Şanlıurfa’da kanaat önderleri ile bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, ‘İnsanlar bilinçli olarak dinden uzaklaştırılıyor. Tarihte görülmediği kadar sosyal medya ve iletişim kanalları ile gençlerimize, çocuklarımıza sürekli dinsizlik aşılanıyor. Uyarıcılık görevimizi yapmamız lazım’ dedi.
Bu haber medyaya düştüğü anda kurduğum ilk cümle şu oldu, ‘Buna karşı siz ne yapıyorsunuz?’ Gençlik, din ve deizm üzerine Diyanet İşleri Başkanlığının bir araştırması var mı? Çözüm için ne yapılıyor? Yıllar önce bir yazı yazarak ‘Diyanetin yüz temel eseri var mı?’ sorusunu sormuştum. Halen lise öğrencilerine okutulacak kitabı yok Diyanetin. 150 bin civarında personeli olan bir kurumdan bahsediyorum.
Keşke Okumasa!
Bir öğretmen arkadaşım öğrencilere dağıtmak için Diyanet İşleri Başkanlığından kitap istediğini söylemişti. Başkanlıktan iki koli İslam İlmihali gelmiş. Öğretmen arkadaşım dedi ki; ‘Ömer Nasuhi Bilmen hocanın kaleme aldığı İslam İlmihali lise öğrencilerinin hangi sorusuna cevap verecek? Kitapta ki bilgilerin hepsini ellerindeki cep telefonundan öğrenebilir gençler. İki koli kitap evimde kalmasın diye mecburen gençlere dağıttım. Dağıttım ama içimden ‘keşke okumasalar’ diye geçirdim. Zaten çoğu ilk sayfalarda sıkılıp bir daha ellerine almıyorlar.’
Sosyal Medya Çağında Din
Sosyal Medya gençleri deist veya ateist yapmıyor. Gençlere Allah’ın dinini, Allah’ın kitabını, Allah’ın Peygamberlerini anlatamayan, sevdiremeyen hocalar gençlerin nereye gittiğini anlamıyorlar. Bu deist veya ateist gençlerin hepsi ateist ailelerin çocukları değil. Dindar anne babaların çocuklarından bahsediyorum. Gençlerin nereye gittiğini değil nereden kaçtığını düşünmek ve buna çözüm aramak zorunda olanlar, gençlerin kendilerinden kaçtığını itiraf edemedikleri için gençlerin gittiği yeri konuşuyorlar.
İnsanlık tarihinde ilk defa, dünyanın tüm bilgilerine elindeki telefonla ulaşabilen bir nesil var karşımızda. Böylesi bir neslin karşısına, mahallenin yaşlı amcalarına vaaz vermek dışında bir bilgisi veya becerisi olmayan din görevlileri veya müftülerle çıkarsanız, gençler sizden uzaklaşır. ‘Diyaneti Bekleyen Tehlikeler’ başlığı ile yazdığım köşe yazımda bu konuya dikkat çekmek istemiştim.
Köy camisindeki hocasından, evdeki büyüğünden, okulda ki öğretmeninden veya cemaat / tarikat yurdundaki hocalarından dinlediği bilgiler dışında farklı hiçbir şey duymamış bir nesil yok karşımızda. Eskiden kargadan başka kuş görmeyen bir nesil vardı. Bu yeni nesil, kuş cennetinde dolaşarak her türlü sesi duyuyor. Siz bu gençlere, ısrarla karga sesi dinletmeye veya karga sesini sevdirmeye çalışırsanız, hatta tek güzel kuş sesi karga sesiymiş gibi anlatmaya devam ederseniz, gençleri kendinizden tamamen uzaklaştırırsınız.
Gençlik ve Din
Gençlerin birçok sorusu var. Hatta öyle soruları var ki, insanlık tarihi boyunca bu sorular bugüne kadar hiç sorulmamış. Bu ne anlama geliyor? Yani gençlerin öyle soruları var ki, bu soruların cevapları Diyanet İşleri Başkanlığının İslam İlmihalinde yok. Ömer Nasuhi Bilmen’in İslam ilmihalinde de yok bu soruların cevapları.
Mezhep imamlarının hiçbirinde sorularının cevaplarını bulamayacak gençler. Yani ‘dört mezhep müftüsü’ (!) bile olsa, gençlerin sorularının cevabını veremeyecek. Çünkü sorular yeni olunca cevapları da yeni olmak zorunda. Eski ezberlerinizle verdiğiniz cevaplar gençleri sadece güldürür ve sizi zor durumda bırakacak sorular sormalarının kapısını aralamış olursunuz.
Karadeniz’in küçük bir ilçesinde görev yapan bir din görevlisi aramıştı beni. Yaşadığı bazı sıkıntıları anlattı. Konu gençler ve gençliğin sorularına gelince, başından geçen bir olayı anlattı. Onun diliyle yazayım buraya.
İlçemizde görev yapan genç bir Vaiz lise öğrencileriyle buluşup sohbet etmek istiyordu. Benimle de muhabbeti iyi olduğu için beraber gidelim dedi. Okulun küçük konferans salonunda lise öğrencileriyle kısa bir sohbet yaptıktan sonra soru cevap faslına geçtik.
Bir kız öğrenci erkeklere dört eş hakkı veren Kuran’ın neden bayanlara dört eş hakkı vermediğini sordu. İlçe Vaizinin vereceği cevabı biliyordum. Çünkü klasik kitaplarda hep aynı cevap var. İlçe Vaizi ‘Bir kadın dört erkekle aynı anda evli kalırsa nesiller bozulur. Çocuğun babasının kim olduğu bilinmez’ diye cevap verdi. Soruyu soran öğrenci hiç beklemeden ‘Ama hocam çocuğun babasının kim olduğunu laboratuarda yapılacak testlerle bulurlar’ dedi. İlçe Vaizi ne diyeceğini şaşırıp konuyu geçiştirmeye çalıştı.
Birkaç soru ve cevap daha geldi ama soruların cevapları öğrencileri tatmin etmediği gibi hep daha zor sorular sormalarının kapısını araladı. Program bittiğinde ilçe Vaizi mosmor ben ise kıpkırmızı olmuş bir vaziyette okuldan ayrıldık. O ilçe Vaizi bir daha hiçbir liseye gidip gençlerle soru cevap yapmadı.
Lise öğrencilerinin karşısına geçip sorularına cevap verecek kaç tane diyanet personeli var? İmam veya Müezzinden bahsetmiyorum. Kaç tane müftü lise öğrencilerinin karşısına geçip sorularına cevap verebilir?