Oslo görüşmeleri

İsmail Çorbacı

Bazı MİT yetkilileri ile PKK yöneticileri arasında 2009 ya da 2010 yılından beri Norveç'in başkenti Oslo'da yapılmış olan gizli görüşmelerdir.

Böyle bir görüşmenin gerçekleştiğine ait ilk iddia sızdırıldığı belirtilen bazı ses kayıtlarının 2011 Haziran ayında internette yayınlanması ile ortaya çıkmıştır.

Ses kaydına göre PKK ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasındaki görüşmede yer alan kişiler MİT Müsteşarı Hakan Fidan, MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş, KCK'lı Mustafa Karasu, PKK'lı Sabri Ok, Kongra-gel Başkanı Zübeyir Aydar ve koordinatör ülke temsilcileridir.

Koordinatör ülkenin görüşmelere bir ya da daha fazla görevli gönderen İngiltere olduğu ortaya çıktı. Hastalık, doğru tespit ve doğru yolla tedavi edilir. Biz ise yanlış adımlarla yanlış hedefe doğru gidiyor ve bu durumdan da şikayet ediyoruz. Yanlış adımlarımıza bir bakalım ; Terör meselesine "Kürt Sorunu" diyerek emperyalistlerin maşalarına taban kazandırdık.

>"Türkiye'de Kürt sorunu vardır." >"Türk üst kimlik olamaz" etnik köken, alt-üst kimlik tartışmalarını başlattık. Şırnak'ta "Türkiye'de 36 etnik köken vardır, beyler!".diyerek olaya farklı bir boyut kazandırdık.

>"Güneydoğudaki eski yer isimlerini değiştirdik."

>"Kürtçeyi seçmeli ders yaptık."

>"40.000 kişinin, hatta ana karnındaki bebeklerin katiline ev hapsini bakanlarımızın ağzından dillendirdik."

>"PKK ile kim mücadele ettiyse onlarla mücadele ettik."

>"Yakın geçmişteki bütün tarihi hakikatleri çarpıtarak adeta millete beyin nakli yaptık".

>"Açılım zarar görmesin diye PKK'nın katliamlarını başkalarına yükledik."

>"Kürtçe eğitim veren özel okulların açılmasına izin verdik."

>"Kalkınma Ajansları, Bölge İstinaf Mahkemeleri ve Büyükşehir yasası ile merkezle bağlarını azaltarak mahalli idareleri güçlendirdik. PKK'nın manevra alanını ve finansmanını kolaylaştırdık."

>"Terörle mücadeleyi bırakıp Oslo'da başlayan müzakere ve tavizler önü alınmaz bir boyuta ulaştı."

>"TRT 6 kurulup, Kürtçe yayınlara başlandı."

>"Üniversitelerde çeşitli adlarla Kürdoloji bölümleri açıldı." >"Yerleşim yerlerinin onlarca, yüzlerce yıldır kullandığı adları, sırf şirinlik olsun diye değiştirilmeye başlandı.

" >"Sanatçılarla, sporcularla, şairlerle, edebiyatçılarla yemek masaları kurularak adeta terörle mücadele işi siyasi şov malzemesi yapıldı. Ancak, ne Başbakan'ın önünde ağlayan İbrahim Tatlıses'in, ne dakikalarca konuşan Bülent Ersoy'un ne de Erdoğan'a 'Olay adamsın' diyen Kibariye'nin sonradan herhangi bir girişimini gördük!".

>"Siyasette Kürtçe propagandanın önü, gerekli" yasal düzenlemeler " yapılmadan açılıverdi. "

>"İmralı'ya yeni tesisler yapılarak yeni mahkumlar gönderildi ve terörist başının yalnızlığına son verildi. Ama yetmedi!."

>"Milletvekilleri provokasyon yaptı. Öcalan'ın hücresindeki santimlik düzenlemeler bile şehirlerde bir yığın gösteriyle protesto edildi, ölenler oldu."

>"Terörist başı avukatları aracılığıyla medyada çarşaf, çarşaf" yol haritası"yayınlandı hiçbir yasal takibat uygulanmadı."

>"Habur'dan giren teröristler için karşılama töreni düzenlendi, seyyar mahkeme kuruldu."

>"Bu millete Habur hukuksuzluğu yetmedi, Şemdinli rezaletini yaşattık."

>"Terör örgütünün hamisi Mesut Barzani'nin ayağına heyetler gitti, sonra da Yahudi peşmerge başı Türkiye'de ağırlandı."

>"Bir diğer terör örgütü hamisi Ermeni Celal Talabani," Cumhurbaşkanı" sıfatıyla ayağına kırmızı halılar serilerek Ankara'da ağırlandı."

>"Andımızdaki " Varlığım Türk varlığına armağan olsun " ifadesinden rahatsız olanlar için andımızı okullardan kaldırdık."

>"Türk Bayrağı tahrik unsuru oldu ve hainler kızmasın diye bayrağı indirdik. Ardından bölücüler her yerden bayrağımızı indirdi ve yaktı."

>"Diyarbakır BDP Kadın Platformu şehir merkezinde gösteri yapıp, ellerindeki Öcalan posterleri ile slogan atarak," Meclisi basarız, Erdoğan'ı asarız "diye Başbakana yönelik tehdit savurdu."

>"PKK silah bırakmadan ne yaparsanız yapın, kimse sizin barıştan yana olduğunuza inanmıyor."

>"Artık atamadığımız bir adım kaldı o da" Kürtçe eğitim ve sınırların çizilmesi kaldı."(Özel okul izni çıkmıştır.) Onun için hiç kimse BDP milletvekillerinin "Analar ağlamasın diye gerekirse tankların önüne yatarız" söylemleri ile kan, tahrik, gözyaşı, bölücülük uygulamalarınızı gölgeleyemezsiniz millet de size inanmıyor. Onun için hiç kimse PKK sempatizanı sözde birkaç aydın ve yazarın, "PKK'yı aklayıp, TSK'yı suçlayan", art niyetli "çözüm" öneren paçavra yazılarına inanmıyor. Açılım, Türkle-Kürdün evlenmesi, Kürt kimliğinin anayasaya girmesi (yani ortak devlet), federasyonu tartışmalıyız gibi büyük beklentiler oluşturacak iddialarla ortaya çıkması yolunun ve sonucunun akıbetini belirlemiştir. İngiltere'nin IRA ile yaptığı gibi terör örgütünün gücü kırılıp silahları bıraktırıldıktan sonra müzakere başlayıp terörü bitirme yolu doğrudur.

Şunu görmek zorundayız; PKK açılıma karşı değil açılımın kendi üzerinden yapılmamasına karşı. Apo önceden açılımla ilgili DTP'ye vekalet verdiğini belirtmişti. Fakat bu vekaleti geri aldı ve artık benimle görüşeceksiniz diyor. Terörün artışının nedeni de hükümeti Apo ile müzakereye zorlamaktır. Kısa süre önce uzak gibi görünen bu amaç günümüzde hedefine ulaşmıştır.