Suriye, öyle görünüyor ki Amerika ve Rusya’nın etkinlik savaş alanı haline dönüşüyor. Bu satırlar yazılırken, Rusya, Esad’a yeni uçak ve silah takviyesi yapmaya başlandığını duyurdu.
Amerika ise, Milli Güvenlik ile Dışişleri’ni eski askerlerden oluşturmaya başladı. Özellikle Ortadoğu konusunda deneyimli olan ve Suriye’yi çok iyi tanıyan isimlerin kadroda yer alması ile bu savaşta var olduğunu göstermeye çalışacak.
Nitekim, Beyaz Saray sözcüsü Sean Spicer'ın "Kırım'a Rusya tarafından el konulduğunu ve Trump'ın yarımadanın Ukrayna'ya iade edileceğini umduğunu" belirtmesi bu konuda iki süper güç arasında soğuk savaşın da devam edeceğini gösteriyor.
Bilindiği gibi Trump’un Ulusal Güvenlik Danışmanı Flynn’ın istifasının ardında da Rusya ile olan ilişkileri vardı.
Flynn telefon görüşmesinde Başkan Obama tarafından Rusya'ya uygulanması kararı verilen yaptırımların Trump yönetiminde "yumuşatılacağına olan inancını" Rusya Büyükelçisiyle paylaşmış, belki de iyi niyet gösterisi yapmaya çalışmıştı.
Hata bu kadarla da kalmıyor, Flynn bu telefon görüşmesi hakkında Başkan Yardımcısı Pence'e kapsamlı içerik bilgisi vermemiş. böyle bir telefon görüşmesi gizli servis tarafından dinlendiği için Flynn'in sakladığı içerik ortaya çıkmış ve Flynn görevinden ayrılmak zorunda kalmıştı.
Bu olay bile Trump’un Rusya’ya bakışını ortaya koymaya yetiyor.
Şu anda Suriye’de en etkin güç PYD ve onun silahlı gücü YPG olarak gösteriliyor. Bugüne kadar Amerika’nın silah donanımı ve desteği ile başarı elde eden, Kuzey Suriye’ye yerleşen bu gruplarla Rusya’nın da yakın ilişkiler içine girmesi hiç de tesadüf değildir.
Rusya’ya bundan sonra PYD/YPG kartını oynayacağını gösteriyor.
Nitekim Moskova’da toplanan Kürt Kurultayına PYD’nin de çağrılması ve temsil edilmesi bunun bir ayağı olarak değerlendirilmelidir.
Yeni ABD Başkanı Trump, daha seçim kampanyasından itibaren Rusya ile iyi ilişkilerden yana olduğunu açıklamış, seçimleri kazandığı takdirde bunun için çalışacağını dile getirmişti. Ancak, seçimi kazanıp, Başkan olduktan sonra Rusya politikalarında değişikliğe gitmeye başladığını alınan kararlardan açıkça görmekteyiz.
Bundan sonra ne olur? Amerika ile Rusya arasındaki soğuk savaş, yerini sıcak çatışmalara sürükler mi, bunu ilerleyen süre içinde göreceğiz.
Tabloya baktığımızda tarafların terörist grupları ile zaten bir güç gösterisi ve çatışması içinde olduğunu biliyoruz. Her iki taraf da taşeron grupları kullanıyor. Sıcak çatışma içine girmiyor.
Rusya Devlet Başkanı Putin, son hamlesi ile Esad yönetimini silah ve uçaklarla güçlendirmeye başlarken, Amerika’nın “Kara gücümüz” dediği PYD/YPG’ ye silah yardımının sürmekte olduğunu da görüyoruz.
Burada asıl sıkıntılı durum bizim içinde bulunduğumuz konumdur.
TSK ve ÖSO El Bab’ı IŞİD’tan temizledi. Bir noktada burada bir başarıya imza atıldı. İşin en önemli tarafı bundan sonra ne olacağıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce “El Bab’daki temizlikten sonra işimiz bitiyor ve daha derine girmeyeceğiz” demişti. Kısa bir süre sonra ne olduysa Erdoğan yeni bir açıklama yapıp “Sırada Menbiç ve Rakka’ya kadar gireceğiz” dedi.
Bu açıklama, TSK’nin Suriye’de daha ileri noktalara kadar gidebileceğinin mesajıdır. Acaba Amerika olan işbirliği sonunda böyle bir karar alınmış olabilir mi, bunu gelişmelerden öğreneceğiz.
Amerika ile yeniden kurulan sıcak ilişkiler sonrası böyle bir gelişme karşısında Rusya’nın ve Esad’ın tepkisi ne olur? TSK, Menbiç ve Rakka’ya yürümeye başlarsa karşısında Esad güçlerini ya da Amerika ve Rusya desteğindeki PYD’yi görür mü?
Suriye’de sıkıntı bitecek gibi değil.
Suriye'de Rusya ile sürdürülen zoraki bir birlikteliğimiz ve işbirliğimiz vardı.. Böyle bir ortamda Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerinin yeniden bozulmasına meydan vermemek için El-Bab harekâtının başarıyla bitirip koşulları daha fazla zorlamamak akılcı bir yol olarak değerlendirilebilir.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz