SARI YAZMA DİYARI: CİDE…
Malak, pırasa dolması, ıspıt böreği, lokma, kuyruklu dolma, ceviz helva, yumurtalı börek, ıslama…
Bu mübarek Ramazan ayında bu lezzetler size yabancı gelmiş olabilir. Çünkü, bu yemekler, Kastamonu’nun sahil ilçelerinden Cide’ye ait yöresel tatlardan bazıları…
Siz bir de Cide’nin kendisini görün, bayılırsınız. Yeşille süslü yüce dağların arasına sıkışmış, kışın 5 bin, yazın 100-150 bin kişinin barındığı minik bir Batı Karadeniz ilçesi.
Homeros’un İlyada isimli eserinde “Cide” kelimesi kullanılmasına rağmen ne zaman kurulduğu tam olarak bilinmemektedir.
“Kytroron ve Aigialos” isimli iki antik şehre sahip olan Cide’ye, Fryglerin bir kolu olan Paflagonlalılar, M.Ö. 1100-700 yılları arasında hâkim olmuşlar.
O zamanlar Cide’de, Henet veya Heneti ismi verilen bir kavmin yaşadığı yine Homeros tarafından belirtilmiş.
Romalılar ve Bizanslılar, sırasıyla Cide’de hüküm sürmüşler. Güble ve Gilivri mevki arasındaki Çoban Kalesi, Romalılar tarafından yapılmış, Osmanlılar tarafından onarılmış.
Timle, Gazallı, Okçu Kaleleri Cide’nin tarihi zenginliklerindendir. Bu arada Cide ve çevresinde henüz ciddi bir arkeolojik bir çalışma yapılmamış.
Bizanslılardan sonra Danişmendler, Çobanlar ve Candaroğullarının hâkimiyetine geçmiş, 1392 yılında, Osmanlı topraklarına katılmış. Ankara Savaşı’ndan sonra İsfendiyar Bey bu bölgeye hâkim olmuş.
Fatih Sultan Mehmet, 1461 yılında buraları kesin olarak Osmanlı topraklarına katmış. 1868 yılında Kastamonu Sancağı’na bağlanmış, eski bir iskelesi olan Cide’ye yeni bir tersane kurulmuş.
İpek Yolu üzerinde olan Karaağaç İskelesi, Rusya ile Anadolu arasında ticaret bağlantısını kurmuş, zamanla önemini yitirmiş. Balıkçı limanı bile ancak 80’li yıllarda yapılabilmiş.
Her mevsim yağışlı olan Cide’nin yazları serin, kışları ise ılıman olup yaz sezonu oldukça kısadır.
Meşhur “Hababam Sınıfı”nın yazarı Rıfat Ilgaz’ın da bir dönem yaşadığı Cide, Batı Karadeniz’in en uzun sahiline, Gideros başta olmak üzere eşsiz koylara, sonsuz bir orman örtüsüne sahiptir.
Cide, 1868 yılında ilçe olmuş. Cide’de, merkezde 6 mahalle, 85 köy ve bunlara bağlı 204 mahalle vardır. Toplamda 20 bin nüfusa sahip olan Cide, gerçekten “cennet” gibi bir yerdir.
Sahilden Batıdan Kurucaşile ve Doğudan Doğanyurt ilçeleri arasında kalan Cide’ye ulaşım oldukça zordur.
Zordur ama yeşili, sakinliği sevenler için bu zorluk bir hiçtir…
Toplamda 660 km alana sahip olan Cide, son yıllarda turizmin gelişmesi, yollarının birazcık da olsa düzeltilmesiyle ekonomik yönden güçlenmeye başlamış.
Yöreye ait “Sarı Yazma” isimli kadınlara ait başörtüyle tanınmaya başlamış minik bir Batı Karadeniz ilçemizdir.
Diyeceksiniz ki bu minik ilçe nereden aklına geldi, niçin yazıyorsun?
Cide’yi yazıyorum, çünkü, dört beş sene bu eşsiz coğrafyada yaşama fırsatım oldu. Asıl ve en önemli sebep ise bir tanecik, canım ağabeyim Hüseyin Taşkın’ın orada yaşıyor olmasıdır.
Başta ağabeyim Hüseyin Taşkın olmak üzere tüm Cideli hemşehrilerime sonsuz selam ve sevgilerimi sunuyorum.