'Unutma, yıllardır kendini eleştiriyorsun ve bu hiçbir işe yaramadı.
Şimdi kendini onaylamayı dene ve neler olacağını gör.' Louise L. Hay
Herkesten bize saygı gösterilmesini istiyoruz.
Saygı görmediğimizde de ya mutsuz olabiliyoruz ya da karşımızdakine öfkeleniyoruz.
Diğerlerinin bize saygı göstermesini bu kadar beklerken kendimiz için aynı hassasiyeti gösterebiliyor muyuz acaba?
Bu yazının konusu işte tam olarak bu.
Özsaygı....
Özsaygı nedir?
Özsaygı bir kişinin kendine ne kadar değer verdiğinin, kendini ne kadar onayladığının ve takdir ettiğinin ölçüsüdür.
Özsaygı uzmanı Morris Rosenberg, özsaygıyı oldukça basit bir şekilde, kişinin kendisine karşı olan tutumu olarak ifade ediyor.
Bu tutum kendine karşı olumlu ya da olumsuz bir tutum olabiliyor.
Genetik, kişilik, yaşam deneyimleri, yaş, sağlık, düşünceler, sosyal koşullar, başkalarının tepkisi, kendini diğerleriyle kıyaslama gibi faktörler özsaygıyı doğrudan etkiliyor.
Ayrıca özsaygının sabit olmadığını ve değişebileceğini de biliyoruz.
Bu da özsaygıyı geliştirebileceğimiz anlamına geliyor.
Peki, özsaygısı düşük olan kişiler ile özsaygısı yüksek olan kişiler arasında nasıl bir fark var?
Gelin şimdi buna bir göz atalım.
Özsaygısı düşük kişilerin özellikleri;
Kolayca kızar ve sinirlenirler.
Fikirlerinin önemli olmadığını düşünürler.
Kendilerinden nefret ederler.
Yaptıkları asla yeterince iyi değildir.
Başkalarının düşünceleri onlar için aşırı önemlidir.
Dünya onlara göre güvenli bir yer değildir.
Verdikleri her karardan şüphe duyarlar.
Üzüntü ve değersizlik duygularını düzenli olarak yaşarlar.
İlişki kurmakta zorlanırlar.
Sınır koymakta zorlanırlar.
Risk almaktan ve yeni şeyler denemekten kaçınırlar.
Özsaygısı yüksek kişilerin özellikleri;
Kendilerini ve diğer insanları takdir ederler.
Bir insan olarak büyümenin, yaşamlarında tatmin ve anlam bulmanın tadını çıkarırlar.
Yaratıcılıklarını artırmak için kendilerini keşfetmeye açıktırlar.
Hayatlarındaki problemleri çözmeye kolayca yoğunlaşabilirler.
Sevgi dolu ve saygılı ilişkiler kurarlar.
Değerlerinin ne olduğunu bilir ve değerlerine göre yaşarlar.
Düşünce ve ihtiyaçlarını diğer insanlara sakince ve kibarca söylerler.
Diğer insanların hayatlarında yapıcı bir fark yaratmaya çalışırlar.
Başkalarıyla iletişim kurarken rahattırlar ve suçluluk hissetmezler.
Geçmişe takılmadan şimdiye odaklanabilirler.
Başkalarından ne daha iyi ne de kötü olduklarına, onlarla eşit olduklarına
inanırlar.
Özsaygınızı artırmak için neler yapabilirsiniz?
Kendinizi tanıyın.
Güçlü ve zayıf yönlerinizi bilin ve bunları dürüstçe ortaya koyun.
Kendinizden beklentileriniz gerçekçi olsun.
Mükemmeliyetçi olmayı bırakın.
Kişisel resminizi oluşturmak için istekli olun.
Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayı bırakın.
İçsel eleştirmeninize “dur” demeyi öğrenin.
Sizi motive edecek daha sağlıklı alışkanlıklar edinin.
Her akşam kendinizde takdir ettiğiniz 3 şeyi yazın.
Vicdanınızla çelişen şeyleri yapmayın. Size doğru gelen şeyi yapın.
Hataları ve başarısızlıkları daha olumlu bir şekilde ele alın.
Psikolojik Danışmanlık özsaygınızı yükseltmede nasıl yardımcı olur derseniz;
Yapılan araştırmalara göre psikolojik danışmanlık süreci özsaygıyı geliştirmekte oldukça yardımcı oluyor.
Psikolojik danışmanlık sürecinde duygu ve düşüncelerinizi paylaştığınızda yargısızca, şefkat ve kabulle dinleniyor olmanız bile sağlıklı özsaygının
temellerini oluşturabilir.
Psikolojik danışman bu koşulsuz kabul duruşunda tutarlı olduğu takdirde kendinizle ilgili olumsuz varsayımlarınızı tekrar değerlendirebilir ve “kendinizde aslında yanlış bir şey olmadığı” inancına geçmek kolaylaşır.
Bu süreçte özsaygının bir gerçeklikten ziyade bir inanç olduğunu ve inançların deneyimlerinize dayandığını görebilirsiniz.
Bu da, davranış ve düşüncelerinizi değiştirdiğiniz takdirde, özsaygınızı
yükseltebileceğinizi gösterir.
Danışmanlık süreci kendinizle ilgili bu yeni inancı temel alacak, “temelde kabul edilebilir biri olduğunuz” olasılıkları sunabilir.
Koşulsuz kabul, sizin de kendinizi kabul etmenizi kolaylaştırır.
Psikolojik danışmanlık süreci tüm davranışlarınızın onaylanacağı anlamına gelmez ancak temelde kim olduğunuzun kabul edilmesi ve onaylanması, bir kişi olarak değerinize olan inancınızda son derece olumlu
bir etkiye sahiptir (Gilbertson, 2016).
Hayat boyu kuracağınız en uzun ve en önemli ilişki kendinizle kurduğunuz ilişkidir.
Merve ALKAN
Uzman Klinik Psikolog