Stratejik Boyutta Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye Santraca Türkiye dört bir yandan kuşatılmak istendiği bir ortamda Güney Kafkasya’da yeni stratejiler devriye sokuluyor. İçinde bulunduğumuz durumu en güzel anlatan tek kelime ile Kaos’ ’tur. Bu kaos ortamı ancak şöyle tanımlanabilir.
Kaosu tanımlayamayanlar kaosun içinde yok olurlar. Kaos ne odur ne o değildir. Hem odur hem o değildir. Kaos bu bakış açısını anlamlandıranlar için büyük fırsatlar sunar...Kaos ortamını tanımlamakta başarısız olanlar Karabağ Meselesinde sınıfta kalmaktadırlar. Karabağ’ın işgali 1992 yılında başladı. Ermenistan Karabağ ve diğer Azerbaycan topraklarını 1992 yılında işgal ederken yalnız değildi. Şimdi de yalnız değildir. Ermenistan’ı o gün silah ve asker olarak Rusya, Fransa ve ABD Ermeni diasporası koşulsuz destekledi. Azerbaycan’ın o gün Türk Gönüllüler dışında hiç destekçisi yoktu. Hatta ciddi bir savunma silahı da yoktu. Ermenistan 1992 yılından beri Karabağ ve diğer Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal etmiştir. BM güvenlik konseyi bile Ermenistan’ın bölgede işgalci olduğunu kabul etmektedir. Ermenistan’ın bölgedeki işgaline son vermek ve barışı tesis etmek için kurulan Misk grubu ve onun temsilcisi Misk üçlüsü denen Fransa, Rusya ve ABD 26 yıldır Azerbaycan’ı oyalamaktan öte bir işe yaramamıştır. Azerbaycan son çeyrek asırda her geçen gün güçlendi. Önce Askeri ıslahatlarını yaptı ve düzenli bir ordu kurdu. Türkiye’den ciddi bir eğitim desteği aldı. Ordusunu yapılandırdı. Türkiye ile yaptığı askeri iş birliği anlaşması ile askeri silah ve teçhizat yönünden güçlenerek vatan topraklarını kurtarmak için hazırlandı.
Azerbaycan silah envanterinde Pakistan ve İsrail’den aldığı silahlar ve mühimmatlarda yer almaktadır. Özellikle İsrail’den aldığı silahsız İHA’lar önemlidir. Ancak televizyonlardan seyrettiğimiz Bayraktan silahlı SİHA’lar destanlar yazmaktadır. Bu SİHA’lar Ermenistan tank, füze rampaları, savunma sistemleri ve mevzilerini büyük bir başarı ile yok ediyor. Azerbaycan ordusu büyük bir başarı ile işgal altındaki topraklarını kurtarmaya devam ediyor. Bu süreçte Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev büyük bir dirayetle savaşı yönetiyor. Karabağ ve Azerbaycan topraklarını kurtarmak için büyük bir kararlılık gösteriyor. Bu kararlılığın ardında Misk grubunun masada bir ilerleme değil, bir oyalama yaptığı kanısına varmış olmasıdır.
Bu savaş sırasında Sayın Cumhurbaşkanına hem Azerbaycan’dan hem Türkiye’den büyük bir destek ve sempati yükseliyor. Durumu stratejik analiz ettiğimizde Ermenistan yeni devlet başkanı Nikol Paşinyan turuncu bir devrimle batı destekli özellikle Los Angeles lobisi katkısı ile iktidara gelmiştir.2018’de sokak gösterileri ile başlayan sürecin ürünü olan ateşli bir hatip, gazeteci ve militarist bir kişiliktir. Bugün Ermenistan içinde ekonomik problemler, yolsuzluk suçlamaları ve pandemi sürecini kötü yönetmesi nedeniyle sıkışmıştır ve eleştirilmektedir. Son zamanlarda iç işleri bakanı, genel kurmay başkanı ve istihbarat başkanı istifa etmiştir. Böyle bir süreçte kendisine bir karizma yapmak için Azerbaycan topraklarına sık sık saldırılar düzenlenmesine destek vermektedir.
İlk saldırısı haziran ayında Azerbaycan’ın Tovuz bölgesine yaparak adeta elini ateşe sokmuştur. Çünkü bu bölge Azerbaycan -Gürcistan-Türkiye doğalgaz ve petrol taşıma hattının merkezidir. Ermenistan’ın bu düşmanca saldırısı Türkiye’ye adete bir saldırı olmuştur. Bunun üzerine Türkiye -Azerbaycan askeri iş birliği hızla artmış, gerçek silahlarla Azerbaycan’da askeri tatbikat yapılmıştır.
Bu tatbikatla önemli miktarda Türk askeri yığınağı bölgeye yapılmıştır. Türk askeri desteği Azerbaycan kamuoyunda ve halk nezdinde Azerbaycan’da büyük sevinç yaratmıştır. Türkiye’nin bu desteği ardından Pakistan’da Azerbaycan’a askeri her türlü desteğini açıklamıştır. Geldiğimiz bu aşama da Doğu Akdeniz’de sıkışan Fransa ve Yunanistan’ın Türkiye’yi sıkıştırmak ve ilgisini dağıtmak için Ermenistan’ı devreye sokarak Azerbaycan’a saldırmış olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye ilgisinin bir kısmını Güney Kafkasya’ya ayırmak zorunda kalmıştır. Ermenistan’ın girişimlerine rağmen dünya kamuoyunda ciddi bir destek bulamamıştır. Rusya ve ABD eskiden olduğu gibi Ermenistan’ı net desteklemiyor. Sadece sessiz bir ateşkes çağrısı yapmaktadır. İran iki tarafa da ateşkes çağrısı yapmasına rağmen Ermenistan’a silah sevk etmektedir. Bu tavrı ne komşuluğa nede Müslümanlığa sığan bir durumdur. İran’ın Türk düşmanlığı devam etmektedir. Türkiye ve Azerbaycan bu durumu not etmeli ve İran’a gereken dersi zamanı gelince vermelidir. Türkiye ve Azerbaycan bir millet iki devlettir. Türkiye’nin Azerbaycan Türklerinin yanında olması en doğal durumdur. Bu aşamada kazanan üç lider vardır. Birincisi Recep Tayyip Erdoğan ... İkincisi İlhan Aliyev... KKTC Başbakanı Ersin Tatar Diğer Türk Dünyası liderlerinin Rus hegemonyasından bağımsız hareket edemeyerek iyi sınav vermiyorlar...
Türk İş birliği Teşkilatı üyeleri adına Azerbaycan’ın yanında olduğunu açıklamıştır. Beklentimiz bu ülkelerin ayrı ayrı Azerbaycan’ın yanında dimdik durmalarıdır. Sonuç olarak Ermenistan, Azerbaycan’a saldırarak kendisi açısından büyük bir stratejik hata yapmıştır. Sürecin kazananı Azerbaycan olacaktır. Bu süreçte işgal altındaki topraklar kurtulacaktır. Açıkça beklentim Laçin ve Kelbecer ile Dağlık Karabağ’ın Suşa, Akdere, Hocalı, Handendi gibi meskûn mahallere bir an önce kurtarılana kadar ateşkes’ çağrılarına kulak tıkamak gerekmektedir. Ermenistan’da Putin destekli bir darbe ile Eski devlet başkanı Koçaryan’ın iktidara tekrar gelmesi muhtemeldir. Çünkü dünkü istihbarat raporlarına göre Koçaryan yeniden Karabağ’a gitmiştir. Belki de Türkiye, Nahcivan, Azerbaycan bağlantısı Zengezur yolu ile birleşecektir. Böylece Turan yolu açılacaktır... 27 Eylül gelecekte Azerbaycan ve Türk yurtlarında bayram olarak kutlanacaktır... Ben diyorum ki; Azerbaycan ile Türkiye neden hâlâ Doğu Almanya ve Batı Almanya’nın birleşmesi gibi birleşmiyor? Tarih bu gafleti affetmez! Ne bekliyoruz? Eğer istersen bir gün içinde birleşme olur ve bu yeni siyasal yapı ne Kıbrıs ne PKK ne Ermenistan sorunu bırakır. Bölgesel bir güç doğar ve her şey değişir ... Böylece gün olur asra bedel... Bütün kalbimle Azerbaycan’ın yanındayım. Yaşasın Azerbaycan Türkiye dostluğu ve kardeşliği ...
Şu dörtlüğümle Tüm Azerbaycan ve Turan’a açılan yola selam gönderiyorum.
Selam gönderiyorum Anadolu’mdan, Fatih’ten Yavuzdan Süleyman Handan Mevlâna Bektaş’ı Derviş Yunus’tan Selam Azerbaycan Selam Türkistan. Azerbaycan’ı amasız ve fakatsız destekliyorum…