Eğitim sisteminde kabus bitmiyor. Her şeyin durduğu seçim sürecinde bile eğitimde felaketler üst üste geliyor. Bilimsel anlayıştan habersiz uygulamalar sonucunda sistem yama tutmaz hale geldi. Yeni Liseye Geçiş Sisteminin kurbanı Meslek Liseleri oldu. Bu okullar kapatılarak Anadolu Liselerine dönüşecekler. Peki on binlerce öğrencisi, öğretmeni ne olacak; bunu bilen yok.
Meslek Liseleri eğitim sistemimiz içinde reel sektörle doğrudan ilişki içinde olan tek birim. Bu okullarımız muhasebe-finansman alanından adalete, turizmden sağlığa, sanayiden basın yayına meslek elemanı yetiştiriyor. Ayrıca Meslek Liselerinden sayısız üniversiteye konusunda uzman olmak üzere öğrenci gönderiyor. Üstelik bu öğrenciler bölgesel ve ulusal çapta yetişmiş eleman ihtiyacını daha eğitim görürken karşılamaya başlıyor. Meslek Liselerini kapatmak sadece eğitim sistemine değil ülkenin üretim gücünü baltalamaktan başka anlam taşımıyor.
Eğitim sistemimiz bu noktaya nasıl geldi? Her şey Hüseyin Çelik döneminde müfredatın değişmesiyle başladı. Ortaöğretim Kurumları Sınavını getirdi. Nimet Baş döneminde Seviye Tespit Sınavı 8. sınıflara zorunlu kılındı. ÖSS kalktı, LGS ve LYS geldi. Ömer Dinçer daha beterini yaptı 4+4+4 faciasını yarattı. Nabi Avcı TEOG’u getirdi. Sınav sayısı senede 12’ye çıktı. Şimdi bu da öğrenciyi sınavdan kurtarma adına kalktı. Güya az sayıda öğrenci sınava girecekti, herkes ikametinin bulunduğu yerde okul seçecekti. Sonuç Anadolu Liseleri yetersiz kalınca Meslek Liselerini kapatmaya kadar vardı.
1950’den sonra eğitim sistemimiz daima tartışmalı oldu. Fakat şu son 12 yıldır yapılan hatalar tarihimizin hiç bir dönemiyle karşılaştırılamaz. Bunların başında okulların İmam-Hatipleşmesi geliyor. Öğretim kurumlarımız içinde bu en bilimden uzak ve başarısız okullar topluma ideolojik bir anlayışla dayatıldı. Bu yıl 10 Fen Lisesine karşılık 188 İmam Hatip açılıyor. Şimdi de boş dersliklerle dolu İmam Hatipler yerine Meslek Liseleri kapatılıyor. Bu ideolojik bağnazlık değil de nedir?
Başarısız bir FATİH projesine harcanan parayla kaç derslik yapılırdı? İkili eğitimin ortadan kaldırılması için 60 bin dersliğe ihtiyaç var. Oysa eğitime bütçeden ayrılan pay %17’den %8’e düşmüş. Özel okula giden öğrenci sayısı %2’den %8’e çıkmış. Eğitimin yükü vatandaşın sırtına yıkılmış.
Öğretmenlerin maaşları sürekli erozyona uğruyor. Yüz bin öğretmen açığı var ama atanamayan neredeyse beş yüz bin. Üstüne Meslek Liseleri kapatıp yeni kadro-istihdam problemi yaratıyorsunuz.
Eğitim modern toplumun temelidir. Savaşla yıkılan Almanya, Japonya ve Rusya yetişmiş insan gücü sayesinde kısa sürede ayağa kalktı. Oysa biz daha savaşmadan kendi kendimizi çökertiyoruz.
Geceden sabaha bir ülkenin eğitim sistemini değiştirmek kudreti krallıkta bile olmaz. Bir toplumun geleceğini doğrudan etkileyen eğitim politikaları bir müsteşarın, bir bakanın iki dudağı arasından çıkan sözle belirlenmemeli. Bu ülkenin eğitimcileri, sendikaları, enstitüleri var. Hayatları kökten etkilenen çocuklarımız ve ailelerinin neden hiç söz hakkı yok?