Felekle derdi olan insanları hiç gözlediniz mi?
Onlara hal ve hatır sorduğunuz zaman dalar gider ve içten içe feleğe çatarak cevap verirler.
Bu cevap isyan değildir, dövünme hiç değildir sadece ince bir sitemdir.
Oysa felek genel anlamada gök, gökyüzü demektir.
Bir bakıma feleğe çatınca insan göklere haykırır sesini.
İnsanlar yine duygularını en güzel feleğe sitem ederek anlatırlar.
Feleğe küsmek, feleğin sillesini yemek, feleğini şaşırmak insanın içinde bulunduğu hallerin özetidir.
Örneğin; o gün mutlu iseniz,` felekten bir gün çalmış` çok şey yaşamış bir insan iseniz ` feleğin çemberinden geçmişsinizdir.`
Ve hatta sevdiğine duygularını dile getiren bir genç;
`Bilmesin o felek seni çok sevdiğimi
Duymasın kaderim seni istediğimi` der ve içten içe yaşar acılarını…
Hal böyle iken Felek denince akla hemen Kerkük ve Kerkük ağıtları gelir!
Kerkük Türkmen`i çektiği acıları dile getirmek, yalnızlığını anlatmak için
“Çak felek
Hançeri al çak felek
Düşmana fırsat verdin
Düşmandan alçak felek” der ve durumunu özetler.
Evet, ağıt denince bireysel sorunlar dışında toplumsal bir acı gelir gözlerimiz önüne o acının adı; Kerkük`dür.
Kerkük denince de akla Türkmen`ler gelir.
Kerkük`ün acıları o kadar derindir ki, acılarını dile getirirken tüm Türk dünyasının şarkıları ile hoyratları ağıtları ile ortak sesi olmuştur.
Türkmenler bölgede silahsız bir toplumdur ve bugün kan ağlamaktadırlar
Ve Türkmenler yalvarmaktadır;
`Kadir Mevla’m senden bir dileğim var
Beni muhannete muhtaç eyleme`
Ve Kerkük’te uzun yıllardır süren bu durum son zamanlarda okadar doruğa ulaşmış olmalı ki, Irak Türkmen Cephesi Liderlerinden Reşat Salihi ‘ Gavim Gardaş Hardasan‘ dercesine sosyal medyasından Türkiye’ye yönelik bir mesaj attı.
Tvıtter hesabında ‘kurban Türk’ün bayrağına ‘ diyerek bu sevdasını sabitlemiş olan Salihi şöyle diyor paylaşımından; “İnsan sevdiği kişiye sitem eder. Anladım ki Türkiye devletinde, Türkmen meselesi Adnan Oktar kadar önemli değilmiş. 7 patlama gerçekleşti, çocuk hastanesine bile füze fırlatıldı 3 kişi öldü 20 kişi yaralandı. Fakat tek bir “Türk” kanalında böyle bir haber yayınlanmadı. Sizler para ile bedel ödemeyi kabul edip, tek bir gün bile zor şartları kabul edemezken (Ki zor şart diye bir şey yok!)….Bizim yerimizde bir günün içinde bu kadar saldırıya uğrasaydınız ne yapacaktınız? Durum böyle giderse çok fazla değil 4 yıl sonra Kerkük’te tek bir Türkmen bile bulamazsınız. Gün geçtikçe Türkiye’ye kendi imkânları ile yerleşen Türkmenlerin sayısı artıyor. Bu işe el atılmaz ise sonumuz kötü olacaktır. Geçim sorunları bir yana, canlarımız çok büyük tehlikede…”
Peki kim bu Kerkük Türkleri?
Kerkük Türkleri, 1040’lardan Ön Asya'ya ve Anadolu'ya gelip yerleşerek vatan tutan Oğuz Türkeri’nin torunlarıdır.
O torunlar işte yukarıda haykırıyor “BURASI TÜRK YURDUDU BURAYI KAYBETMEYİ, BURASI DÜŞERSE DİYARBAKIR DÜŞER “ diye.
Salihi’nin gardaşına karşı siteminde bile Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü, ecdat yadigarı topraklara dönme gücü hayali var.
Bu gardaş siteminden alamıyor musunuz mesajı?
Ve siz; Afrika’dan Kamboçya’ya kadar insanlık adına gözyaşı döken fakat iş Türk Dünyasına gelince yanı başında KERKÜK’ü dahi görmeyen veya görmek istemeyen Türkiyeli yazar- çizer, liboş, nonoş tayfası!
Son söz size.
Size öyle sakin cümle kuramam kusura bakmayın.
Allah vicdan adına sizin ve beslendiğiniz yerlerin belasınız versin.
Elinize aldığını o kalem, dilinize düşen o hain kelamlar sizden birgün inşallah hesap sorsun.
Ve bir garip Düzgün gören gözlere, duyan kulaklara, sızlayan kalplere haykırır Kerkük hoyratıyla;
"Yara sızlar
Ok değmiş yara sızlar
Yaralının hâlinden
Ne bilsin yarasızlar"
Sevgili Reşat kardeşim!
Yaramız inan beraber sızlar.
Bilin ki;
Sizin ayağınıza değen taş bizin yüreğimize saplana kurşundur
Gün ola harman ola
Ozaman görecek bazı şeyleri yarasızlar…
KURBAN KERKÜK BAYRAĞINA!