PKK`ya Katılan Azerbaycan`lı Öğrenciler!
Size başımdan geçen bir olayı anlatacağım.
Bu yaşadığım olayı daha önce ki bir yazımda kalem almıştım, yine alacağım.
Geçen yıl, Azerbaycan`lı bir baba nereden bulduysa beni buldu ve yanıma geldi…
Dedi ki, `oğlumu Türkiye`ye kaçtı, onun kaçmasını sağlayanlar Suriye`ye götürecekler... ne olur yardım edin, kurtarın onu...`
Ve… Bana onun Türkiye` den aradığı en son telefon numarasını verdi…
Numara Antep`e aitti, anladım ki baba kaygılarında haklı.
Zira Antep`te ise Suriye`ye gitme olayı doğru yüksek… ve biliyordum ki Azerbaycan`dan oraya kandırılıp götürülen çok genç var.
Babaya kendimce telkinler verdim, `sakin ol `dedim, oğlunu kurtaracağız dedim!…
Sonra merak ettim çocuk hakkında sorular sormaya başladım, babası da anlattı `Sakindi, üniversiteyi çok iyi puanla kazanmış ve başarılıydı, hatta onun öğretmeni ile görüştüğümde oğlumun terbiyesinden başarılı olmasından bana övgü ile bahsetti ve hatta dedi ki, bir kızım olsa senin oğluna vermek isterdim… `
Babası anlattıkça kendi canım yandı, çaresizliği derdim oldu…
Hemen en son aradığı numarayı aradım bir market çıktı!...
Sonra gerekli resmi işlemler için çocuğun babasına rehber oldum, Azerbaycan makamlarına ve Türkiye Cumhuriyeti makamlarına babası adına aynı anda yardım talebinde bulundum.
Yetinmedim!
Türkiye defterlerimi karıştırdım, orada ne kadar eskiden tanıdığım arkadaşlarım varsa onlara ulaştım, TBMM`de tanıdıklarıma ulaştım ve çocuğun fotoğraflarını her yere ulaştırdım, MİT`e bildirdim yani heryerden yardım istedim…
Yetinmedim!
Antep`teki dostlarımı aradım, o markete gönderdim, o markette nöbet bile tutturdum…
Çocuk gelince alınsın , bize haber verilsin diye bir çete bile kurdum….
Ama olmadı!
Çocuğun babası bir hafta sonra beni aradı Selçuk Bey!, ` `oğlum beni Suriye`den aradı, oradaymış, bundan sonra ne yapabiliriz`` dedi.
Canım iyice yandı ve kendimi acizlik içerisinde, çaresiz ve bitkin hissettim…
Demek ki; ihanetçiler, kan emiciler kadar başarılı değilmişim ve bu
başarısızlık gencecik bir çocuğun avuçlarımızın içinden kayıp gitmesine sebep oldu…
Bu olaydan 1 yıl sonra…
Geçnlerde İnternete bir video düştü.
Videoda Azerbaycan`lı gençlerin bu sefer PKK saflarında savaştığını gösteriyor.
PKK`ya katılan genç neşeli bir şekilde konuşuyor;
Neymiş efendim?
Sosyoloji okurken daha adil, daha sosyal bir insanlık için PKK`ya katılmış.
`Sosyalizim ` istiyormuş.
Yalnış anlamayın çocuk bunları derken, elinde kalem, önünde kitap yok.
Elinde keleş, önünde kan kokusu var.
Bu nasıl bir beyin yıkamadır?
Bu nasıl bir kandırlmadır?
Sosyal ve adil bir hayatı, elinde KELEŞ`le getireceğini düşünüyor henüz 20 yaşlarında çocuklar.
Kim bu çocuklar?
Topraklarının 3 de 1`i Ermenistan tarafından işgal edilen Azerbaycanlılar.
Azerbaycan`lılar diyorum zira belli ki, Azerbaycan Türk`ü değiller.
Peki kimin kampına katılmış bunlar ?
PKK`nın.
PKK kim?
Ermeni terror örgütü ASALA`nın işlevini kaybedince ortaya çıkarılmış benzer bir örgüt.
Kısaca; Kürt kardeşlerimize mal edilerek bugünlerde legalleştirilme çalışılan bir ermeni terror örgütüdür PKK.
Ve bu çocuklar onlar için savaşa gidiyorlar.
Suriye örneğindeki gibi bu çocuklara kandırılmışlar diyemiyorum, zira `KAN` aynı olmadan `dırılmak` ı cümlenin sonuna getirmek anlamsızdır..
Ama bu videoda ortaya çıkan hakikat şudur;
Demek ki, Azerbaycan olası bir ermenistan savaşı öncesi bir iç güvenlik tedbiri oluşturması gerekmektedir.
Şimdi devletimizin ve milletimizin oturum ciddi ciddi şunu düşünmesi gerekir, ` Azerbaycan`ın işgal altındaki toprakları ortada iken, neden gençler bu tür terrör örgütlerine meilli olurlar?`
Ve devlet derhal bu tür terror örgütü probagandası yapan, açık açık slogan atanıları gündeme almalıdır ve daha fazla gencimizi kaybetmeden gerekeni yapmaldır.
Aksi takdirde Kenya`dan getiriliken `Benim asıl üssüm Azerbaycan`dadır 'diyen Apo'nun kan kokusu buralarada sıçrayacaktır.
Zaten adamlar yayınladıkları haritalarda bölgelerinden bir bölümünü de Azerbaycan topraklarından göstermektedirler.
Evet!
Zalimler işbirliği yapıp gençlerimizi kandırıyor, milletimizi bir birine kırdırıyorlar.
Ama mazlumlar bir kader birliği yapıp bu zulme dur diyemiyorlar.
Evet, gelin KARABAĞ dururken PKK`da, Suriye`de ve başka yerlerde çocuklarımızı kurban edenleri tespit edelim, devletimize yardımcı olalım ve onların elinden yavrularımızı kurtaralım.
Bunu Devlet adına, Millet adına, Vatan adına ve dahi insanlık adına yapalım.
Bunun için en azından şehitlere namus borcumuz var.
Selçuk Düzgün