demektir.
İnsanileşmiş kapitalizm ,“soru- cevap”muhataplıgını kurgularken gerçeklik okumasını maniplasyon yüklemine tabi tutar.
Maniple edilmiş bakış acısıyla yüklemde bulunanlar!
Genellikle “dualist”duruşlar serğilerler.
Yönetememek, işaretinde ortaya çıkmış proplemi dogru soruyla alakalandıramamak, cevabı da anlamsızlık anaforuna çeker.
Organizatörlük devletin en baskın yüklemidir.
Çünkü onun güçlü bir teşkilat yapısı vardır.
Bu teşkilat yapısı,” disipline” bir örğütlülüğü gerektirir.
Uygulamalarında serğilenen başıbozukluk,
kaos ve kargaşa onun bu yüklemine halel getirir.
O zaman ortada yönetemeyen bir devlet var demektir.
Devletin,” Suriye politikası” bu işin çılkının çıktıgına dair en belirğin haldir.
Bir milyona yakın suriyelinin ülkemize gelmesi elbet insani,vicdani bir kabulde anlam bulur.
Müslüman kimliğimiz ise, bu işin olmazsa olmazın da muhataplıgımızı hakikatle ilişkilendirir.
Hiç bir müslüman bu katliama ve mağduriyete kayıtsız kalamaz.
Tabii ki , 'müslümanın dilenmesine de' rıza gösterilemez.
İnsanileşmiş kapitalizm bu muhataplıgı bilinçli bir yönlendirmeyle farklı alanlar içine çekip,kayıtsızlıgı baskın karekter kılar.
“Sürekli aynı şeyleri yaşamak insanı duyarsızlaştırır.”
Duyarlılıgını çeşitli alakalandıramalarla...
Yitirenlerin inançları gevşer.
Ülkemizin sokaklarında ve nerdeyse her köşe başında rastladığımız suriyelilerin bize hitabı!
Bırakın müslüman kimliğimizi,insanlıgımıza halel getirir vaziyet aldıgı inkarı kabil olmayan bir gerçektir.
İnsanileşmiş kapitalizm, bu trajediyi bilerek kasti bir şekilde yaşatmaktadır.
Vicdanlarımıza halel getirerek, bir çok olumsuz soruda, bir çok karşılıksız bahanenin kaygısıyla ,kayıtsızlıgı baskınlaştırmaktadır.
Ortada ayan beyan sırıtan trajediyi,”Ensar”yüklemiyle açıklayan beyancılar!
Aslında sirk soytarılıgı yapmaktadırlar...
Muhaciri dilenen, bir ensar zihniyetini ancak insanileşmiş kapitalizm referansı anlamlı kılabilir.
Bu trajedinin okunmasını farklı alan sapmalarıyla dillendiren 'muhalefetinde' bu tezgahta payı vardır.
Çünkü onlar sorularını dogru anlam kodlamasıyla dillendirmemektedirler.
Okunan gerçek, 'devlet gücünü' elinde bulunduranların basiretsizliğidir.
Üstüne basarak 'devlet erkini' elinde bulunduranların basiretsizliğini dillendirmektir.
Yönetemeyen devletin acziyetini çıplak bir şekilde ortaya koymaktır.
Anlamsız sorularla muhataplık kurgulayıp, alan sapması yapanlar...
Soruların cevabını çogaltarak, soruyu hükümsüzle