Son günlerde yayılan aile içi nahoş ve sapkın videolar siyasetin nasıl yürüğünü gösterdi. Yaş kemale erdikçe Platon'a hak vermeğe başlıyorum. Antik Yunanda "Epimeleia heautou/kendine özen göstermek" denilen bir kavram vardı. Bir insan yönetmek istiyorsa, önce kendini yönetebilmeli, kendine Bakabilmeli, geliştirebilmeli vb.
Bu tür insanlar içlerindeki köylü ruhundan azade olamayanlar, yüksek öğrenim yapmış varoş gettosunu yanında getirmişler, kariyeri sadece yapmakla kalıp karakterini kariyerine entegre edememiş olan bu adamlar, daha kendilerini yönetemiyor, kontrol edemiyor; toplum içinde kime nasıl espri yapacağını bilmiyor. Kanaat önderi olur mu dersiniz?
Bir meslek sahibi ve siyasetçi olan benden on yaş küçük bir arkadaş biraz samimi olduk diye, yabancıların olduğu bir ortamda aynı ahlaksız espriyi iki defa üst üste yaptığında yumuşak bir şekilde, tabiri caizse "Eşeklik" yapmaması konusunda uyarılmayı kaldıramadı. Ham insanları sırf meslek sahibi oldukları için değil. Sağlam karakterli, meslek sahibi, üretken insanları siyaseten tercih etmek gerekir.
Adam muhtaç, aç yani. Uçan kuşa borcu var. Yalnız hakkını yemeyeyim protokol üyelerine tilki gibi yanaşmayı iyi biliyor ve bu durumda çok fazla salya salgılıyor. Neyse adam çeşmenin başında suyu kendisine çevirecek birde tutup başa oturtuyorsun! Orada burada ben şuranın başkanıyım, bu partinin yönetimindeyim. Yok çatı yapının üstündeyim, böyle yiyorum, arabadan inmiyorum vs.. diyor, bir bakmışsın; $, 5000 ₺ seviyesindeyken bir başkasına ödettiği elektrik faturası borcunun üstüne sülük'lenip, birde alacaklısına telefonda "ödeyemiyorum kaçtım mı?" Diyor. Üzerinden üç yıl geçmiş, $ olmuş 16.000 ₺ hesabını varın siz yapın.
Birisi Rambo dünyada Türkiye Cumhuriyeti'nin Barış gücüne asker gönderdiği bütün cephelerde savaşmış, en son dışişlerinde adam bulamamış bunu konsolos olarak atamışlar. Sormayın, yaşı uygun olsa, "ikinci Dünya Savaşı'nı ben bitirdim!" diyecek. Gidip bir partiye üye olup yönetime girmiş. En iyi olasılıkla Astsubay parti tanıtımında "Emekli Albay" yazıyor.
Geçmişte yolsuzlukla işinden edilmiş bir sahtekar bir partinin ilçe başkanı oldu. "Biz dostlara yapmayın, bu adam zaten böyle" dedik. Aman allahım ne tehdit telefonları, küfürler, falan.
- O bizim başkanımız hemşehrimiz sen neden böyle konuşuyorsun.
Diye sitemler. Hatta kardeş gibi çok sevdiğim sigortacı bir kız vardı. Sırf o partinin yönetimine girip başkana yaranmak için benimle selamı kesti.
Sonra ne mi oldu?
Kadınlar o teşkilatı basıp başkanı istifaya zorlayıp başardılar.
Bir tanesi var, Sayın iş insanı! Entellektüel olduğunu düşünüyor. Belediyede işçi iken formene gidip yediği yemeğin ücretini tekrar almak için kendisini iaşe listesinden sildirmeğe çalışan çorbacı. Köye çoban yapmazsın, tilkiyle işbirliği yapıp, koyunları boğazlar sonrada kurta suç atar o derece. Bu adam başka bir partide siyaset yapmaya çalışıyor kendisini 150.000 nüfuslu sanayii kentinin belediye başkanı olarak görüyor. Bu ortamda olur mu? Takdir vatandaşın. Yalnız bildiğim şey, bununla aynı karede poz veren potansiyel seçmeni oluyor. Piyar çalışmasını öyle yapıyormuş sayın arkadaşımız.
Hele, yaşı sekseni bulmuş birisi var. Adam kurnazmı kurnaz. Yaşından dolayı inandırıcılığı ve kendine acındırması çok yüksek. En son duyduğumda, "Ben kanserim!" Diye ortalarda dolanıyormuş.
Hayır bunu söylerken bir yandanda facebookunda viski bardağıyla fasıl yayını yapıyordu. İnsanlar inandı tabi. Allah uzun ömür versin hala turp gibi. Bu başkanımızın da çeşitli zaafları var.
Şimdi bunların siyasetinden ne beklenir ki? Şık kıyafetler, parlak ayakkabılar, büyük lüks arabalar, diplomalarınız, karakter ve tutumunuzu etkilemiyor. Türkiye'de siyaseti ranta çevirmek için çaba sarfeden bir çoğunluk var.
Aydınlanmacı, kuralcı, üstün karakter vasıfları bulunan, kendine özen gösteren bir grubun en azından 25 yıllık yönetimi bize seviye atlatır.
KALIN SAĞLICAKLA!