SEMİH YALÇIN POLİS MUHBİRİ DEĞİLDİR!
Semih Yalçın beni mahkemeye vermiş.
Demişim ki:
"MHP Kongresi için Balgat siyaseti iyice çirkefleşti.
Bahçeli'nin Meral Akşener'e 'paralel' çamuru tutmayınca Semih Yalçın 'Kocası Dev-Solcuydu' yalanına sarılmış.
Gerçi Meral Hanım'ın eşinin üniversite mezuniyet yılı Dev-Sol'un kuruluşundan öncedir.
Bu ayrıntıyı atlamış salak."
Dev-Solun kuruluşu 1979...
1970-73'lerde kurulmamış bir örgütün mensubu nasıl olunur?
Bunu diyene "salak" demeyecektim aslında?
Sizce ne demeliydim?
***
Ve Semih Yalçın'a peş peşe sorular sormuşum:
"Ey Semih Yalçın!..
Ankara Keçiören bölgesinde 70'li yıllardaki polis muhbiri kimdi?
Bu muhbir ülkücü eylemcilerin hangi adreste kaldığını, hangi eylemlerdee bulunduğunu, silahları nereye sakladığını takip edip polise rapor eder miydi?
Bu muhbirin ihbarı ile kaç ülkücü tutuklanıp kaç yıl cezaevinde yattılar?
Ve hatta Keçiören'de iki ülkücünün şehit edilmesinde bu polis muhbirinin vebali ve suçu var mıydı?"
Diye sormuşum.
Soru sormak her basın mensubu ve yazarın hakkıdır.
"Hayır!.. Ben o polis muhbirini tanımıyorum" diye cevap verebilirdi.
Tam tersine demiş ki:
"Alper Aksoy beni polis muhbiri olmakla suçluyor."
Şikayet konusu yazının şikayete gerekçe olan cümlelerini aynen aktardım.
Semih Yalçın'ın aşırı alınganlığını ben anlayamadım.
Anlayan arkadaşlar bana açıklasın lütfen!..
Alper Aksoy