Kısaca Şehzade Beyazıt'ın yaşamı ve ölümü
Şehzade Bayezid Kanuni Sultan Süleyman Han'ın Hürrem Sultan'dan olma üçüncü şehzadesidir. Kütahya, Konya ve Karaman sancak beyliklerinde bulunmuştur.
Annesi Hürrem Sultan'ın koruması ile kendini tahtın varisi olarak görmeye başlamış ancak annesi öldükten sonra güçsüz kalmıştır. Ablası Mihrimah Sultan'ında Şehzade Selim'in tarafını tutmasıyla kendisine taraftar toplamaya başlamıştır. Babası ise henüz sağ iken kardeşi Şehzade Selim ile giriştiği taht mücadelesinde yenilmiş; sığındığı İran Şahı’nın sarayında babasının adamları tarafından oğulları ile birlikte boğularak öldürülmüştür. Oğulları ve kendisinin cenazesi Sivas'ta bulunan Melik-i Acem Türbesi'nde yer almaktadır.
Şehzade Beyazıt'ın Yaşamı
1525 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman, annesi Hürrem Sultan’dır. 11 Kasım 1539’da erkek kardeşi Cihangir ile birlikte sünnet edildi. 1543’teki Macaristan seferine katıldı. 1546’da Karaman Sancak Beyliği ile görevlendirildi. 1548’de İkinci İran seferine çıkan babasını abisi Şehzade Mustafa'yla birlikte Akşehir’de karşıladı.
Kanuni 1553’te Nahcıvan Seferi’ne (3. İran seferi) çıkarken Beyazıt'ı taht muhafazası için Edirne’ye gönderdi. Ordu sefere giderken Konya’da Şehzade Mustafa’nın boğdurulması ve ardından Şehzade Cihangir’in de hastalanarak Halep’te hayatını kaybetmesi üzerine Beyazıt, tahtın iki varisinden birisi olarak kaldı. Diğer varis, ağabeyi Şehzade Selim idi.
Şehzade Beyazıt'ın hayatındaki 'Mustafa' olayı
Şehzade Mustafa’nın öldürülmesinden sonra ortaya çıkan Düzmece Mustafa olayında Şehzade Beyazıt'ın isyancı kuvvetleri durdurmada ağır davrandığı, hatta bu isyanı onun düzenlediği iddiası ortaya atıldı. Kanuni’nin ona olan güveni sarsıldı, ancak yine de kendisini affedip Kütahya’ya gönderdi. Bayezid bunun üzerine babasına yazdığı mektupta “ben kulunuzu muradına irgürdünüz” diyerek teşekkür etmiş ve kendisini tahtın varisi olarak görmeye başlamıştır.
Şehzade Beyazıt ve Hürrem Sultan'ın koruması
Hürrem Sultan, kendi oğullarından birisinin, daha çok karakter bakımından Kanuni’ye benzeyen Bayezid’in tahta geçmesini istiyordu. Yaşamı boyunca da onun koruyuculuğunu üstlenmiştir. Hatta Düzmece Mustafa olayında Bayezid’in, affedilmesini Hürrem Sultan’a borçlu olduğu söylenmektedir. Ancak Hürrem Sultan'ın 1558’de ölümünden sonra, Bayezid koruyucusuz kalmış ve kendine taraftar toplamaya girişmiştir. Şehzade Beyazıt'ın Selim aleyhine harekete geçmesinde, Lala Mustafa Paşa’nın rolü olduğu düşünülür.
Şehzade Beyazıt ve Şehzade Selim ilişkileri
Oğullarının taraftar toplamaya başlamaları üzerine Kanuni onları birbirlerinden uzaklaştırmış, 1558’de Selim’i Konya’ya, Bayezid’i ise Amasya’ya göndermiştir. Bayezid bunu kendisine bir hakaret saydı ve Kütahya’da kalmaya çalıştı. Ancak babasının ısrarları sonucu Amasya’ya gitmek zorunda kaldı; 21 Aralık 1558’de Amasya’ya vardı. Kanuni onu çeşitli vaadlerle oyalamaya çalışırken, o bir mektubunda babası için “padişah olan yalan söyler mi” dedi ve taraftar toplamaya devam etti.
Kanuni, aynı şekilde Selim’in de asker toplamasını söylemiş ve Sokollu Mehmed Paşa’yı ona yardıma göndermiştir. Bu arada Bayezid’in sancağından çıkması isyan olarak değerlendirildi ve Şeyhulislam Ebusuud ve başka din adamları tarafından öldürülmesinin vacib olduğuna dair fetvalar verildi.
Bu esnada Amasya’dan Ankara’ya gelmiş olan Beyazid, 29 Mayıs 1559’da Konya önlerinde Selim’in ordusuyla çarpıştı, ancak 2 gün süren savaşta onun düzenli ordusu karşısında üstünlük sağlayamayıp yenildi. Bunun üzerine Amasya’ya dönmüş ve müftü Muhyiddin Cürcani’yi babasına, affedilmesini dilemesi için gönderdi.
Şehzade Beyazıt'ın İran'a sığınması
Kanuni, Bayezid'in af talebini reddedip yakalanmasını emredince Bayezid oğullarını alarak 7 Temmuz’da Amasya’dan çıktı[3]. Ağustos ortalarında İran’a sığınmak zorunda kaldı.
Şehzade Beyazıt'ın ölümü - Şehzade Beyazıt nasıl öldü?
Bu sırada İran'a giden Osmanlı elçileri 25 Eylül 1561 tarihinde Şehzade Beyazıt'ı boğarak öldürdüler. Beyazıt ve ardından öldürülen oğullarının cenazeleri Sivas’a getirilerek surların dışında bulunan "Melik-i Acem türbesi"'ne defnedilmiştir. Bu türbe Abdülvehhâb Gâzî Camii içerisinde bulunur.
Şehzade Bayezid'in ölümünden sonra Bursa'ya nakledilen karısı bir kale içinde bekletilmiş ve yanında bulunan üç yaşındaki oğlu da öldürülmüştür.