Şükredin, ama gerçekten şükredin… Her şey yolunda giderken ve tüm tersliklerin sizi bulduğu en berbat durumlarda da… Her an, daima gönülden şükredin…
İyi durumdayken şükretmek kolaydır. Ama bunu bile ara sıra yapıyorken, nasıl kötü durumlarda şükredebiliriz? “Şükretmek” aklımızın ucundan bile geçmez… Oysa asıl marifet acılar içindeyken şükredebilmektedir.
Şunu iyi bilin ki, yaşadığımız iyi tecrübeler her zaman Tanrı’dan kaynaklanır, kötü durumları ise biz yaratırız.
Başınıza gelen iyilikler, güzellikler için şükredin; olumsuz durumlar için ise, iki kez şükredin.
Neden?
Hata yapmak, hatalı davranmak, insanoğlunun bir özelliğidir. Dört temel özelliğinden bir tanesi…
Bizler şimdiye kadar sayısız hata işledik. Evrenin etki-tepki, ne ekersen onu biçersin ya da kısaca karma kuralları gereği, er ya da geç hatalarımızın sonuçlarına katlanmak zorunda kalacağız. Acılarımızın gerçek nedeni budur, bu nedenle acı çekiyoruz.
Tanrı, o kadar merhametli ve şefkatlidir ki, hatalarımızın karşılığı olan asıl çekmemiz gereken acıları azaltır ve dozunu hafifletir. Bizler, bu gerçeği bilmediğimiz için şükretmeyi bırakın isyan içindeyiz…
Kaza mı geçirdiniz, ayağınız mı kırıldı? Siz yine de şükredin… Aslında ödemeniz gereken bedel, kesinlikle bundan çok daha ağırdı ve hiç aklınızdan çıkarmayın ki, sadece “Tanrı’nın lütfu ve merhameti”yle hafifletilerek atlatmanız sağlandı… Ömür boyu hapis cezasına çaptırılan birinin, affa uğrayarak cezasını birkaç yılla ödemesi gibi…
Bir Aziz, her zaman şöyle düşünür;
“Tanrım, hatalarımın sonuçlarına, çok daha ağır bir şekilde katlanmam gerekirken senin lütfunla hafif bir bedel ödüyorum.”
“Şükretmek” ardında bir sır barındırır…
Sürekli olarak nedenli ve nedensiz, her an Tanrı’ya şükredin…
O zaman zenginlik, başarı, kariyer, huzur, mutluluk elde edeceksiniz.