ROJOVA-CERABLUS ve FIRAT`ın MALLARI!
Türk Silahlı Kuvvetleri 24 Ağustos sabaha karşı saat 04.00 sıralarında DAEŞ unsurlarının işgal ettiği ve Suriye toprakları içerisinde yer alan Cerablus'a askeri harekat başlattı.
Türkiye'nin sınır güvenliğini sağlamak, masum vatandaşların canına haince kıyan terörist unsurları yok etmek ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü muhafaza etmeye katkı sağlamak amacıyla başlatılan operasyonda TSK, Cerablus'taki DAEŞ unsurlarını koasliyon güçlerinin hava desteğiyle vurdu ve 12 saatte sonuca ulaştı.
Harekatın adına ise “Fırat Kalkanı” dedi.
Elbette bu isim öyle durup dururken verilmiş bir isim değil.
Bunu anlamak için “Peki Cerablus neresidir ve Türkiye için önemi nedir? “ bilmek gerekir.
Suriye'nin en büyük şehri olan Halep'e bağlı bir ilçedir. Suriye'nin kuzeybatısında Gaziantep'in Karkamış İlçesi'nin karşısında yer almaktadır. İlçenin hemen doğusundan geçen Fırat Nehri nedeniyle değerli tarım arazilerine sahip olan Cerablus'un en önemli özeliği suyun kontrol bölgesinde olmasıdır.
Yani bu ne demek?
Bu şu demek; Ortadoğu’da yaşam suya muhtaç ve bundan dolayı da yaşamın izleri hâlâ su kenarlarında yeşeriyor. Cerablus’dan başlayarak suyun kontrolünü kim eline alırsa aslında Suriye’nin kontrolünü de o eline alacaktır. Yaşamın anahtarı Fırat aynı zamanda Suriye’nin de anahtarı olacak.
İşte bu yüzdendir ki Cerablus konusu 2015`de ki G-20 zirvesinde de masaya yatırılmıştır.
Erdoğan o zirvede şunları diyordu; , ‘‘nitekim Fırat'ın batısına geçme noktasında kararlılığımızı biliyorsunuz. Fırat'ın batısına kimse geçemez, bu konuda çok kararlıyız. Geçenlerde teşebbüs ettiler, gereği de yapıldı. Bu konudaki hassasiyetlerimiz, bundan sonra çok daha farklı şekilde devam edecektir. Bunu da gerek milletimin, gerekse tüm dünyanın bilmesi lazım’’
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Fırat'ın batısına kimse geçemez" derken Cerablus'tan başlayacak bir bütünleşme projesine karşı çıkacaklarını vurgulamaya çalışıyordu..
O projenin adı: "Rojava"ydı.
Hani şu HDP`nin dilinden düşürmediği ve her fırsatta Türkiye`yi bu konu üzerinden tehdit ettiği Rojava...
Onlara göre hayalini kurdukları "Suriye Kürdistanı" ya da "Batı Kürdistan" olarak ifade ettikleri projenin adıydı Rojova…
İşte bu yüzdendir ki DAEŞ`e karşı mücadele verdiğini söyleyen HDP-PKK ve onların Suriye kanatları PYD-YPG Türkiye`nin o bölgeye operasyonuna sert tepki vermişlerdir.
Tüm ülkenin sevinçle ve dualarla desteklediği “Fırat Kalkanı” operasyonuna HDP yine hainliğini göstererek İŞGAL demiştir.
Onlar ne derse desin Türkiye’nin 24 Ağustos 2016 sabahı başlattığı Fırat Kalkanı harekatının ilk 12 saatinde müşterek özel kuvvetler Cerablus’u önce kuşatmış ve ardından 2 saat içerisinde Suriye kasabasının çoğunda kontrolü ele geçirmiştir.
Bunun üzerine PYD/YPG bir açıklama yaparak Fırat’ın batısında çekilme kararı aldı.
YPG'nin sözde sözcüsü Redur Xelil, “ABD'nin desteklediği Demokratik Suriye Güçleri’nin isteği üzerine YPG olarak Fırat’ın batısından çekiliyoruz” dedi.
Hatırlayın HDP'nin eş başkanı Demirtaş aylar önce "YPG Fırat'ın batısına geçecek sen de mal mal bakacaksın" diyerek dönemin Başbakan'ı Ahmet Davutoğlu'na hakaret etmişti.
Her halde şimdi kendisi mal mal bakıyor ve hain hain bunda sonra ne yapacağını düşünüyordur.
Şimdi adama demezler mi , “Ulan oğlum siz ne zaman FİSTANLA devlet kurulamayacağını anlayacaksınız...” Derler … İşte ben dedim bile.
Peki Türkiye`nin bir anda başlatığı “Fırat Kalkanı” operasyonundan bizler nasıl bir ders çıkarmalıyız ve bundan sonra yapmamız gerekenler ne olmalıdır:
-Bu gün ki ''Fırat kalkanı'' operasyonun göstermiştir ki Türkiye`nin en önemli gücü ordusudur. Daha 40 gün önce darbe yüzünden kandi arasında çarpışan ordu, 40 gün sonra başka bir ülkeye müthiş bir ''Harp akademisi'' taktik-zekası uygulayarak operasyon yapabiliyor.
-Bu operasyondaki başarı göstermiştir ki Türkiye’nin ordusunun en önemli yeri Harp Akademileridir. Bu savaş taktikleri sadece orada öğrenilebilir. Çanakkale, Kurtuluş Savaşı gibi destanları da bu akademiden yetişen subaylar başarmıştır. Dolayısı ile bu akademiler kaldırılmamalıdır. Ordumuz, milletimiz için revize edilmelidir.
- Bu operasyon PKK’nın Suriye kolu PYD’nin liderinin “Türkiye Suriye batağında çok şey kaybedecektir" diye tehdit savurmasına en güzel cevaptır.
- Bu operasyon bölgenin sorunları yalnız bölge ülkelerinin kendi arasında ve Türkiye`nin liderliğinde çözüleceğine bir mesajını tüm dünyaya vermiştir.
-Bu operasyon bir süredir milletimiz üzerine kabus gibi konana karamsarlığa son vermiş ve istediğimizde neleri başarabileceğimizi bize göstermiştir.
Bundan sonra ne mi yapılmalı?
Sevgi Kafalı hocamın dediği gibi, “Türk ordusu Halep'i almalı. Sonra barış masasına oturup, Bayır - Bucak bizde kalmak şartıyla yeni bir sınır çizmeli. Suriye'de şartlar ne zaman düzelirse Halep'i boşaltırız demeli. Bizim Suriye sınırını garanti altına almamız şart.”
Evet Fırat`ın batısına kimse geçemez, ama doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi Türkiye için ucu açık bir vatandır…
Bu gidişler Türkler atalarının mirası olan topraklarına bir gün geri döneceklerdir, demedi demeyin.