Milli Savunma Bakanlığı’nın, ABD ile koordineli bir şekilde Fırat'ın doğusunda kurulması planlanan 'güvenli bölge'de insansız hava araçlarının (İHA) göreve başladığı açıklamasını değerlendiren Rus uzman Çuprıgin, Türk İHA’ların Fırat’ın doğusundaki DSG hedeflerini vurabileceğini belirtti.
Türk İHA’larının temel görevinin istihbarat toplamak olduğunu ama aralarında saldırı amaçlı araçların olmadığına kimsenin garanti veremeyeceğini söyleyen Çuprıgin, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“İHA’lar açık hava sahasında uçuyor ve kolayca vuruşlar yapabiliyor. İstihbarat da zaten DGS hedeflerini vurmak için toplanıyor. Suriye’nin kuzeyinde çok sayıda PKK destekçisinin yaşadığı bölge olduğu için Türkiye’ye yönelik tehdit sürüyor. Bu yüzden, görüşüme göre, Türk İHA’ların Fırat’ın doğusunda istihbarat toplaması, Kürt silahlı oluşumları ve onlara destek verene herkesi yok etmeye yönelik askeri operasyona hazırlık olabilir. Yani bu istihbarat ya İHA’larla noktasal saldırılar gerçekleştirmek için ya da özel operasyon düzenlemek içindir”.
'TÜRKİYE ŞU ANDA KAZANAN KONUMDA'
Suriye’deki genel durumu da değerlendiren Rus uzman, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Suriye çatışmasının her bir tarafının kendi çıkarları var. Rusya müttefiklerine destek veriyor ve tüm dünyaya, göz ardı edilemeyeceğini gösteriyor. Günümüzde düşmanlar bile Rusya’nın, arabulucu ve müzakereci olabilecek tek Batı ülkesi olduğunu kabul ediyor. ABD’nin amacı, kesinlikle demokrasi tesis etmek değil, hatta petrol da değil, Suudi Arabistan ile olan anlaşmaya uymaktır.
ABD’nin Suriye’deki varlığı tamamen Suudiler tarafından kışkırtılmıştır. Burada izledikleri stratejinin bu kadar mantıksız olması da bu yüzdendir. İsrail’in de kendi hedefleri var, kendini İran birliklerine karşı korumaya çalışıyor, bu birliklerin doğrudan tehdit taşıdığını savunuyorlar. Türkiye’yi de endişe ettiren, iktidardaki lider veya başka şeylerden çok, varoluşsal tehdit olarak gördükleri DSG’nin başta sınırlarında olmak üzere serbestçe hareket etmesi.'
Türkiye’nin şu anda Suriye’de ABD’ye karşı kazanan konumunda olduğunu dile getiren Çuprıgin, “Şu anda ABD, Türkiye ve Kürt oluşumlar arasında yaşananlara bakılırsa benim görüşüme göre kontrolü elinde tutan taraf Türkiye. Türkiye, ABD’nin, bölgedeki tek NATO ülkesini kaybetmemeye tüm var gücüyle çalışacağı için bazı tavizler vermek zorunda olduğunu anlıyor. Bu anlamda Ankara doğru ve tarihsel olarak haklı politika izliyor” yorumunda bulundu.
SİYASETCAFE.COM